SEZAİ KARAKOÇ (1933-2021)

Şair-yazar, düşünce adamı, siyasetçi. İkinci yenicilerden bir şair, daha ziyade Müslümanlar ve onların meseleleri üzerine kafa yoran bir düşünce adamı ve gittiği illerde rahat konuşabilmek ve baskılara maruz kalmamak için diriliş felsefesi üzerine siyasi parti kuran bir siyasetçi.

Sezai Karakoç, 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğmuştur. Türk Edebiyatı ve siyasetine verdiği dikkate değer katkıları ile tanınan önemli bir yazar, şair, düşünür ve siyasetçidir. Çok sayıda şiiri ve eseri vardır. Modern Türk şiirinin temel taşlarından biridir. Cumhuriyet Dönemi Türk şiir geleneğinin önemli şairlerindendir.

16 Kasım 2021 yılında 88 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

Şiirlerinde ve yazılarında kendisi tarafından ortaya konulan "diriliş fikri"ni temel almış, bu konu etrafında yeni bir ekol oluşturmuş ve Türk şiirini metafizik bir esasa yerleştirmiştir. Edebi lisanla söylersek; şiirde poetikası (şiire özgü, şiir niteliğinde düşünce ve anlayışı) olan bir şairdir. İslam dünyasının sorunlarını tespite ve çözmeye yönelik görüşleri ile Türk edebiyatında ve düşünce hayatında önemli bir yere sahiptir.

Sezai Karakoç, İslami konular etrafında düşünmüş, kafa yormuş ve eserler vermiş bir şahsiyettir. Sanatçı, şiir ve düşünce yazıları kaleme almanın yanı sıra ‘Diriliş’ adında bir dergi çıkartmış ve ‘Diriliş’ ile ‘Yüce Diriliş’ isimlerinde kurduğu partilerle siyasi arenada boy göstermiştir. Tüm bu eylemlerin merkezinde İslam’ı rehber edinen Karakoç’un düşünce sisteminin temelini Tanrı, din, insan, kültür, medeniyet, millet gibi kaynağını metafizik âlemden alan konular ve kavramlar oluşturmaktadır. Din onun için pek çok şeyi anlama ve çözmede ana kaynak olmuştur.

Karakoç; temel kavramları merkeze alan, bu kavramlar etrafında şekillenen ve İslam toplumlarının her alanda birlikteliğini medeniyetçi bir perspektifle dile savunan bir siyasi anlayışa sahiptir. Düşünce yazılarında insanlığın bir buhran dönemi içerisinde bulunduğunu vurgulamış ve İslam’ı bu bunalım çağını sona erdirecek çözüm unsuru olarak kabul etmiştir. Bilimde ve teknikte geri kalmışlığın sebebini de gerçek Müslümanlıktan ayrılmak olarak yorumlamıştır.

Karakoç “İkinci Yeni Akımı”nın önemli şairleri arasında yer almıştır. Kabul gördüğü gibi İkinci Yeniciler Türk edebiyatında şiirin önemli akımlarından biridir.

Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ece Ayhan, Ülkü Tamer ve Tevfik Akdağ “İkinci Yeni Şiir Topluluğu” şairleridir.

Sınıf arkadaşı Cemal Süreyya Sezai Karakoç için; “Bulgucu adam. Belki de ülkemizde tek bulgucu. Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif'in tinsel görüntüsüyle adam akıllı dürüst bir Necip Fazıl'ınkini iç içe geçirin, yaklaşık bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz.” diyor.

Behçet Necatigil de Sezai Karakoç için; “ Kendisine İslami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştıran: mistisizmden, enbiya-evliya kıssalarından yararlanan, çarpıcı benzetme ve imgelerle, denenmemiş sentezlere ulaşan, bağımsız sayfalar açan bir edebiyatçıdır.” demektedir. (Hızırla Kırk Saat gibi.)

Necip Fazıl’ın, Sezai Karakoç'un, Nuri Pakdil'in ve diğer dindar edebiyat ve düşünce insanlarının Filistin, Kudüs ve Aksa konusunda müthiş bir duyarlılık gösterdiğini önemli bir not olarak buraya düşelim.

1950'de yazdığı “Monna Rosa” şiirinin bir okul arkadaşı için yazılmış bir akrostiş olduğuna dair çok hikâyeler anlatıldı. Sezai Karakoç bu hikâyelere karşı; "Monna Rosa’nın her şiir gibi bir doğuşu vardır. Ama şiire bakıp bir takım senaryolar uydurulduğu söyleniyor ki bunların çoğu asıl ve esastan mahrumdur. Şiire bakıp tümünü hayatın bir fotoğrafı gibi düşünmek, şiiri hiç anlamamak demektir." diye itiraz etmiştir.

Şiirde ve düşüncede iz bırakanlar listesinde yer alan Sezai Karakoç’a Allah rahmet etsin.

ETİKETLER:

NELER SÖYLENDİ?