Son yıllarda ciddi bir problem yaşamaya başladık. Toplum ya dolara veya altına hücum etmek zorunda kalıyor. Bu durumu akılla çözmez isek altın ve dolara hücum eden halk ve şirketler döviz açığının artmasına sebep olacak.
Döviz açığı, dövize hücumu artıracak.
Artan döviz enflasyona sebep olacak.
Enflasyon yüksekse para yatırıma değil dövize gidecek.
Bu durum ABD ye mal ve hizmet vererek kâğıt almamıza, dolaysı ile köle gibi ABD halkının refahını artıran, kendi yarattığı değer kadar dünya nimetlerinden faydalanamayan, bir toplum olmamıza neden olacak.
Bazı arkadaşlar döviz değil altın alalım diyorlar. Nihayetinde yıllık 25 milyar dolar altın ithalatından açık veriyorsak, altın almamızda, dolar almamız gibi dolara ihtiyacı artırıyor.
Peki, biz ne yapmalıyız. Ülkemiz hızlı bir şekilde enflasyonu düşürmeli. Millet kazandığı parayı altına ve dövize değil, üretiminin % 90 nı yerli olan hem de çok ihtiyaç duyduğumuz konuta, işyerine, üretime, altyapıya yatırmalı. Bir dönemler parayı betona yatırmayın diyen dünyayı tam algılamayanlara çok şahit olduk. Beton dediğimiz yaşadığımız ev, çocuğumuzu gönderdiğimiz okul, tedavi gördüğümüz hasta hane, kullandığımız havalimanları, velhasıl yaşamın merkezidir.
Ülkemizde işler kötü olsun isteyenler, milletin aleyhine olan yatırımlara teşvik ediyorlar. Döviz alın diye teşvik edenlerin iyi niyetli olduğunu düşünmek doğru değil. Bu nerden çıktı diyebilirsiniz. Antalya’da YUMBİR toplantısına konuşmacı olarak gelen malum ekonomi televizyonun yorumcuları yumurtacılara yem almayın dolar alın diyerek, dolar spekülasyonu yaptıklarına şahit oldum.
Hükümet millete makul yatırım fırsatı oluşturmaz ise millet bu enflasyonda parasının değerini korumanın peşine düşecektir. Burada halkı suçlamak makul değil. Halkın uygun şartlarda uygun taksitle konut sahibi olasını sağlamak dövize hücumu büyük ölçüde önleyecektir.
Ülkemizde konut ve dükkân kiraları makul olmalı. 20 yıllık kira geliri mülkün değerini karşılamalı. Hükümet parası olmayanın konut almasını sağlayacak bir altyapı yapmadığı gibi, parası olanında konut almasına engel oluyor. Kira artışına % 25 sınırlaması getirmek ülkeye zarar veriyor. Bu durum ne ülkenin, ne insanımızın, nede fakirin derdine derman oluyor.
Hükümet dolara ve altına hücumu durduracak yöntem bulmalı. Halkın ve şirketlerin 170 milyar dolar döviz ve 250 milyar dolarlık altını yastık altında tutmasının önüne geçilmesi gerekir. Bu işi yaparken elbette yasal zorlama olmadan makul yatırımlar oluşturarak bu altın ve dövizi üretimin ihtiyacı olan düşük faizli kredi haline getirerek değerlendirmeli diyor, akıl ve istişare ile hareket edenlere saygılar sunuyorum.