Harput Gazetesinin değerli okurları… Bugün sizlere Elazığ'da amatör kümenin her konuda örnek bir takımından bahsetmeye çalışacağım.
Türk futbolunun son yirmi yılda içinde bulunduğu vahim durum gözler önünde ben futbol otoritesi değilim ancak futbolcu yetişmesi konusundaki kısır durumda ortada bunun için otorite olmakta gerekmiyor.
1970li yıllarda ilimizin Yeni mahallesinde tohumları atılan ve Elazığ amatör kümesine altın harflerle adı yazılan Tayfun Spor.
Cumhuriyetin (Cumhuriyet İlkokulu) çocukları başlarında Bahri ağabeyleri ( Bahri BULUT ) ile yola çıkıyor hepsinin gönlünde amatör ruh ile bir futbol aşkı sevgisi ve bu yolda ilerleme ideali var.
Bir ilkokulun bahçesinde başlayıp Belde, köy sahalarında şahlanan ve devamında Elazığ Atatürk stadyumunun toprak sahasından yeşil çimlerine uzanan bir mücadele. Öyle bir mahalle düşününki on bir yaşındakinden tutun 25-30 yaşındakine kadar hepsi maça hazır sabah saat dokuzda başlayan bir maç akşam saat beşe kadar devam edebiliyor her yaştan insan bu oyunda kendine yer bulabiliyordu.
Bu mücadele Tayfunspor'un benim diyen Müessese takımlarına, ardından da Elazığ spora bile futbolda kafa tutan bir başarı öyküsü.
Tayfun spor 1979 yılında Elazığ gençlerde il şampiyonu olmuş ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle Eskişehir'de yapılacak olan Türkiye şampiyonasına katılamamıştır.
Tayfunspor altında profesyonel ce bir disiplin ile yapılan idmanların kar kış demeden verilen emeklerin bir semeresi idi, Tabi ki bu olayın birde en önemli olan maddi boyutu vardı idman malzemeleri, hamamı, yemeği maç için gidilen yerlerin araç kirası, neredeyse her maça ayrı forma krampon, Elazığ spor kamp nedir bilmezken Tayfun sporun maç öncesinde o günün Erdem (Maraton) otelinde yapılan kampları derken külliyetli bir masraf ve o masrafları karşılayan gençlerinden profesyonel bir takım oyuncusuna yapılacak hiçbir şeyi esirgememiş Bahri ağabey.
Konunun bu kısmını özellikle amatör ruhla ve Futbol sevgisi ile yapılan fedakarlığın boyutunu gözler önüne sermek için yazdım.
“Ben sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını severim’’ diyen Mustafa Kemal ATATÜRK’ün istediği noktada başarıya ulaştığını iddia edebileceğimiz Yenimahalle, Tayfun Sporun idealist gençleri burada aldıkları talim ve terbiye ile o disiplini hem spor hayatlarına hem de sosyal yaşamlarına yansıtmış başarının yolunu bulmuşlardır.
Tayfun sporun çok sayıdaki genç sporcusu zamanla futbol antrenörü spor da otorite sahibi olmuş, Birinci lig takımlarına oyuncu göndermiş, Profesyonel takımlar çalıştırmış, Öğretim üyesi, Öğretim görevlisi, Televizyoncu, Gazeteci, Yazar, Dernek başkanları ve Kanaat önderleri, İş insanları çıkarmaya muvaffak olmuşlardır.
Tayfun spor o günden bu güne takım ruhunu kaybetmeden kardeşlik ruhunu devam ettirdi her yıl son baharın aylar önceden belirlenen bir gününde il dışından ve yurt dışından gelen Tayfunlular toplanarak geçmişi yad eder, hastalarına şifa diler, ahirete intikal eden takım arkadaşlarına dualarını gönderirler.
Ahirete intikal edenler demişken bende Ömer Faruk GÖKÇE, Kaya DEVECİ, Şenol DİNÇER, Fikret ÖZTÜRK, Naci KARAKAYA, Naci CAVLI, Ahmet HAN, Celil TANRIVERDİ Ahmet BULUT, Hıdır TURGUT ve Fatih YILDIRIM'a Yüce Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Sağlık sorunu çeken arkadaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli dostlar bu yazının başında belirtmeye çalıştığım Türk futbolundaki geri kalmışlığın esas sebebine Tayfunspor üzerinden vurgu yapmaktı, Profesyonel lige oyuncu yetişmiyor ve tabi ki buda milli takımı oldukça etkiliyor sokak futbolunun bitişi sporda alt yapıyı zedelemiş bu görev sadece kulüplerin alt yapısına kalmıştır.
ANADOLUYA KALICI OLARAK GELDİĞİMİZ 26 AĞUSTOS MALAZGİRT VE VERDİĞİMİZ KURTULUŞ MÜCADELESİNİN BAYRAMI 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.