2023; Türkiye yüzyılı, Türklerin yüzyılı, Müslümanları yüzyılı, Mazlumların yüzyılı olacak. Zalimlerin hegemonyasının sonlandığı, insanların aç kalmadığı, insanların, insanca değer gördüğü bir yüzyıl hayal ediyorum.
Türkiye yüzyılının olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bu yüzyılın Türkiye yüzyılı olması için alt yapı tamamlanmak üzere.Baş döndürücü bir hızla değişim, dönüşüm sağlanacak ve ülkemiz dünyada mazlumlarında, Müslümanların da, Doğu Türkistan’daki Türklerinde, haklarını koruyacak güce gelecek, zalimler dünyada irtifa kaybedecektir.
Dünya enerji ajansı başkanı 2026 da, Türkiye enerjide ilk 10 gidecek diyor. Türkiye 2000 yılında İtalya’nın % 30 u kadar elektrik tüketirken, 2024 de İtalya’yı geride bırakacak. İspanyayı zaten bu yıl solladı. Bulunan doğal gaz ve sanayi alt yapısı ile Türkiye yüzyılının alt yapısı hazır.
2023 yılında savunma sanayi bütçemiz 70 milyar dolar. 2000 yılında 5,5 milyar dolar olduğunu hatırlarsak bu gün Avrupa ülkelerinin zirvesine geldiğimizi bilirsek, Türkiye yüzyılının hayal olmadığını anlarız.
2023 de Yusufeli barajının devreye girmesi, Ak Kuyu nükleer santralinim elektrik üretimine başlaması,TOGG’un seri üretime geçmesi, Savunma sanayi ile başta Ankara olmak üzere çevre illerde başlayan mühendislik iklimi ile üretimimiz hızlı artacak. Sanayideki değişimi ve dönüşüm gurur ve şaşkınlıkla izleyeceğiz.
2000 yılında Türkiye’de organize sanayilerde çalışan sayısı 400 bin iken 2022 de 2,5 milyona çıktı. 2022 Dünya’da yatırım araçlarında en çok değer kazanan borsa, İstanbul Menkul kıymetler borsası olduysa yeni yüzyılın Türkiye yüzyılı olacağından şüphemiz olmamalı.
Türkiye enerji üretiminde, üniversite sayısında, ulaşım altyapısında, sağlık altyapısında, turizmde, özellikle savunma sanayide, müthiş gelişme kaydetti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı yönetim şekli ile hızlı karar verme yeteneği kazandı. Bu yeni sistemde gerçek liderler yakalanınca mükemmel bir gelişim ve dönüşüm yaşanıyor.
2000 yılı ile etkisini artıran Covid 19 tüm dünyada üretimin azalmasına sebep oldu. Özellikle yer altı madenleri üretimi durma noktasına geldi. Kömür, bakır, demir gibi çok kullanılan madenlerin yanında, tarımda gübre olarak kullandığımız potasyum, fosfor gibi elementlerin fiyatları dolar bazında 5-6 kat attı. Böylelikle üretimler düştü, özellikle gıdada arz yetersizliği oluştu. Tüm dünyada fiyatlar hızla artmaya başladı. Bu durumdan tüm ülkeler gibi Türkiye de olumsuz etkilendi.
Dünyada talep devam ederken arz yetersizliği, ürün fiyatlarını hızla artırdı. Dünyada çok ülke artan enflasyonu baskılamak için faiz artırdı. Türkiye bu durumu çok farklı değerlendirdi. Faiz artırarak kemer sıkma politikası uygulamadı. Tüketimi düşürmek yerine, üretim, ihracat ve istihdamı önceleyen bir ekonomik modele geçti. Zaten fiyat artışının nedeni arz yetersizliği iken, faiz artırmak makul değil. Bunun sonucu, Türkiye satın alma paritesinde hızla İtalya, İspanya, G. Kore gibi ülkeleri geride bırakarak 11. Sıraya yükseldi.
Türkiye’nin gösterdiği liderlik, özellikle Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli ve akıllı politikamız, Azerbaycan’da işgaldeki toprakların alınmasını sağlamamız, Libya’da, Katarda, Suriye’de ki etkinliğimiz, terör örgütünün tüm dağ kadrosunu bitirilmesi, Türkiye yüzyılının başladığının delilleridir. Özgüven yoksunu zavallılar inanmasa da, Türkiye yüzyılı başlamıştır diyor, tüm okuyuculara saygılar sunuyorum.