İlimizde son günlerde güzel gelişmeler oluyor. Elazığ Belediyesinin peş peşe birkaç önemli aktivitesine şahit olduk.
Şehir Lokantası.
Halk Ekmek Fabrikası.
Başka aktiviteler de var ama bugünkü konumuz Şehir lokantası ve Halk Ekmek Fabrikası.
İki tesiste verilen hizmetler, adeta şehre iki alanda “ucuzluk getirdi.
Bir defa kent değil, şehir lokantası demekle, iki kavramın farklı şeyler olduğunu da hatırlatıyor insanımıza.
Şehir kavramı bize aittir ve daha çok insanı ve insanların yaptıklarını öne çıkarır. Yani şehir kavramında özne “insan”dır.
Kent kavramı Batı ‘ya aittir ve daha çok binalar ve devasa yapılarla anılır. Yani kentin öznesi “koca koca yapılar ve insana tepeden bakan köşkler ve saraylar”dır.
Şehirler, insanların daha iyi bir hayat sürmek için bir araya geldikleri yerler olarak tanımlanırken, bugün kent kavramının tanımlanmasında ekonomik faaliyet, istihdam yapısı, nüfus yoğunluğu gibi çeşitli kriterler kullanılmaktadır.
Konumuza dönersek; belediyenin hizmete sunduğu “Şehir Lokantası”nda dört çeşit yemek elli (50) lira.
Şehir Lokantası’nın menüsünde dört çeşit yemek yer alacak. Her gün 12.00-16.00 saatleri arasında hizmet verecek olan Şehir Lokantası, toplumun her kesimine hitap edecek. Lezzetli, sağlıklı ve kaliteli yemekleri ekonomik bir şekilde sunacak lokantada vatandaşlar dört çeşit yemek için sadece 50 lira ücret ödeyecek.
Yani beş kişilik bir aile şehir lokantasında afiyetle yemek yer ve sadece iki yüz elli (250) lira öder. Aynı parayla şehir lokantasının dışında bir lokantaya giderseniz ödeyeceğiniz para 1400 lira ile 1700 lira arasındadır.
Toplumun bir kesimi uzun zamandır ailecek lokantaya gidemiyordu. Dolayısı ile aile reisi de biraz sıkıntılıydı. Şimdi ailesini alarak “Şehir Lokantası”nda rahatlıkla yemek yiyecekler.
Varsıl kitle bunun ne demek olduğunu pek anlamayabilir. Şair ne güzel söylemiş: “Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir / Müptela-yı gama sor kim geceler kaç saat.” (Yıldız falcısı ile takvim hazırlayanlar yılın en uzun gecesini bilmez. Derdi olanlara sor ki, o sana gecelerin kaç saat olduğunu söylesin.)
Keza “Halk Ekmek Fabrikası” da insanımıza ucuz ve el değmemiş ekmekler sunmaktadır.
Günlük üretimi kırk bin (40.000) ekmek. Zamanla daha da artar.
Fırınlarda on (10) lira olan ekmek, Halk Ekmek’te yedi (7) liraya verilmektedir. Kalabalık bir aile günde on ekmek aldığında otuz (30) lira daha az para ödeyecektir. Bu da o ailenin bir başka ihtiyacı için aylık 1.000 lira ekstra gelir demektir.
İstanbul Belediyesi de, Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde, 1994-1999 yılları arasında, birçok hizmetin yanında bir de Halk Ekmek Fabrikası ile insanların teveccühünü kazanmıştı. Tabi o yıllarda bu tür faaliyetler oldukça dikkat çekiciydi. Hatta bir hemşerimiz de o fabrikanın genel müdürlüğünü başarı ile yapmıştı.
Bugün de insanların gıda harcamalarının bir kısmını azalttığı için toplumda oldukça olumlu izler bırakır.
Demek ki yerel yönetimler eliyle insanların gönlünü almak ve ucuzluk sağlamak mümkündür.
Yerel yönetimler muhakkak liyakata önem vermelidirler. Bir cümlenin koca bir şehrin teveccühünü kazanmaya yetecek hizmete hemen kapı aralayabilir.
Elazığ Belediyesi’ni ve başkanını bu hizmetlerinden ötürü tebrik ederken, şehrin iki noktasında iki süpermarket beklediğimizi de belirtelim.