Türkiye; Kovid 19 yaşandıktan bu yana ekonomide olumlu ve olumsuz yönde şaşırtmaya devam ediyor.
Türkiye 2020 ile 2021 yıllında, dünya içe kapanmış, ekonomik faaliyetlerini azalmış, emtia fiyatları zirve yapmışken, yatırımlarını durdurmadan tam gaz ileri dedi. Özellikle 2020 ve 21 de ekonomide özellikle AB ülkelerden pozitif yönde ayrıştık. Bu tatlı tüketimin acı bilançosunu, şimdi yüksek faiz ve fren tutmayan enflasyon ile yaşıyoruz.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve deprem nedeni ile AK Parti seçim ekonomisi uygulayarak cari açığın ve bütçe açığının artmasını önleyecek önlemleri geciktirdi. İş rayından çıkmak üzereydi, acil önlemler gerekli iken,hükümet 2024 Mahalli seçimlerinden dolayı radikal önlemler almadı.
Şimdi gelinen noktada Mehmet Şimşek önlemler almaya çalışıyor. Uluslararası kamuoyunda bir karşılığı olan Sayın Mehmet Şimşek’in politikalarının daha doğrusu ekonomik önlemlerini desteklenmesi zorunlu hale geldi. Ben kendi adıma Mehmet Şimşek’in halkımıza tam güven veremediğini düşünüyorum.
Ekonomiyi değerlendirirken önlemlerin yetersiz olduğunu, paranın yön bulamadığını bilmemiz gerekir. Parayı doğru yöne yönlendiremediğimizden, para ya dövize gider ya altına gidiyor. Bu gün yaşanan sorunda tam da bu. Paranın gayrimenkule, üretime, araca yönlendirilmesi gerekir. Halk son iki yıldır altın ve dövize hücum etmiyor. Son aylarda faize ve borsaya yönlenme, yeterli olmasa da artmaya başladı.
2023 Yılında 30 milyar dolar altın ithal ettik. Cari açığın yarıdan fazlasını altın ithalatı oluşturuyor.
Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 180 milyar dolardan fazla. Yurtdışı yerleşiklerin mevduatını ekleyince 217 milyar dolar oluyor.
Sayın Maliye bakanın parayı konuta, dükkâna hazine arazilerine yönlendirmesi gerekir. Paranın faize ve borsaya gitmesi de çok önemli. Biriken döviz halkın yaşam standardını düşürürken ABD halkının bizim sırtımızdan refah içinde yaşamasını sağlıyor. Mal ve hizmet veriyor kâğıt alıyoruz.
Türkiye gibi dev ekonomiye sahip bir ülkede, bu enflasyon kabul edilemez. Bu enflasyon varken fahiş fiyatlar devam edecektir. Yapısal değişim şart. Halkın bu enflasyonu önlemek için fedakârlık etmesi kendi lehine olacaktır. Hükümet fedakârlık isterken halkı ikna edilmesi gerekir.
Bu yüksek faiz asıl üretimi vurmaya başlayacak. Üretim maliyetini artırarak hem yüksek enflasyona hem ihracatın azalmasına neden olacak. Bu gün ülkemiz bazı ürünlerde, AB ülkeleri ile aynı seviyeye geldi. Hatta onlardan pahalı olan ürünlerimiz var. Ekonomi yönetimi alım gücünü düşürerek sonuca gidemez.
Bu gün yön bulamayan paraya kanal bulmaz üretim maliyetini düşürmez isek, fiyatların düşmesi derdimize derman olmaz. Vadeli alım ve satımın olduğu ülkelerde yüksek faiz üretim maliyetini çok artırıyor. Üretim maliyetini, düşük faiz ile düşürmemiz ve cari açığı hızla azaltmamız gerekir diyor akılla hareket edenlere saygılar sunuyorum.