SOĞUK SAVAŞ VE YENİ BLOKLAŞMA

MÜH.ORHAN ALPEREN YILDIZ

13-09-2022 20:41

Günümüzde Putin’in AB ve ABD’ye olan restleri , Türkiye’nin stratejik müttefik bulma çabaları , ABD güç dengesini koruma çabası ile çıkar savaşlarını, ekonomik yaptırımların oluşturduğu krizlerle her hafta gündemin değiştiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu durumları Tarihçiler “Soğuk Savaş” olarak değerlendiriyor.
Soğuk Savaş, “İki süper güç olan ABD önderliğinde Batı Bloğu ile Sovyetler Birliği'nin önderliğinde Doğu Bloğu ülkeleri arasında Truman Doktrini'nin ilanından SSCB'nin dağılmasına kadar devam ettiği kabul edilen uluslararası siyasi ve askeri gerginlik” olarak tanımlanabilir.
Dünya soğuk savaş dönemine ilk olarak 2.Dünya savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Rusya arasındaki gerginlik ile başladı. Aslında bu Kapitalist-Sosyalist savaşı olarak görüldü. Bu iki gücün çekişmesi dünyada nükleer savaş korkusunu oluşturdu. Bundan dolayı da devletler, bloklardan kendilerine yer bulmaya çalıştı. Bu dönemde ABD ve müttefiklerinden oluşan Batı Blok'u ve sosyalist ülkelerden oluşan Doğu Blok'u silahlanma yarışına girdi. 
1947 yılından Amerika, sosyalist devletlerle mücadele eden Avrupa ülkelerine yardım doktrinini açıkladı. Bu ekonomik yardımlar ile dünya üzerinde güç dengesi kurmayı amaçladı. Avrupa ülkelerinin kısa zamanda güçlenmesini sağlamak ve komünizmin yayılmasını engellemek için Marshall Planı açıklandı. 1949 yılında da tedbir amaçlı NATO kuruldu. Soğuk Savaşın en yüksek olduğu dönem ise Kore Savaşı'dır. Güney Kore'yi Amerika ve Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore'yi ise Çin ve Sovyet Rusya destekledi. Bu savaşta yapılan ateşkes ile iki blok arasındaki gerginlik biraz yumuşamış oldu. 1963 yılında ise Soğuk Savaş'ın ikinci sıcak çatışması yaşandı. Vietnam Savaş'ına katılan  Amerika, burada birçok savaş suçu işledi.
Moskova Antlaşması ile iki ülke arasındaki nükleer savaş denemeleri durdurulmaya çalışıldı. 1991 yılına kadar devam eden Soğuk Savaş dönemi, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Sovyet Rusya'nın parçalanması ile son buldu. Komünizm ise dünya genelinde bir çöküş yaşadı. Dünyada kalan tek süper güç Amerika Birleşik Devletleri oldu.

Türkiye bu süreci darbeler, ekonomik krizler, iç savaşlar ile geçirdi.

Soğuk savaş tarihini özetle geçtikten sonra günümüze yoğunlaşalım;
Türkiye, 1950 Kore Savaşı’na katılıyor, 1952’de NATO’ya katılıyor, 1953’te SSCB’nin başına Hruşçov’un geçmesiyle rahat soluk alarak dünya siyasetindeki stratejisini devam ettiriyor. SSCB’nin 1991’de yıkılmasının ardından da 1999 Helsinki’de AB’ye tam üyelik hedefli adaylık sürecini tescil ettiriyoruz. 19. Yüzyıl başlarında çıkılan yolda bugün Türkiye NATO, AGİT, Avrupa Konseyi, OECD, G-20 üyesi. Başka bir bakış açısı ile, Türkiye ortalık kızışınca diplomatik kazanç hanesine önemli adımlar atabilmeyi hep başarabilmiş.
Ukrayna Rusya savaşı ile karışan dünya yeni soğuk savaşı dönemi mi başlattı?
Ukrayna Krizinin Türkiye’nin de zararlı etkilerini kolaylaştırma çabalarına rağmen kısa sürede kontrol altına alınabileceği umutlarının kalmadığını ve kontrolün Putin’e ait olduğunu görebiliriz. Başrol sadece Rusya ve Ukrayna değildir; ABD, AB, Türkiye’nin karar ortağı olduğu NATO ve Çin bu çerçeveye dahildir.
Ekonomik olarak bakarsak Rusya da Ukrayna da Türkiye açısından önemli ticaret ortakları. 2021 yılında Rusya ile 5,8 milyar dolarlık ihracat, 29 milyar dolarlık ithalat; Ukrayna ile ise 2,9 milyar dolarlık ihracat, 4,5 milyar dolarlık ithalat hacmi gerçekleştirildi.
Her ne kadar bu iki ülke ile de ticaret açığımız olsa da ikisi de ihracatımız için büyük potansiyel taşıyan ülkeler. Ayrıca ticaretimizin yoğunlaştığı enerji, gıda ve tarım ürünleri gibi kalemler de bu ülkeleri, ekonomimiz açısından stratejik açıdan önemli konuma getiriyor.
Ayrıca savaşın etkisiyle oluşan otomotiv, çip , sanayi krizlerinin akabinde ülkelerde yatırım çerçeveleri değişti. Tekonolojik olarak malzeme tedariği zorlaşması her ülkenin kendine yetebilme konusunu ortaya çıkarttı ve yatırımlar hızlandırıldı. Ülkemizin sanayi yatırımlarına verdiği teşvik ve desteklerin bunu alanı genişletme çabasında olduğu gözle görülüyor.
Olası bu soğuk savaş bloklaşmasında Türkiye bu ekonomik buhranla birlikte nasıl tedbirler almayı planlıyor bunu yaşayarak göreceğiz. Üstelik bu döneme kritik bir seçim dönemiyle girerek krizlerin üstüne kriz doğurarak sonuçlarını yaşayacağız.Bu kritik dönemi siyasi gerilim ve gereksiz muhalefet yerine tabandan bilinç tepkisiyle hem ülkemizi hem geleceğimizi koruma altına almalıyız.
İş işten geçtikten sonra suç ve suçlu bularak yıllarca TV programlarında tartışmak kimseye bir fayda sağlamayacağını bilmemiz gerekiyor.
Kiloda değil değerde paha etkisi gösteren ürün ve üretim yatırımlarına önem verilmeli ve dünyada dengelerin kaynama noktasına geldiğini görmeliyiz.Çelik değil Çelik Tencerenin , Entegre değil Robot üretebilmenin, sebep değil sonuç elde etmenin yani hammadde değil ürün üretebilmenin öneminin farkına varmalıyız.
Her dönem Türkiye jeopolitik konumu ile değerini korumuştur ama bilmeliyiz ki küreselleşen dünyada bu önem etkisi kaybedecek ve geriye güç savaşları alacaktır. Güç savaşlarında ne boğazlarımızın ne de coğrafi konumumuzun bir etkisi olmayacaktır.
Yönlendirilmek yerine söz sahibi olabilmek için  güçlü ekonomi temelleri kurulması gerekiyor aksi takdirde geçmişte olduğu gibi her bloklaşmanın küçük çocuğu olarak her zaman en zararlı etkiyi Türkiye üstlenecektir.
Orhan Alperen Yıldız
Elektrik-Elektronik Mühendisi
Genç Girişimci
orhanalperenyildiz@hotmail.com

DİĞER YAZILARI TÜRKİYE'NİN DÖVİZDEN ALTINA GEÇİŞİ: EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIN ANAHTARI MI? 01-01-1970 03:00 5G TEKNOLOJİSİ ve TÜRKİYE ALTYAPISI 01-01-1970 03:00 AKILLI ŞEHİRLER VERİMLİ ŞEHİRLERDİR 01-01-1970 03:00 AKDENİZ HAKİMİYET ŞARTI: KIBRIS ve TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE YÜZYILI ve FAYDASIZ MUHALİF ZİHNİYET 01-01-1970 03:00 TÜRK EKONOMİSİNİN POTANSİYEL YILDIZI 01-01-1970 03:00 ECDADI TANIMAK 01-01-1970 03:00 YAPAY ZEKANIN İŞ GÜCÜNDE YÜKSELİŞİ VE TÜRKİYE'NİN POTANSİYELİ 01-01-1970 03:00 BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR: TÜRK BİRLİĞİ YATIRIM FONU 01-01-1970 03:00 DÖNÜŞEN TÜRKİYE, PARLAYAN İHRACAT 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin Kararlı Duruşu 01-01-1970 03:00 MANİPÜLATİF SEÇİM 01-01-1970 03:00 İLKESİZ MUHALEFET 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU ROLÜ 01-01-1970 03:00 SAHİPLİ GÖRÜNÜMLÜ SAHİPSİZLİK 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN EKONOMİK RÜZGARI 01-01-1970 03:00 BOZUK SİYASİ SATIH 01-01-1970 03:00 PARANIN DİJİTAL YOLCULUĞU 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’NİN ACI GÜNLERİ 01-01-1970 03:00 ROBOT MU İNSAN MI? 01-01-1970 03:00 GİZLİ RESESYON ve TEKNOLOJİK İŞSİZLİK 01-01-1970 03:00 GEÇ KALIYORUZ ! 01-01-1970 03:00 GELECEK YAPAY ZEKA VE YERLİ YAZILIMDA 01-01-1970 03:00 2023 BÜTÇESİ VE TÜRKİYE YÜZYILI 01-01-1970 03:00 2020-2022 SERÜVENİNİN SONU 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞ “ÇİN MALI” ŞİMDİ “TÜRK MALI” 01-01-1970 03:00 DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE 2022 YILI TEKNOLOJİ RAPORU 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN CHP’SİNE EMPERYALİST BAŞDANIŞMAN 01-01-1970 03:00 SEÇİM ÖNCESİ TÜRKİYE TEKNOLOJİ YATIRIM DURUMU 01-01-1970 03:00 DEVLETÇİLİK 01-01-1970 03:00 TEKNOKRASİ VE DÜNYA EKONOMİSİ ? 01-01-1970 03:00 MATEMATİĞİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Türkiye Yerli Otomobili “TOGG” 01-01-1970 03:00 GİZLİ DIŞA BAĞIMLI KALEMLER 01-01-1970 03:00 TARIM 4.0 01-01-1970 03:00 DÜNYA ENERJİ KRİZİ VE TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN GİZLİ KAHRAMANLARI “PİLLER” 01-01-1970 03:00 HEDEF NÜFUS VE KİTLESEL KONTROL 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİK SOMUTTAN SOYUTA GEÇERKEN 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞ mi? GELECEK mi? ASIL KAVGA nedir? 01-01-1970 03:00 NEDİR BU BÜYÜK VERİ? SAVAŞMAYA DEĞER Mİ? 01-01-1970 03:00 ENDÜSTRİ 4.0 İLE DEĞİŞEN DÜNYA 01-01-1970 03:00 KRİZ mi FIRSAT mı ? 01-01-1970 03:00 GENÇLİK ve EKONOMİ SARMALI 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİYE KÖLE HAYATLAR 01-01-1970 03:00 GİZLİ GÖKYÜZÜ HÂKİMİYETİ 01-01-1970 03:00 BİLİM KURGU FİLMLERİ GERÇEK Mİ OLUYOR ? 01-01-1970 03:00