MATEMATİĞİ ANLAMAK

MÜH.ORHAN ALPEREN YILDIZ

08-11-2022 20:52

Matematik sadece “Biçimlerin, sayıların ve niceliklerin yapılarını, özelliklerini, aralarındaki bağıntıları tümdengelimli akıl yürütme yoluyla inceleyen ve aritmetik, geometri, cebir gibi dallara ayrılan bilim.” Tanımıyla anlatılır. 
Peki “Matematik insanoğlunun bir çalışma ürünü mü yoksa yaratılışla birlikte doğaya işlenen bir olgu mu?” sorusunu hiç düşündünüz mü?
Aslında ne kadar felsefi bir soru olarak görünse de matematik felsefesi bu sorunun cevabını kesin olarak vermemiştir. Bu konu üzerinde araştırma yapan matematikçiler dini inanışlara göre çözümlemeleri farklılık göstermektedir. Dini olgusu yerinde ve sarsılmaz bir biçim alan matematikçiler matematiğin yüce yaratıcının bir şifresi olarak görüyor. Bu dini boyut müslümanlıkla alakalı olduğu gibi herhangi bir dini savunma biçimi de olabiliyor. Leonardo Da Vinci’nin “Matematik kainatı anlamamızı sağlayan anahtardır sözü aslında matematiğin bir yaratıcının eseri olduğunu göstermektedir.” Nikola Tesla’nın “Evreni anlamak istiyorsanız titreşimi ve Frekansa odaklanın.”  Sözleri matematiğin ne kadar gizemli ve önemli olduğunu vurguluyor.
Günümüzde çocukların “Matematiği sevmiyorum!” sözlerini duyar gibiyim veya lise/üniversite öğrencilerinin “Ben sözelciyim/eşit ağırlıkçıyım neden Matematiksel dersler görüyorum.” Sözleriyle sıkça karşılaşıyoruz. Ne yazıkki bilmemiz gereken Matematik sadece sayı,formül ve rakamlardan ibaret değildir. Aslında matematik çözümleme, yapı taşlarına ayırma, sorunları analiz etme mantıklarını ortaya çıkarır. Bu olgular tüm meslek guruplarının sahip olması gereken yetkinliklerdendir. O yüzdendir ki Matematik sorgusuz her mesleğin temelindedir.Matematik şüphesiz doğanın ve evrenin nizamını düzenini bizlere anlatıyor.
Rakamları ve doğuşunu inceleyelim. Nasıl ki yeryüzünde bulunan dillerin bir alfabesi varsa matematiğin de alfabesi rakamlar ya da sayı sistemleridir. Rakamlarımız; 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 diye sıralayabiliriz. Rakamlar da yan yana gelerek sayıları oluşturur. Peki hiç daha önce düşündünüz mü, ilk defa rakamlar düşünülürken neden bu semboller seçildi? Ya da şöyle soralım. Mesela; bir rakamının şekli neden “1” şeklindedir, ya da sekiz rakamı niye “8” işareti ile anılır olmuştur? Hiç düşündünüz mü? Rakamlar şekil itibariyle barındırdıkları “açı adeti”ni temsil ederler.
Rakamları ilk tasarlayarak kullanan insanlar, doğru parçalarını kullanarak; açılar elde etmiştir. Hangi sayısal değere ulaşmak isteniyorsa o kadar açı kullanmışlar ilgili rakamda. Kısacası; doğru parçalarını ve de bu doğru parçaların kesişmesi ile oluşacak açılar, elde etmek istediğiniz rakama denk olmalı. İstediğiniz kadar doğru parçası kullanabilirsiniz. Ama elde ettiğiniz açı sayısı ile rakamın temsil ettiği sayı birbirine denk olmalı.
Şimdi gelelim Matematik ile çağımızın teknolojik gelişimlerinin ilişkilendirelim.

Teknoloji ve teknolojik ürünler “Donanım” ve bu Donanımlara Yaşam Ruhu veren “Yazılım”lardan oluşur. Yazılımlar ise şüphesiz matematik dili ile yazılmış problem çözücü unsurların tümüdür.
Son zamanlarda yaşanan teknolojik bir gelişme gösteriyor ki kendi kendini programlayan ve kod yazan yapay zekalara sahip “Robotlar” üretildi. Bu ne demek?
Problemleri otomatik çözümleyen, bu konulardaki akış şemalarını otomatik yazabilen insan yapımı makinalar geliştiriliyor demektir. İnsanlar duygusal ve mantıksal varlıklardır. Duygusal etkileşimleri mantıklarını etkilemeleri sebebi ile yaratılış gereği hata ve hata olasılıkları olan varlıklardır. Oysa ki makinalar sadece verilen komutları yerine getirerek kendini geliştiren “Mantıksal” cihazlardır. O sebeple endüstri ve iş hayatında başarı yüzdelerini çalışanları insan olan endüstrilere göre daha da arttıracaktır.


HBO’nun yapımcılığını yaptığı WestWorld dizisini izlediyseniz oradaki olayların gerçekleşmesi için ilk adım atıldı diyebiliriz. DeepCoder adı verdikleri bir sistem ile bunu gerçekleştirdiler. Sistemi geliştirenler Microsoft ve Cambridge Üniversitesinden bir araştırma grubu çalışmada yer alıyor. DeepCoder sistemini kısaca tanımlarsak makinenin öğrenmesi ve kendi kendine kod yazarak kendini duruma karşı geliştirmesidir. Aslında Endüstri 4.0 teknolojisini anımsatıyor ama bunun farkı öğrenerek kendini kodlaması olarak ortaya çıkıyor.Bu olayı şu şekilde açarsak yapay zekaya gökyüzünün nasıl mavi olduğu ile ilgili veriler verildikten sonra makine bu olayı öğrenmeye başlıyor ve ileri aşamalar hakkında kendi kendine bilgi toplamaya başlıyor. Bu olaya olasılıksal programlama deniliyor ve kökleri aslında 18.yy.’e kadar matematikçi Thomas Bayes dayanıyor.
DeepCoder bir kez aldığı veriyi olasılıksal programlama ile daha ileri fazlarını tahmin ederek kodlamaya başlıyor. Geliştiricinin makineye bir algoritmanın belli bir kısmına kadar girmesinden sonra robot artık bu algoritmayı kendi tamamlayarak kodlamanın üstesinden geliyor. Bu sistem yapay “sinirsel ilişki” olarak bilinen sistem ile eğitiliyor. Bu teknoloji ile daha fazla kodlama dili ortaya çıkarmayı ve SMT (Surface-MountTechnology – Yüzey Montaj Devre Elemanları) ile alakalı problemleri çözmeyi planlıyorlar.
Aynı zamanda bu sistem kodlama yapan kişilerin zaman kaybettiği ve ileri programlamalarda ortaya çıkan karmaşayı daha hızlı ve %100 doğru şekilde çözmesini sağlayacak. Sistem kodlama bilmeyen insanlarında program yazabilmesine ortam hazırlayacak.
Yazımızdan anlayabileceğimiz üzere Matematik sevmek bir tercih değil insanoğlu olarak kendimizi, evreni, inançlarımızı ve mesleğimizi tanımakdaki en önemli bilimdir.
Matematiği seven ve bu doğrultuda hayatlarına yön veren nesiller yetiştirmek dileğiyle…
İyi haftalar dilerim.
Orhan Alperen Yıldız
Elektrik-Elektronik Mühendisi-Genç Girişimci
orhanalperenyildiz@hotmail.com

DİĞER YAZILARI TÜRKİYE'NİN DÖVİZDEN ALTINA GEÇİŞİ: EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIN ANAHTARI MI? 01-01-1970 03:00 5G TEKNOLOJİSİ ve TÜRKİYE ALTYAPISI 01-01-1970 03:00 AKILLI ŞEHİRLER VERİMLİ ŞEHİRLERDİR 01-01-1970 03:00 AKDENİZ HAKİMİYET ŞARTI: KIBRIS ve TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE YÜZYILI ve FAYDASIZ MUHALİF ZİHNİYET 01-01-1970 03:00 TÜRK EKONOMİSİNİN POTANSİYEL YILDIZI 01-01-1970 03:00 ECDADI TANIMAK 01-01-1970 03:00 YAPAY ZEKANIN İŞ GÜCÜNDE YÜKSELİŞİ VE TÜRKİYE'NİN POTANSİYELİ 01-01-1970 03:00 BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR: TÜRK BİRLİĞİ YATIRIM FONU 01-01-1970 03:00 DÖNÜŞEN TÜRKİYE, PARLAYAN İHRACAT 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin Kararlı Duruşu 01-01-1970 03:00 MANİPÜLATİF SEÇİM 01-01-1970 03:00 İLKESİZ MUHALEFET 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU ROLÜ 01-01-1970 03:00 SAHİPLİ GÖRÜNÜMLÜ SAHİPSİZLİK 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN EKONOMİK RÜZGARI 01-01-1970 03:00 BOZUK SİYASİ SATIH 01-01-1970 03:00 PARANIN DİJİTAL YOLCULUĞU 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’NİN ACI GÜNLERİ 01-01-1970 03:00 ROBOT MU İNSAN MI? 01-01-1970 03:00 GİZLİ RESESYON ve TEKNOLOJİK İŞSİZLİK 01-01-1970 03:00 GEÇ KALIYORUZ ! 01-01-1970 03:00 GELECEK YAPAY ZEKA VE YERLİ YAZILIMDA 01-01-1970 03:00 2023 BÜTÇESİ VE TÜRKİYE YÜZYILI 01-01-1970 03:00 2020-2022 SERÜVENİNİN SONU 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞ “ÇİN MALI” ŞİMDİ “TÜRK MALI” 01-01-1970 03:00 DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE 2022 YILI TEKNOLOJİ RAPORU 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN CHP’SİNE EMPERYALİST BAŞDANIŞMAN 01-01-1970 03:00 SEÇİM ÖNCESİ TÜRKİYE TEKNOLOJİ YATIRIM DURUMU 01-01-1970 03:00 DEVLETÇİLİK 01-01-1970 03:00 TEKNOKRASİ VE DÜNYA EKONOMİSİ ? 01-01-1970 03:00 Türkiye Yerli Otomobili “TOGG” 01-01-1970 03:00 GİZLİ DIŞA BAĞIMLI KALEMLER 01-01-1970 03:00 TARIM 4.0 01-01-1970 03:00 DÜNYA ENERJİ KRİZİ VE TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN GİZLİ KAHRAMANLARI “PİLLER” 01-01-1970 03:00 HEDEF NÜFUS VE KİTLESEL KONTROL 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİK SOMUTTAN SOYUTA GEÇERKEN 01-01-1970 03:00 SOĞUK SAVAŞ VE YENİ BLOKLAŞMA 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞ mi? GELECEK mi? ASIL KAVGA nedir? 01-01-1970 03:00 NEDİR BU BÜYÜK VERİ? SAVAŞMAYA DEĞER Mİ? 01-01-1970 03:00 ENDÜSTRİ 4.0 İLE DEĞİŞEN DÜNYA 01-01-1970 03:00 KRİZ mi FIRSAT mı ? 01-01-1970 03:00 GENÇLİK ve EKONOMİ SARMALI 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİYE KÖLE HAYATLAR 01-01-1970 03:00 GİZLİ GÖKYÜZÜ HÂKİMİYETİ 01-01-1970 03:00 BİLİM KURGU FİLMLERİ GERÇEK Mİ OLUYOR ? 01-01-1970 03:00