(Geçen haftadan devam)
Yine bir saate yakın bir bekleyişin sonunda bu sefer etrafında birçok yaşlı kadın ve adamla çıkageldi Adalet Hanım. Sarılıp öpüştükten sonra oradan ayrıldılar. Osman dikiz aynasından Adalet Hanım’ın gözlerinden akan yaşları fark etti.
“İyi misin Hâkim Teyze” diye sordu
“İyiyim Osman. Eski dostları görünce insan bir hoş oluyor’
“Nereye gidiyoruz?”
“Cebeci Asri Mezarlığına”
“Tamam” diye yanıtladı şoför.
“Teyze nerelisin sen?”
“Aydın Sökeliyim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke’ye döndük. Allah’a Şükür Babam’da sağ salim döndü savaştan.’
“Sonra ne oldu?”
“Liseye Aydın’a gönderdi babam. Orada Atatürk’le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul’a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O Harbiye’de okuyordu o zaman. Mezun olunca evlendik..’
“Çocuğunuz var mı?”
“Bir kızım bir oğlum vardı.”
“Neredeler şimdi?”
“Oğlum dışişlerinde çalışıyordu.”
“Ne güzel”
“1978′de Fransa’da Ermeniler öldürdüler.”
“Üzüldüm Hâkim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani…
“Evet... Şehit babanın şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.’
“Âmin. Ya kızın?” dedi şoför.
“O eşi ve çocukları ile İzmit’te yaşıyordu. Öğretmendi. 1999 da ki depremde hepsi vefat ettiler.”
“Allah rahmet eylesin. Boş boğazlığımla üzdüm seni Hâkim Teyze kusura bakma’
“Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım. Sen üzülme sağ ol’
“Geldik Teyze”
“Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.’
“Hâkim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.”
“Yok, evladım beni buradan alacaklar”
“Hâkim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim.Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 ‘yi ona veririm. Gerisi kalsın. Bende para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.’
“Çocukların var mı?”
“İki tane ellerinden öperler.” Taksinin güneşliğinden çocuklarının resimlerini çıkarıp gösterdi.
“Adları nedir?”
“Kemal ve Ayşe”
“Oğlumun adı da Kemal’di.”
Sessizliğin ardından Osman’ın elindeki parayı ittirdi Adalet Hanım..
“Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut. Atatürk’ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla. Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.” Dedi.
Osman, Adalet Hanımın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine söz verdi.
Adalet hanım, mezarlığın kapısından ağır ağır içeri girerken; Osman yaşlı gözlerle onu izliyordu. Hayatının en büyük dersini kendisi küçücük, yüreği yaşadığı acılara rağmen kocaman ve güçlü bu yaşlı kadından almıştı.
Osman, arabasını mal sahibine götürmeye karar verdi. Bu gün daha fazla çalışamazdı.
*
Ertesi gün Ankara’da garip bir yağmur yağıyordu. Sanki gök delinmişti. Osman taksiyi mal sahibinden almış, durağa gelmişti. Çay ocağının yanında duran gazeteyi aldı. İlk sayfadaki haberlere göz gezdirdi.
Siyaset doluydu gazete. Hiç anlamazdı. Sıkılıp adli olayların yer aldığı üçüncü sayfayı açtı. Taksiciler arkadaşları ile ilgili kötü haberleri genellikle oradan alırlardı. Göz gezdirirken bir haber dikkatini çekti:
“Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk Kadın Hâkimlerinden Adalet YILMAZ’a ait olduğu belirlendi. Adalet YILMAZ’ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi.”
Adalet YILMAZ vefat ettiği günün bir öncesinde bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları’ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi. Polis, Adalet YILMAZ’ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyordu.
Osman bir anda sarsıldı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Taksici arkadaşları da bir şey anlamadılar.
Bir daha da hiç anlatmadı Osman bu yaşadıklarını.
Herkesin tek bildiği Osman’ın bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında “Gökler bile sana ağlıyor’ diyerek ağlamasıydı.”
*
Kim ağlamaz ki böyle bir kadere sevgili okurlarım.
Atatürk’ün “Hâkim ol” dediği Adalet Hanım (Adalet YILMAZ) Ata’sına verdiği sözü yerine getirdi.
Cumhuriyetin ilk kadın hâkimi oldu.
Adaletle hükmetti…
Acılarla dolu bir hayat yaşadı…
Kocasını, oğlunu, kızını şehit verdi.
Zaten bu gibi insanlar bu ülkeye ne vermemişlerdi ki?...
Bütün şühedalarımız gibi onlarında mekânları cennet ruhları şad olsun.
Allah onlardan razı olsun.
*///*