Ramazan bayramını Almanya’da geçirdim. Araba kiralayarak gezdim ve mümkün olduğunca gözlem yapmaya çalıştım. Özellikle Stuttgart’taki Mercedes müzesi ve Münih’teki teknoloji müzesi bizim ile onlar arasındaki temel farkları gösteriyor.
Almanlar ülkeyi özellikle makine ve elektronik mühendisliği üzerinden büyütmüşler. Mühendislik iklimi öyle zirve yapmış ki; Hemen her genci, mühendislik alanında bir şeyler yapmak ve ülkenin en değerlisi olma hevesi ile büyütülüyorlar.
Münih teknoloji müzesine ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin guruplar halinde geliyorlar. Her katta farklı dallarda teknolojik gelişimi görüyorsunuz. Hava araçları en ilgi çekeni. Bunun yanında kimya, sağlık alanı, tarım teknolojileri, sinema sektörü, müzik, hayvancılık gibi çok dal var. Öğrencilerin bu teknoloji müzesini ilgi ile incelediğini görmem gerçekten çok etkileyiciydi.
Almanya ulaşımda gerçekten mükemmel alt yapı kurmuş. Almanlar 1840 ile 1875 yılları arasında 8045 km demiryolu döşeyerek ülkenin her noktasının eşit kalkınması gerektiğini ta o dönemde sağlamaya çalışmışlar. Almanya; Lojistiğin değerini çok erken anlamış.
Almanlar spor altyapısında bizim zor ulaşacağımız bir potansiyele sahip. Sadece Stuttgart’taki MHP Arenanın çevresinde mükemmel çime sahip 15 saha var. Bunlar Mercedes müzesinin üst katından benim saydıklarım. Ülkenin bizin ülkemize göre çok yağış alamsı, dağlık olmayışı, onların bu çim sahları sadece biçerek korumalarını sağlamakta.
Almanya’ya daha öncede gittim. Son yıllarda gazetede yazı yazmam bana iyi gözlemcilik yapma konusunda birşeyler katmış. Yazacaksanız öğrenme isteği artıyor, sorarak en doğrusunu ortaya koymaya çalışıyorsunuz. Daha önceki gittiğim ülkelerde çok dikkat etmediğim fakat bu defa özellikle Almanya’da kimsenin bizim gibi kahvelerde okey oynamadığına şahit oldum.
Almanya’da insanlar ya çalışıyorlar, ya spor yapıyorlar veya güneşleniyor yani bilinçli dinleniyorlar. Almanlar veya Almanya’daki diğer milletler bir disipline girmiş, her kişi çalışmanın değerini kavramış. Bizde akşama kadar kahvede oturup hükümet kuranlardan, orada bulmak zor.
Almanya’da tarım ve hayvancılıkla ilgili müthiş bir potansiyel var. Bu potansiyel, iyi kullanılmıyor. Tarım alanlarının çok büyük kısmı, buğday ve arpa ekili. Geri kalanı hayvan yemi olarak kullanılan yonca ve korunga gibi bitkiler. Arpa ve buğdayın çok büyük kısmı bira üretiminde kullanılıyormuş. Koyunlar dışarı salınıyor, fakat sığırlar genellikle kapalı ortamda yetişiyor.
Ülkemizin Almanya seviyesine gelmesi zaman alacak. Almanlar iş yapanları yücelten, buluşu olanları değerli kılan bir yapıda. Bizim ülkemizin zihinsel değişime ihtiyacı var. İcraat yapanlara saygı duymamız, insanlara yaptığı üretim veya çalışma azmine göre değer vermemiz, çalışmayanları çalışmaya teşvik etmemiz gerekir.
Almanlar gibi çalışma azmi yakaladığımızda, onlar gibi konforu hak edeceğimize inanıyor, çalışıp üretenlere saygılar sunuyorum.