E ONLAR… ELLERİ ÖPÜLESİLER
29 günlük paralı askerlik yapıp kahramanlık anılarını, anlatmakla bitiremeyenlere ithaf olunur...
Türklük ve Türk kadınlarının iftiharı GÖRDESLİ MAKBULE
"Kendisi siyah pantolon, ceket ve uzun bir manto giyer, ayağında daima çizme ve başında da siyah bir başlık ve daima örtülü olup, yalnız gözleri meydanda bulunurdu.
Kısa bir Japon filintası taşır ve düşmandan itinam olmuş (ele geçirilmiş) güzel bir doru at biner ve daima müfrezenin dümdarı (artçı) olarak kalırdı. Uzaktan gelen bir kurşun Makbule'yi şehit etti... Defnederken bütün etraf çocuk gibi ağlıyordu. Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşından da genç kızımın gür ve kumral saçları başından ileriye uzanmış, zalim düşman kurşunun akıttığı beyni, bu uzun saçlar üzerinde bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar vaziyette...
Bu ilahi manzara, bu levha- i hazin (hazin yazı) ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü?
Türklük ve Türk kadınlığı, Makbule Hanım’la ne kadar iftihar etse azdır. Kaymakam İbrahim Bey'in hatıratından…
Manisa ilçesi Gördes'te 1902 yılında dünyaya gelen Makbule Hanım, Birinci Dünya Savaşı'nda babası ve ağabeyini şehit verdi. Ağabeyleri ve annesi tarafından küçük bir çiftlikte büyütülen Makbule Hanım, küçük yaşta silah kullanması ve at binmesi nedeniyle çevresinde "Asker Makbule "olarak anıldı.
1920 yılında Usturumcalı Halil Efe ile evlenen Makbule Hanım’ın evliliği, kurtuluş mücadelesinin gölgesinde geçti. Eşi Halil Efe'nin yaklaşan düşmana karşı, Milli Mücadele’ye katılmak için gizli hazırlık yaptığını anlayan Makbule Hanım, evde oturmaya razı olmadı. Milli Mücadele’ye katılmak için evden çıkan eşi Halil Efe'yi gizlice takip eden Makbule Hanım, durumu fark eden eşinin ısrarlarına rağmen evine dönmedi. Demirci Akıncılar Teşkilatı Komutanlığını yapan Kaymakam İbrahim Ethem Bey, vatan müdafaasından mahrum kalmak istemediğini gözyaşları içinde anlatan genç kadına izin verdi. Böylece Makbule Hanım, atı ve tüfeği ile Akıncılar müfrezesinin neferlerinden biri oldu.
Akıncılarla Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında dolaşan Makbule Hanım, birçok çarpışmada kahramanca savaştı. Güvemder Muharebesi'nin kazanılmasında büyük rol oynayan, zaman zaman morali bozulan akıncıları yüreklendiren Makbule Hanım, 17 Mart 1922'de Kocayayla mevkisinde bir çatışmada şehit düştü.
Cenazesi düşmanın eline geçmemesi için gizlice toprağa verildi.
Eşi Halil Efe ise, komutanlığını yaptığı 12’nci müfrezenin düşman kuvvetlerine yönelik taarruzunda, eşinin şehadetinden 2 ay sonra şehit düştü.
Makbule Hanım'ın mezarı, vefatından 78 yıl sonra, o dönem Balıkesir Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi'nde okutman olan Zekeriya ÖZDEMİR'in çalışmaları sonucunda, Sındırgı ilçesinden geçen Harlak Deresi üzerindeki Dereçatı mevkiinde bulundu. Ahmet BAYRAM'dan alıntılanmıştır.
(Vatan için evladından vazgeçen)
DOMANİÇLİ HABİBE
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır"
Mustafa Kemal Atatürk
Domaniç'in adı bilinmeyen bir köyünde dünyaya gelen Habibe, eşini bir savaşta kaybeder ve bir oğlu ile genç yaşında dul kalır. Biricik evladını babası gibi asker yetiştirir. Bu arada Yunan Ordusu İnegöl üzerinden Domaniç dağlarını aşarak Afyon'a geçecektir. Olayı haber alan Türk Birliği, eldeki kısıtlı imkânlarla dağ yolunda Yunan'ın önünü kesmek için hazırlık yapmaktadır.
Habibe'nin oğlu da bu birliğe teslim olarak vatan için savaşacaktır. Ancak, çakal bir Yunan ajanı olan Onbaşı'nın emirleri ile bilmeden Yunan ordusuna yol gösterir. Oğlunun Yunanlara yardım ettiğini haber alan Habibe, tüfeğini kuşanır, atına biner ve şimşek gibi erkeklerin bile cesaret edemediği Domaniç Dağları'nda konuşlanan Türk birliğine varır. Oğlunu bulur ve tek kurşunla oğlunu öldürüp geri döner.
Şuküfe NİHAL'in 1946 yılı basımı "Domaniç Dağlarının Yolcusu" adlı kaynak eserden.
DOMANİÇ'Lİ HABİBE KAHRAMAN BİR CUMHURİYET KADINIDIR.
Milli mücadelenin Kahraman kadınlarına selam olsun.
SON…