BİRKAÇ OLAYLA EKONOMİ ANLATIMI

NEVZAT ÜLGER

27-11-2023 07:58

Dünyada 1973 yılında başlayan “liberalleşme” hareketine Türkiye ancak yedi yıl gecikmeyle 1980 sonrasında Turgut Özal’la başlamıştı.

Genel hareket noktası devletin küçültülmesi üzerine bina edilen liberalleşme hareketi, aksine Türkiye'de devletin büyümesine yaramıştır. Neticede görüldü ki; özel sektörün yerine devletin büyümesi ekonomiye, piyasalara ve tek tek bireylere yeterince fayda sağlamıyor. Denenmiştir; devlet büyüdükçe otoriterleşiyor, hukukun yerini güç alıyor.

Peki, temel hedefi ekonominin serbest piyasaya bırakılarak devletin küçülmesi olduğu halde nasıl olduda devlet büyüdü?

1980’li yıllarda siyasi ve bürokratik inatlaşma ve olayları farklı yorumlamalar, hükümetin amacı olan özelleştirmeyi zorlaştırmıştı. Özal da bu engeli aşmak için özelleştirme yerine KİT’lerin varlığını halka açma yolunu tercih etmişti. (Özelleştirme ile halka arz arasındaki ince farka dikkat etmeli.)

Aslında halka arz etmek demek özel sektörü dışlayarak, işletme için hem önemli bir kaynak elde etmek, hem de işletme yönetiminin yine eskisi gibi devam etmesi demektir.

Özel sektördeki halka arzın arkasındaki temel mantık da bu değil midir? Hem ekonomik kaynak elde ediliyor hem de yönetim yine eski patronda devam ediyor. Halka arz üretici şirketlerinin can simididir.

Benzer mantığı akaryakıt fiyatlarında da görüyoruz.

Bu ülkede akaryakıt fiyatlarına ve döviz kurlarına bakarken, bireylerin ve devletin bu işten kazancı ve kaybı nedir diye dikkat etmek gerekir.

Öncelikle akaryakıt artık olmazsa olmazlarımız arasındadır. Yalnız araç sayımız 29 milyondur. Bunun sonucu olarak da hem petrol fiyatları arttıkça hem de döviz kurları yükseldikçe, bu kalemler üzerindeki vergiler nedeniyle hazineye para akmaktadır. Tabi bu arada maalesef piyasa fiyatları da devamlı artmaktadır. (Enflasyon fiyatlardaki devamlı artıştır diye tarif edilmiyor mu?)

Devlet de topladığı bu gelirlerin şöyle ya da böyle önemli bir kısmını sanayiciye, esnafa, işçiye, memura, köylüye, emekliye, dul ve yetimlere dağıtıyor.

Önemli bir not: Gelişmişlik veya geri kalmışlık yalnız ülkenin genel gelir seviyesiyle değil, gayri safi milli hasılanın nasıl dağıtıldığı ile daha yakından ilgilidir. Öyle olmasaydı Necip Fazıl gelirin dağılımı ile ilgili o nefis “Destan” şiirini yazar mıydı? “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;/ Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul./ Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;/ Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”

Kurların yüksek oluşunun ihracatı artırdığını, hiçbir kota uygulamasına gitmeksizin ithalatı da gerilettiğini de unutmamak gerekir.

Enerjiyle bu kadar yakınlığımız varken, petrol ihracatçısı ülkelerle de yakınlık kurmamız gerekmektedir. Öyle ise Katar'la, Arabistan’la, Rusya'yla, Cezayir ile hatta Kuzey Irak’la ilişkilerimizi artırarak devam ettirmek tarafların hepsi için de kazançlıdır. Biri petrolünü ve gazını pazarlarken, diğeri de vergilerden kazanıyor. Kazan kazan formülü hem ekonomide hem de siyasette gayet sağlıklı bir vaziyette işliyor.

Bu anlatımın ardından yeniden dış politika ilişkilerini anlatmaya gerek var mı? Hem Rusya hem de Ortadoğu ve Afrika ülkeleri petrole sahip oldukları, petrolün yerine ikame edilecek bir alternatif ürün de bulunmadığı sürece bu ilişkiler devam edecektir. Tabi Rusya’nın bütün AB ülkelerine karşı dik duruşunun petrol ve doğalgazla ilgili olduğunu da gözden uzak tutmamak gerekir.

Hatırlanacağı gibi ülke olarak 2008 dünya finansal krizini de yine petrolle “teğet geçerek” savuşturmuştuk. (ABD’nin İran’a ambargosu) Gerçi sonuçları itibariyle biraz canımız sıkılmıştı ama sonunda mutlu sona ulaşan biz olmuştuk.

Bütün bu yaşananlara bakarak, bu gelişmelerin tesadüfî değil, hükümetlerin becerisi ile olduğunun da altını çizmek gerekir. 1970’li yıllarda 70 sente muhtaç olan Türkiye, çok değil, birkaç yıl sonra iktidara gelen Turgut Özal sonrasında büyük bir kalkınma hamlesini, gelirin tabana yayılmasını ve halkın geri kalmışlık kısır döngüsünü nasıl kırdığını yaşayarak görmüştük.

Bu gün de fert başına gelir 3.000 dolardan 10.000 dolara çıkmışsa, dünyanın 193 ülkesine ihracat yapar hale gelmişsek, Rusya, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri ile ilişkilerimiz artmışsa, bu iş kendiliğinden olmuyor herhalde.

 

DİĞER YAZILARI SEZAİ KARAKOÇ (1933-2021) 01-01-1970 03:00 DOĞU SORUNU (TARİH BİR DİKİZ AYNASIDIR) 01-01-1970 03:00 31 MART 2024 SEÇİMİ ANALİZİ 01-01-1970 03:00 YEREL SEÇİMLERİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 “İŞARATÜ’L İCAZ” ÜZERİNDEN 01-01-1970 03:00 CHP REDDİ MİRAS YAPAR MI?         01-01-1970 03:00 YEREL SEÇİMLERDEN NE BEKLİYORUZ? 01-01-1970 03:00 KRİZLER BİLEREK(Mİ) ÇIKARILIYOR 01-01-1970 03:00 ETSO’YA ÇAĞRIMIZ VE BEKLENTİMİZ 01-01-1970 03:00 DİYANETE ÇALIŞANLARINDAN UYARI! 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDİYORUZ-SAVAŞA DEĞİL 01-01-1970 03:00 TEHLİKELİ BİR PROJE; EVANJELİZM 01-01-1970 03:00 HARPUT VE ELAZIĞ ÜZERİNE SEKİZ ESER 01-01-1970 03:00 DEĞİŞEN DÜNYADA TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI 01-01-1970 03:00 YEREL YÖNETİCİLER YEREL KALKINMAYI BAŞARABİLİRLER 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN İLTİFATINA MUHATAP BİR İSİM İSMAİL HAKKI OKDAY 01-01-1970 03:00 EDEBİYAT MI DAHA ETKİLİ- SİYASET Mİ? 01-01-1970 03:00 BEŞİ BİR YERDE 01-01-1970 03:00 DEMİREL-ÖZAL-ERBAKAN 01-01-1970 03:00 SİYASET VE KAYITDIŞILIK 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’DE DİNDARLIK ALGISI FARKLILAŞIYOR 01-01-1970 03:00 KENT KONSEYİ VE STK’LAR 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YAŞINDA “NİCE YÜZYILLARA” 01-01-1970 03:00 CHP KURULTAYININ ARDINDAN 01-01-1970 03:00 “HANS’IN ANLADIĞINI HASAN DA ANLAMALI” 01-01-1970 03:00 VAHDET-İ VÜCUD VE PANTEİZM 01-01-1970 03:00 Hz. ÂDEM NE İSE BİZ DE OYUZ 01-01-1970 03:00 AK PARTİ 4. BÜYÜK KONGRESİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 MERKEZ SAĞ VE TARTIŞILAN MUHAFAZAKÂRLIK 01-01-1970 03:00 VOLTAİRE, DİDEROT VE RUS ÇARİÇESİ  (İLGİNÇ BİR ANEKTOD) 01-01-1970 03:00   G20 VE TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 DÜNYANIN YENİ PATRONLARI KİM? 01-01-1970 03:00 SEÇİMLERDE MİLLİYETÇİ OYLAR  01-01-1970 03:00 KUR’AN YAKMA EYLEMİ VE DİN KARŞITLARI 01-01-1970 03:00 BU MAKALEYİ HERKES OKUMALI (SÜLEYMAN DEMİREL PENCERESİ) 01-01-1970 03:00 ENFLASYON DEĞİL AHTAPOT MÜBAREK 01-01-1970 03:00 MİGROS İÇKİ SATAMAZ (MI?) 01-01-1970 03:00 DÜNYA YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN TÜRKİYE ÇOK YÖNLÜ OLUYOR   01-01-1970 03:00 TÜRKİYE “OYUN KURUCU” ÜLKE       01-01-1970 03:00 HAZİNE GÜÇLÜ İSE DARBE OLMAZ 01-01-1970 03:00 BELEDİYE BAŞKANI MI OLMAK İSTİYORSUNUZ? 01-01-1970 03:00 EKONOMİZM YAPMADAN EKONOMİ KONUŞMAK 01-01-1970 03:00 SİSTEM VE REJİM 01-01-1970 03:00 BİR POLEMİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 YENİ KABİNEDEN PROFİLLER 01-01-1970 03:00 MİLLET İTTİFAKI NEDEN KAYBETTİ? 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 İKİNCİ TUR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE BEKLENTİLER 01-01-1970 03:00 ŞEHİR KİMLİĞİNİ KAYBETMESİN 01-01-1970 03:00 2. YÜZYILIN SEÇİMLERİ 01-01-1970 03:00 TOPLUMUN SİYASİLERDEN BEKLENTİLERİ 01-01-1970 03:00 KİM HANGİ İSİM  ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYOR? 01-01-1970 03:00 BİLGİ KAYNAĞI OLARAK TASAVVUF 01-01-1970 03:00 SİYASETTE YENİ YAPILANMALAR 01-01-1970 03:00 PARTİLER SEÇİME PROJELERLE GİTMELİ 01-01-1970 03:00 DÜNYA YENİDEN RESETLENİYOR 01-01-1970 03:00 14 MAYIS 2023 ERKEN SEÇİMİ 01-01-1970 03:00 RESETLENEN YENİ TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 DEVLETİN DİNİ VE MEDENİYET 01-01-1970 03:00 DÜŞÜNÜYOR MUYUZ? 01-01-1970 03:00 DEPREMLERLE YAŞAMAK 01-01-1970 03:00 SANAYİLEŞME VE KALKINMA HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 “MESNEVİ OKUYUP BULGUR AŞI YEMEK” 01-01-1970 03:00 VEKALET SAVAŞININ YENİ ADI: UKRAYNA 01-01-1970 03:00 KATAR DÜNYA KUPASI VE ÇIKARIMLAR 01-01-1970 03:00 KAPİTALİZM ÜZERİNDEN İRONİ 01-01-1970 03:00 KALKINMA VE İSLAM ÜLKELERİ ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 HARPUT’U YENİDEN DÜŞÜNMEK 01-01-1970 03:00 ÜLKELER HANGİ SİSTEMLE YÖNETİLİYOR? 01-01-1970 03:00 POTANSİYELİMİZ VE GELECEĞİMİZ 01-01-1970 03:00