Türk – Osmanlı –II

YAVUZ GEZER

05-10-2023 10:33

Ceddim Gazi Osman devrinden Selim-i evvele kadar “Devlet-i Osmaniye” yâd edilen bir Türk saltanatı mevcut idi. Buna Selim-i evvelden sonra hilafet inzimam ederek bir Saltanat-ı Muhammediye vücuda geldi.

“Hilafet meselesinin halli akaidi diniye seccâya-yı vataniyelerinde şüpheli ve nesebi millileri karışık askerden ve sunûf-ı saireden mürekkep bir şirzimenin yed-i iktidarında olmadığı gibi bazıları ikrâh ve ızdırarın şiddet ve dehşeti karşısında zebun ve kısmı dünyada cereyan eden hakayıktan gafil ve gışş-u iğfalleri kolay beş veya altı milyon Türk’ün de makduru değildir. Hilafet meselesi, bu mesele-i uzmadır ki Alem-i İslam’ın şamil olduğu üç yüz milyonluk Osmanlı’nın meselesidir.

Son Osmanlı Padişahı Vâhidettin.

Bu belge Fransız Dışişleri Bakanlığında olup, 16 Nisan 1923 tarihinde Kahire’de El Ahram gazetesinde yayımlanmıştır. Hüseyin Kazım KADRİ tarafından Türkçeleştirilmiştir. Dil ağır olduğu için Levent YILDIZ anlatımıyla; Osmanlı Devleti Osman Bey’den Birinci Selim’e kadar bir Türk devleti idi. Birinci Selimden sonra Saltanat-ı Muhammediye oldu yani artık Türk devleti değil, dünyadaki bütün Müslümanların devleti oldu.

Bakın aynı bildiride Kurtuluş Savaşı kahramanlarını ve Türk Milletini nasıl tarif ediyor;

Hilafet meselesinin halli dini, kavmiyeti, vatanı kuşkulu ve karışık askerden ve diğer sınıflardan oluşmuş bir küçük azınlıkla, güçsüz, bi kısmı dünya olaylarının iç yüzünden habersiz kandırılmaları kolay beş altı milyonluk Türk’ün de kudretinde değildir.

Saygıdeğer okurlar, geçen haftaki yazımda Osmanlı Türk müdür? Konusunu ele almış ve büyük Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Halil İNALCIK’ın görüşlerini arz etmiştim.

Bu hafta Prof. Dr. İlber ORTAYLI ve araştırmacı yazar Rıza ZELYUT Beyefendinin görüşlerini size aktaracağımı belirtmiştim.

Geleceğimize emin adımlarla ilerlemek için geçmişimizi bilmemiz gerektiği hususunda ısrarcıyım.

Akil insanlarımızın görüşlerini aktarmadan önce şu hususun bilinmesinin önemli olduğu kanaatindeyim.

Geçen gün kaybettiğimiz Ganire PAŞAYEVA Hanımefendinin “Bizim dinimiz insanları öldürün deseydi zaten sizi çoktan bitirmiştik bu coğrafyada” sözlerinin ışığında Türk Milleti’nin vicdani tavrının İslam dini ile pekişmesinin; geçmiş tarihimizin Türkmen kıyıcısı Kuteybe’nin Özbekistan’ın en eski ve eşsiz bölgesi Andican’da türbesinin yapılması ve yakın tarihimizde Milli Mücadele kahramanlarımızın “şeytanın ordusu” ve komutanlara “deccal” yakıştırması yapanlarla aynı değeri görmelerinin tezahürüdür ya da karşı çıkmayışımız eksik tarih bilgimizin bir sonucudur diyelim ve Prof. Dr. İlber ORTAYLI’nın: Osmanlı Devleti’ni Türkçü olmamakla suçlamak… Bunun kuşkusuz hiçbir realite ile alakası yoktur. Osmanlı Türk’tür, ordunun dili Türkçe’dir, kamçılaryanın (diplomasinin) dili Türkçe’dir, devleti kuran hâkim unsur bir Türk aşiretidir… Bu imparatorluk Türk’tür.

Devşirme denilen sistemle ordunun sadece çekirdek kısmına asker temin edilmiştir, o da Türkleşme sürecine girmiştir. Bürokrasi için de aynı şey geçerlidir. Daha geniş bilgi için Türklerin Altın Çağı adlı eser kaynak olarak alınabilir. Ayrıca Osmanlı Devleti bir devlettir, hanedanının adını taşır. Bütün İslam devletlerinde ve bütün eski imparatorluklarda olacağı şekilde. Bunlar ya Roma İmparatorluğu gibi kuruldukları şehrin adını taşırlar ya da Sasaniler, Abbasiler, Emeviler, Selçuklu veyahut Osmanlı gibi hanedanının adını taşırlar.

Bunun düpedüz millet adına dönüşmesi biraz zorlamadır. Muhtelif unsurlardan oluştuğu için devletin adı böyle olmuştur yani bir nevi vatandaşlık gibi. Zaten o imparatorluk parçalandı, geriye Türkler kaldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkiye olarak kuruldu. Yine Prof. Dr. İlber ORTAYLI’nın aktarımıyla; “Türklerin geldiği yerde bir dil vahdeti yok, herkesin zannettiği gibi bu adamlar bir dağ göçebesi değil. Muhteşem İran kültürünü benimsemiş bir kavim bu. Çok ilginç bir kültür var arkada “İranileşme” tarihte kendimizi bildiğimiz andan itibaren İran’la bir temasımız var. Bu çok önemli (Karahanlı Sultanı Satuk Buğra Han ile Sasani veliahtı Nasr’ın arkadaşlığı; kültür, din etkileşimi – bir sonraki yazımda Anadolu ve Mezopotamya medeniyetleriyle birlikte Sasanileri de geniş bir şekilde konu edeceğim. Ayrıca 1722’ye kadar hüküm süren esastan bir Türk hanedanı olan Safevi Devleti’ni de) bu arada Anadolu Türkmen Aleviliği ile kurucusu Sûnni olan Safevi Devleti’nin dini oluşumu Şiiliği de ele alacağız.

Araştırmacı yazar Rıza ZELYUT’a göre; bugün ülkemizde ne kadar Türk düşmanı var ise, kendisini Türk gösterip gerçek Türklere küfrediyor ve adımız Osmanlı torunu diyerek kendilerini parlatıyorlar.

Osmanlı bir millet ve devlet adı değildir, bir ailenin adıdır. Aslı Ut-man olan bir yörük beyinin İnönü Bölgesi’nde temelini attığı devlete daha sonra Devlet-i Aliyye denilmiştir. Devletin başındaki aileye ise Al-i Osman yani Osmanoğulları adı verilmiştir.

- Türk töresinin egemen olduğu kuruluş süreci, saray teşkilatı devreye girince yavaş yavaş atılmış; yerine Sünni şeriat anlayışı hâkim olmuştur.

- Osmanlı ailesinden gelen padişahlar, Türk ailelerin de beylik isteğiyle ortaya çıkmalarını önlemek için asla Türk kızlarını eş olarak almamışlardır. Türk korkusu yüzünden, Osmanlı ailesi Türkleri devlet organının dışına atmıştır.

- Türk karşıtlığı Fatih Sultan Mehmet zamanında başlatılmış, torunu olan Yavuz Sultan Selim dönemindeyse tam bir Türk düşmanlığına dönüşmüştür.

- Böylece devlet örgütündeki Türkler temizlenmiş, kurucu millet Türk kendi devletinin düşmanı gibi gösterilmiştir.

- Osmanoğulları Türkleri kötülemek için onları “kızılbaş, rafizi, ışık, zındık, mülhid” gibi sıfatlarla yermiştir. Yavuz Sultan Selim döneminden başlayarak bunlar celali diye kötülenip yüz binlercesi katledilmiştir.

- Bu işler başkent İstanbul’daki Topkapı Sarayı’ndan yönetilmiştir.

Topkapı Sarayı Osmanlı Devleti’ni yöneten kadroların yetiştirildiği yer idi. Buradaki Enderun denilen okuldan yetiştirilenler devletin merkez ve taşra örgütlerini yönetirdi.

- İşte bu okula; Ermeni, Sırp, Bulgar, Macar, Rum, Arnavut vb. Hristiyan kökenli devletlerin çocukları alınırken, yüz yıllar boyunca bir tane bile Türk çocuğu alınmamıştır.

Tarih tekerrür mü ediyor?

Türk düşmanlığı yüzünden, Osmanlı Türklerin egemen olduğu Anadolu’ya bir çivi bile çakmazken Hristiyan çoğunluğun yaşadığı Balkanları köprüler, hanlar, hamamlar ile bayındır hale getirmişlerdir, MEŞHUR OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ HEP HRİSTİYANLARA ÇALIŞMIŞ, TÜRKLER İSE AĞIR ZULÜMLERLE KIRILMIŞLARDIR.

İlk başta Sultan Vahdettin’e ait olan yazıdaki gibi “aptal TÜRK” dünya işlerinden anlamaz. ACABA GERÇEK ÖYLE Mİ?

DİĞER YAZILARI Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00