Türkiye Cumhuriyeti ne yazıkki 2.Dünya savaşından sonra bürokraside tamamen kayıp yaşanmış ve dünya siyasetinde Amerika’nın küçük yaramaz çocuğu gibi muamele görmüştür. Ne zaman başını kaldırmaya çalışsa iç savaş ve darbeyle tekrar geri itilerek yönlendirilmeye devam etmiştir.
Günümüz siyasetinin en büyük eleştri konusu olan ekonomi geçtiğimiz 40 yıl içerisinde de istikrarlı olamamış her atılımın karşılığı bürokratik yaptırımlara yenik düşmüştür. Günümüzün gençliği refah ve zenginlik hayalleri kurarken bu uğurda mücadele etmemeleri ise içler acısı ve vizyonsuz bir nesilin ayak sesleridir. Türkiye’nin eknomik ve askeri yaptırımlarla yıkılamayacağına kanaat getirenler neslimizi ve benliğimizi bozmayı amaçladığını ne zaman fark edeceğiz ?
Gençliğimizin özendiği Amerika, Almanya ve AB ülkeleri Teknoloji Araştırma Geliştirme, Uzay Araştırmaları , Askeri Buluş ve Araştırmalar yaparken Türk insanının Ortadoğu ateşine atılıp Terör örgütleri ve iç karışıklıklarla uğraştığını ne çabuk unuttu ?
Türkiye Yüzyılı Türk’ün şahlanışı ve Türkiye’nin büyüme başlangıcıdır. Bunu eleştirenler ve muhalif olanlar geçmişlerini analiz etmeye çağırıyorum.
Şimdi 2020-2021-2022-2023 yıllarını gözönüne alarak ülkemizin ekonomik bağlılıklarını değerlendirelim;
Türk ekonomisinde 2020 yılından itibaren yaşanan en büyük cari açığın temelini enerji, otomotiv ve elektronik ürün ithalatı oluşturuyor. Bu durum, ülke ekonomisinin bu sektörlere yönelik iç üretimi artırmaya ne kadar ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
1-)Enerji İthalatı: Türkiye'nin geçtiğimiz 3 yıl içerisinde ortalama yıllık enerji ithalatı yaklaşık 41 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam, toplam cari açığın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Enerji ithalatını azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması gerekiyor. Güneş, rüzgar ve jeotermal gibi enerji kaynaklarının daha etkin kullanılması, cari açığı azaltacak önemli bir adım olabilir.
2-)Otomotiv İthalatı: Türkiye'nin otomotiv ithalatı, geçtiğimiz 3 yıl içerisinde ortalama yıllık10 milyar dolar olarak gerçekleşti. TOGG gibi yerli üretim projelerinin desteklenmesi, otomotiv ithalatına olan bağımlılığın azaltılması yönünde etkili olabilir.
3-)Elektronik Ürün İthalatı: Elektronik ürünlerin ithalatı da cari açığın büyük bir kısmını oluşturuyor. Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde ortalama yıllıkithalat 15 milyar doları buldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin üretimine yönelmek, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine yatırım yapmak bu alanda da cari açığın kapanmasına yardımcı olabilir.
4-)Tarım ve Gıda Sanayi: Türkiye, tarım ve gıda sanayinde dışa bağımlılığı azaltacak hamleler yapmalı. Özellikle buğday, mısır gibi temel ürünlerde dışa bağımlılığı azaltacak politikalar, geçtiğimiz 3 yıl içerisinde ortalama yıllık2 milyar dolar olan bu alandaki cari açığı düşürebilir.
Cari açığın azaltılması için Türkiye'nin yerli üretimi artırmaya yönelmesi ve ithalata bağımlı olduğu sektörlerde alternatifler geliştirmesi gerekiyor. Enerji, otomotiv, elektronik ve tarım sektörlerine yapılacak yatırımlar, Ar-Ge ve inovasyon hamleleri, ülkemizin bu açığı kapatmasında kritik rol oynayacaktır.
Cari açığın kapanması, ekonomik bağımsızlığın ve istikrarın sağlanması açısından hayati önem taşıyor. Türkiye'nin bu yolda atacağı adımlar, sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda teknolojik ve sosyal gelişmeyi de destekleyecektir.
Türkiye'nin cari açığı kapatmaya yönelik sanayi ve üretim politikaları, genel olarak ithalat bağımlılığını azaltma ve yerli üretimi teşvik etme amacına yönelik düzenlemeler içermektedir. Ancak bu politikaların etkinliği ve sistemin durumunu değerlendirmek gerekmetedir;
1-)Yerli Üretim Teşvikleri:
Olumlu Yönler: Yerli üretimi teşvik eden vergi indirimleri, destekler, hibeler gibi uygulamalar bulunmaktadır.
Olası Hatalar: Bu desteklerin yeterince geniş kapsamlı olmaması veya yanlış alanlara yönlendirilmesi, istenen sonuçların alınmamasına neden olmaktadır.
2-)Yüksek Teknoloji ve İnovasyon Odaklı Üretim:
Olumlu Yönler: Teknoparklar gibi inovasyon merkezlerine sağlanan destekler, yüksek teknoloji ürünlerinin üretimini arttırmaktadır.
Olası Hatalar: Yeterli nitelikli iş gücü, finansman ve pazarlama desteklerinin eksikliği, bu alandaki gelişimi engellemektedir.
3-)İhracatın Teşviki:
Olumlu Yönler: İhracatı teşvik eden politikalar, döviz girdisini artırabilir, böylece cari açığı azaltabilir.
Olası Hatalar: İhracatın teşvik edildiği sektörlerin yanlış seçilmesi veya uluslararası rekabet koşullarının göz ardı edilmesi, etkinliği azaltmaktadır sanayicilerimizin daha dikkatli ve vizyonlu olması gerekmektedir.
4-)Enerji ve Hammaddede Dışa Bağımlılık:
Olası Hatalar: Enerji ve hammadde ithalatına olan yüksek bağımlılık, cari açığı artırıcı bir etkiye sahiptir. Yerli kaynakların etkin kullanılmaması bu durumun en büyük nedenlerinden biridir.
5-)Bürokratik Engeller ve Yatırım İklimi:
Olası Hatalar: Yatırımların önündeki bürokratik engeller ve yasal belirsizlikler, yerli ve yabancı yatırımları frenliyor, üretimi olumsuz etkilemektedir.
Daha güzel yarınlar için büyüyen Türkiye lokomotifinin engelleri ezerek geçtiğini "görmemek" mümkün değildir. Ülkemizin bu şahlanış hareketinde hareketin bir parçası olmak vatani bir görevdir. Yersiz eleştiri ve muhaliflik batıya “Hizmetkarlık”’dır. Bunun bilincinde olmak dileğiyle,
İyi haftalar dilerim.
Orhan Alperen Yıldız
Elektrik-Elektronik Mühendisi/Genç Girişimci
orhanalperenyildiz@hotmail.com