Şehirde yaşayanlar eski günleri özlüyorlar. Yok, pahasına köylünün ürettiğini tükettikleri, köylülerin karın tokluğuna çalıştıkları, köylünün sadece bir şehirlinin mutfak masrafı kadar kazandığı o günleri, yani köylünün süründüğü, tüm aile karın tokluğuna çalıştığı o günleri özlüyorlar.
Almanya’da köylü sayısı % 2. Bu ne demek? Bir köyünün 50 müşterisi var. Almanya da köylü olmak güzel. Bir köylünün 50 müşterisi var ve malını değerinde satıyor. 1980’lerde bizim ülkenin % 50 si köylüydü. Bir köylü, tek müşteri ile yaşamaya çalışıyordu. Tüm aile bireyleri çalışır, sadece yılda birkaç parça giyecek, sadece sabun, tuz alır, geri kalan ihtiyaçlarını kendi ürettikleri ile karşılamaya çalışırdı.
2000 li yıllarda köylü sayısı % 36 ya düştü. Yine bir köylü sadece iki müşteri ile geçinmeye çalışıyordu. Bu gün artık uluslararası kabul olan en fazla köylü oranı % 15 olmalı, denilen sayıya düştük. Bu gün artık bir köylünün 6 müşterisi var. Bu durumda ideal sayı değil. Köylünün ancak idare edebileceği nokta.
Bu gün artık köylüler bir nebze rahatladı. Şehirliler eskiden bir paket sigara fiyatına bir haftalık pazarlarını yapar ve mutlu olurlardı. 1996 da İstanbul’da beraber çalıştığım Güney Koreli An ismindeki bayan,‘siz birde fakiriz diyorsunuz’ Zeytinburnu’nda pazara gelenler taşıyamadıkları kadar meyve sebze alıyorlar’ diyordu. Oysa Güney Kore de biz meyve alırken çok zorlanıyoruz diyordu.
Köylülerin hiçbir hesap yapmadığı, tüm ailece çalıştığı, kışın kahvede içtikleri çayı borca yazdırdığını, şehirliler görmüyorlardı. Köylüler artık karın tokluğuna çalışmak istemiyor. Köylüler köyde otursalar da şehirliler gibi gezmek, güzel giyinmek ve mutlu olmak istiyorlar.
Ülkemizde dünyayı bilen standartları takip eden insan sayısı yok denecek kadar az. O nedenle toplum; karnından konuşanların dümen suyuna giriyor, yanlış ve yalanın peşinden sürükleniyor.
Ülkemiz de maalesef okumuş ve eğitimliler, hatta akademisyenler, siyasiler dahi dünya standartlarından habersiz yalanın peşinde sürükleniyorlar. CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir dönem Hollanda’nın tarımsal üretimde dünya 2. olduğunu söyledi, hem de yıllarca bu ideayı devam ettirdi. Hollanda tarımsal üretimde 39. sıradayken ikinci olduğuna CHP’liler inandı, yetmedi diğer partilerde inandı.
Bu ülkede köylü sayısı biraz daha düşünce, tarımsal üretim keyifli olacak. Tabi bu durumdan bizim gibi şehirde yaşayanlar çok mutlu olmayacak. Tarımsal ürünler Türkiye de son 5 yıla kadar, gerçekten çok ucuzdu. Üretilen tarımsal üretimler yıllar geçtikçe daha pahalı olacak.
Ülkemizde tarımsal ürünleri; Az aracı ile ,üreticiden son tüketiciye ulaşmasını sağlayacak mekanizmayı kurulmalıyız. Bu sene tarlada çok ucuz olan domates, kavun karpuz gibi ürünlerin dahi son tüketiciye yüksek fiyata ulaştığına şahit olduk. Üretici fiyatları yükseldiğinde tüketicilerin çok zorlanacağını bilerek bakanlığın ve belediyelerin önlem alması şart diyor. Üretim yapanlara saygılar sunuyorum.