Bu yazıyı okuyanların bazıları, bizim pazarda kiraz 80 TL ye de var diyecektir. İstanbul’da yaşayanlar bazı manavlarda kirazın 200 TL ye satıldığına şahit oluyorlar.
Ülkemizde fahiş fiyat problemi ne zaman bitecek. Hükümetin veya muhalefetin bu problemi çözecek bir formülü var mı? Yoksa biz bu sorunlarla yaşamaya devam mı edeceğiz?
Ülkemizde maalesef bazı problemleri köklü şekilde çözecek irade, daha doğrusu problemi çözecek doğru teşhis konulamıyor. Teşhis doğru olmayınca tedavinin sonuç vermesi imkânsız.
Hükümet fahiş fiyat problemini çözecek sistemi kuramıyor. Marketlere karşı devlet destekli marketler kurmak bu problemleri çözemez. Ülkemizde üretici ciddi para kazansa ve üretim sürekli artsa, pahalı satılsın, üretim artar fiyatlar normale döner diyeceğiz. Fahiş fiyatın temel sebebi üretim maliyeti değil.
Ülkemizde ortalama gelir hızla artıyor, buna paralel gelir adaletsizliği daha hızlı artıyor. Ülkemizde bir tarafta kiraz gibi meyveleri toplayacak elaman bulamıyoruz, bir taraf tanda bunları az karla son tüketiciye ulaştıracak bir mekanizma kuramıyoruz. Marketler tekelleşiyor, ulaşım pahalılaşıyor, uçuk kiralar ve yüksek kar hedefi üreticiyi de tüketiciyi de perişan ediyor. Özellikle dar gelirli aileler birçok ürünü alamıyor.
Ülkemizde 40 yıl önce ailece çiftçilik yapan ve yevmiye hesabı yapmayan köylülerimiz vardı. Bunlar üretir sebze hallerine ulaştırır, oralardan yevmiyesini çıkaracak kadar para kazanmaya razı tablacılar bu malları son tüketiciye ulaştırırlardı. Son yirmi yılda her şey değişti. Artık köylerde tarım yapanlar da işlerini iççi ile yapıyor. Emek yoğun ürünlerin zaten üretim maliyeti hızla artıyor.
Özellikle sebze ve meyvenin üretim maliyetini düşürecek önlemler almalı, son tüketiciye az aracı ve makul karla ulaşmasını sağlamalıyız. Burada mekanizma belediyeler üzerinden yürümeli. Belediyeler sebze ve meyvenin az fire ile yüksek kiralı yerlere ihtiyaç duyulmadan, satıla bilineceği alanlar oluşturmalı.
Hükümet belediyeleri bu konuda teşvik etmeli. Sebze ve meyvenin az aracılı hızlı ve sağlıklı son tüketiciye ulaşmasını sağlamak hem üreticinin para kazanıp üretimi devan ettirmesini sağlayacak, hem de son tüketici daha kaliteli daha taze ürünü uygun fiyata tüketecek.
Bu yüksek faiz ve enflasyon; Ez çok üretim döngüsü uzun olan köylüyü zora sokuyor. Bu enflasyon yılda tek üretim yapan tüm üreticileri perişan ediyor. Köylüler gübreyi mazotu alırken o günün hesabı ile kar ettiğini sanıyor. Mahsulün parası eline geçtiği günün hesabı ile küllüm zararda. Birçok market sebze ve meyveyi çok uzun vadeli aracılardan alıyor, aracılarda köylüye bu paraları çok geç ödüyor, bu sistem köylünün üretim yapma hevesini bitiriyor. Sadece Sakarya’nın Pamukova ilçesinde 2 000 den fazla tarla satışta.
Ülkemizde köylü sayısı azaldı. Artık köylünün kral olması lazım. Satış kanalları tekelleşiyor, ulaşım zorlaşıyor, köylü kendi malını son tüketiciye ulaştıracak sistemi kuramıyor. Maçın kazananı marketler oluyor.
Kaybeden köylü ve son tüketiciyi koruyacak mekanizma acil kurulmalı diyor, köylülere saygılar sunuyorum.