Dünya bir köye dönüştü, ülkelerin ekonomileri birbirini etkiliyor, fiyatlar dünya piyasalarında, emtia fiyatları dünya borsalarında belirleniyor. Bu gün kendi kendine yeten ülke tabiri, tamamen mantıksız bir ifade durumuna düştü. Dünya bir köye dönse de uygulanacak ekonomik programlar ülke şartlarına göre belirlenmeli. ABD öğretileri dışına çıkamayan sözüm ona ekonomistlerin savunduğu, Ortodoks ekonomik program, ülkemize bu gün için asla uymaz.
Dünyada tüm milletler birbirine muhtaç. İyot ihtiyacınız için Şili’ye, potasyum ihtiyacınız için Fas’a, fındık için Türkiye’ye, yolcu uçağı için yine bazı ülkelere muhtaçsınız. Günümüzde ticaret çok hızlandı. Bazı ülkeler dünya üretiminin yarıdan fazlasını tek başına karşılıyor. Dünya ilaç hammaddesinin % 50 den fazlasını Çin üretiyor. O hammaddeleri alıp ilaca dönüştürüp diğer ülkelere ihraç eden binlerce firma hammadde açısından Çin’e muhtaç.
Dünyayı doğru okumak ve dünya ülkeleri ile ilişkileri geliştirmek ve ülke menfa atını korumak hepimizin görevi. Üretim ve ticaretin önemini kavramak, ona göre stratejiler geliştirmek, ülkemizi üst lige çıkarmak ilk hedefimiz olmalıdır.
Ülkemizde ABD öğretileri ile yetişmiş ekonomistler ABD öğretilerini Kuran Ayetleri gibi savunuyor, bizim ülkemize uymayacak mantıksız ekonomik programları uygulatmak istiyorlar.
Faizin yükseltilmesi gerektiğini savunan bazı ekonomistler, ABD’nin faizi yükseltmesini örnek göstererek bizimde faizi yükseltmemiz gerektiğini savunuyorlar. Bu ABD tezgâhından geçen ve öğretilmiş çaresizliği savunan zavallı ekonomistlere bu ülkeyi teslim edersek hiç şüpheniz olmasın IMF’ye muhtaç oluruz.
Türkiye’nin maliye bakanının ABD öğretileri ile yetişmemesi bizim şansımızdır. Sayın Nurettin Nebati bu tezgâhtan geçmiş olsa, özgür düşünemeyecek ve ABD öğretileri ile hareket edecekti.
Ülkemizde ekonomistlerin çoğu faizin düşürülmesine hep karşı çıktı. Doların yükselmesini düşük faize bağlayacak kadar sığ düşündüler. Oysa % 100 faizlerin olduğu günlerde 1980 ile 2001arası, dolar 15 000 kat artmıştı. 1980 de 100 TL olan dolar, 2001 de 1,5 milyon TL ye çıkmıştı.
Türkiye’de politika faizini yükseltmek ile ABD’de yükseltmek farklı sonuç verir. Türkiye’de faiz yükselince maliyet artar, çünkü üretim yapanlar ciddi kredi kullanıyorlar. Hele enflasyon oranında faiz, ülkede hayatı durdurur, işsizlik çığ gibi artar, halk dolara hücum eder ekonomik krize sürükleniriz.
ABD para ve işsizlik sorunu yaşamayan çok tüketen bir ülke. ABD’de faizi artırmada iki mantık var.
1-İçerde tüketimi bir nebze azaltarak enflasyonu baskılamak.
2- Asıl ABD’nin faizi davulla zurnayla artırmaktaki amacı diğer ülkenin saflarına dolar aldırtmaktır.
ABD’nin maliyetinin 200 katı ile ihraç ettiği tek varlığı, dolardır. ABD’nin faizi artıracağını duyan dünyadaki şirketler ve halklar dolara hücum ederek ABD’nin zenginleşmesine destek oluyorlar. ABD kâğıt vererek mal ve hizmet alıyor. Bu gün dünya nimetlerini en az emekle en çok tüketen ABD’dir. Uşaklar bu durumun devamını bilerek veya bilmeyerek sağlıyorlar.
Dünya: ABD öğretileri dışına çıkamayan, dolaysıyla ABD menfaatlerine çalışan, ekonomist görünümlü zavallılardan kurtulmadıkça, ABD’nin hegemonyası bitmeyecektir diyor, sorgulayan beyinlere saygılar sunuyorum.