Ne olacak bizim halimiz? Beyinler kirada olunca yalanlarla kandırılıyor, sahte şeyhlerle dolandırılıyor, aslı astarı olmayan düşüncelerin peşinde sürüklenip gidiyoruz.
Birileri, kültürümüzde iğrenilen, dinimizde içilmesi mekruh olan eşek sütüyle ilgili övgülerde bulunuyor. Tarih boyunca hiç tüketmediğimiz bu sütün hastalıklardan koruduğu söyleniyor. Bu konu basın için sansasyonel olduğundan hemen bu yalan haberleri paylaşmaya başlıyorlar. İnsanlarımız; eşek sütü içmenin binbir derde deva olduğunu söylemeye, hatta bu sütü içmeye başlıyor.
Yıllardır, yalan haberlerin çok rağbet görmesini bir türlü anlayamıyorum. Hiçbir mantığı olmadığı halde yalanı doğru sanan, hatta bu mantıksızlıklara karşı çıkana tepki veren, duyduğu yalan haberlere sorgulamadan inanan çok insanımız var. Bu yalanlara birkaç örnek vereyim.
2- Tavukta hormon var yalanı.
3- Eşek sütü çok faydalı hatta kanseri önlüyor yalanı.
4- Koyun etini çok tüketmeyin, zararlı yalanı.
5- Yoğurda melamin katılıyor yalanı.
6- Yumurta kolesterol yapıyor yalanı.
7- Yumurtayı kireçle beyazlatıyorlar yalanı.
8- Sahte şeyhlerin sayamayacağım kadar çok yalanı.
Bunların hemen hepsi katmerli yalanlar. Her biri, bir dönem insanlarımızın inandığı söylemlerdi. Hatta bu yalanlara inanlar, kendini, sağlığına önem veren, entelektüel insan hissettiği yıllar oldu. Bizim kreşte tavuk eti tüketilmiyor diye hava atan zavallılar, çocukları koruduğunu zannediyordu. Tavuk etinde hormon olduğu yalanına inanmış olanlar, çocuk gelişiminde çok değerli olan hayvansal protein ve aminoasitleri çocukların almasını engellediğinin farkında değildi.Tavuk üretiminde kullanılabilecek ekonomik bir hormon bugünde olmadığının farkında değiller.
Hemen her Anadolu ailesi domatesi pişirir cam şişede yıl boyu tüketir.Raf ömrü uzun ürünlerde muhakkak kimyasal var diyene, boş konuşma diyen bir vatandaş çıkmaz mı?
Eşek sütünü şifa diye sattılar, sonra alerjiler oluştu. Kanseri önlemediği ortaya çıktı. Pahalıya içtiğimiz eşek sütü ile kaldık.
Danimarka’da kişi başına 79 kg yıllık domuz eti tüketilirken (%44 yağlı) Türkiye’de yılda 5 kilo koyun eti tüketirdik. Doksanlı yıllarda pek çok kişi -doktorlar dâhil- ABD’nin gazına gelip ‘koyun eti tüketmeyin çok yağlı’ dedi. Bir ALLAH’IN kulu çıkıp ‘’niye boş konuşuyorsunuz, Danimarkalılar %44 yağlı etten 79 kilo et yediği halde sorun yaşamıyor, aksine dünyanın en uzun boylu ve en uzun süre yaşayan milleti’’ demedi?
Hepimiz biliriz; kahverengi kabuklu yumurta, beyaz kabuklu yumurtadan bir miktar daha pahalı satılır. Yavuz DİZDAR denen doktor kahverengi yumurtayı kireçle beyazlatıyorlar yalanını söyledi. Sorgulama yetisi gelişmemiş bu toplum bu sahtekâra dâhi inandı.
Devlet; toplumu yalan haber ve sahtekârlara karşı korumalı. Bunun için de ilköğretimden başlayarak sorgulamayı, kıyaslamayı ve kıyaslama yapma yöntemlerini öğretmeli. Bilimi ve ilahi dinleri referans almaz ve sorgulayan beyinleri oluşturmaz isek, çok eşek sütü içeriz diyor, sorgulayan beyinlere selam ve saygılar sunuyorum.