Türk – Osmanlı

YAVUZ GEZER

28-09-2023 16:33

Büyük öğretmen tarihin dersinden kaçanlar ya da dersine çalışmaktan imtina edenler istiklal şairi Akif’in dediği gibi; “Eğer ders alınsaydı, tarih tekerrür eder miydi?” Sözlerine düçar olurlar.

Saygıdeğer okurlar, Osmanlıların Türk olup olmadığı sorusunun beraberinde getirdiği tartışmaları ve bu tartışmalar içerisindeki birtakım argümanları izah etmeye çalışacağım.

Osmanlı’nın ırk (etnisiteden) ziyade ümmetçi oluşu fakat siyaseten Türk olduğu şeklinde davrandığı.

Türk oldukları kuşkusuz ve bu bilinçle davrandıkları.

Türkleri aşağıladıkları ve ellerine fırsat geçtiğinde Türkleri katlettikleri.

Bu tartışmalar bilimdışı yaklaşımlarla ve birincil kaynaklara dayandırılamıyorsa bilimsel bir kimlik kazanmaz. Sadece roman gibi kurgusal bir içerikten öteye geçmez.

Araştırmak ve gerçeği öğrenmek her kişinin vazgeçilmezi olmalıdır. Geçmişe saplanıp kalmak ve aydınlatmak için yapılan araştırmalara karşı çıkmak, durağan akıl sahiplerine özgü bir davranış olduğu gerçeğini kabul etmemiz anlamına gelir. Bunu aşmayı görev addetmeliyiz.

Geçmiş ve yaşadığımız an bizim olduğuna göre tarafsız bir gözle yazalım araştırma sonuçlarımızı.

Türklük ve İslam, daha doğrusu İslam ekseninde Türklük yani Osmanlı addedilerek ümmetçilik öncelikli, tali anlamda Türklük.

Müslümanları tek bir İslam devleti altında veya İslami prensiplere sahip uluslararası bir örgüt altında birleştiren siyasi hareket PAN-İSLAMİZM. Batılılaşma sürecine karşı mücadele etmek ve İslam’ın birleşmesini sağlamak amacıyla 19. Yy.’ın sonunda 2. Abdülhamid tarafından başlatılan harekettir.

Batılıların Müslüman – Türk olarak gördüğü Osmanlı’nın; daha doğrusu Türklerin İslam’ı kabuliyetine bir göz atalım.

Bazılarının anlattığı ya da anlatılana inandığı gibi değildir Türklerin İslamiyet’i kabulü.

“Tebliğ – davet” “Koşulsuz kabul” Bunu söyleyenlerin Emevi ve Abbasi Devletleri’nin Türk katliamlarına göz atmaları gerekir.  Talkan – Cürcan katliamları. Beykent saldırısı ve onun öncesinde Buhara saldırısı. Kabaç Hatun’la yapılan anlaşmaya uymayan Arap Said’in, Kabaç Hatun’un kardeşinin de dâhil olduğu 30.000 esiri vermeyerek Medine’de köleleştirmesi. Kısaca Emevi dönemi Arapları, ne İslam Hukuku’na ne de dönemin teamüllerine ve savaş hukukuna riayet etmiyorlardı.

Talkan Katliamı: SOĞD Beyi Neyzek Tarhan, Arap komutanı ve aynı zamanda Emevi valisi Kuteybe ile işbirliği yapmış ve çok sayıda Türk şehrinin Arapların eline geçmesine göz yummuş ve hatta yardımcı bile olmuştu. Türk Beyleri arasında ittifak olmamasından yararlanan Araplar Türk şehirlerini birer birer ele geçirdiler (MS. 710 vd yıllar.). Vahametin farkına varan Neyzek Tarhan, diğer Türk Beylerine Kuteybe’nin amaçlarını anlatan mektuplar gönderdi. Talkan Beyi Sehrek’in olumlu cevabı Talkan Katliamı’nın başlangıcı oldu. Neyzek Tarhan sulh için Kuteybe’nin huzuruna çıktığında; mahiyetiyle birlikte katledilir. Bu öylesine zalimane bir katliamdır ki Tarhan’ın önce oğulları, sonra mahiyetinin katledilişi Tarhan’a seyrettirildikten sonra Tarhan’ın boynu bizzat Kuteybe tarafından vurulur.

Tarhan’ın irtibat kurduğu Sehrek’ten haberdar olan Kuteybe Belh’teki hazırlıklarını tamamlayıp Talkan şehrine yola çıktığında Sehrek şehri terk ederek geri çekilir.  Sahipsiz kalan şehir Talkan’a, Kuteybe mukavemetle karşılaşmadan girer.  Yine İslam Akideleri hiçe sayılır ve Kuteybe ahaliyi vahşice katleder. Mukavemet göstermemelerine (ibretlik bir ders) vermiştir kendince. Ağaçlara asılan erkek cesetleri kilometrelerce uzar. İbn’ül Esir’in naklettiği üzere en az kırk bin insan katledilmiştir.

Çocuk ve kadınlar esir alınarak geri dönülür.

Cürcan Katliamı, Talkan’ın yanında sönük kalsa da Kuteybe’nin katlettiği Türkmen sayısı yaklaşık 100.000 civarındadır ve bu katliamlar muharebe meydanları dışındadır. Bu katliamlara çocuk ve kadınlar dâhil değildir. Kısaca telin edilesi Kuteybe vahşi bir komutan, halife Velid insaftan yoksun vahşi bir hükümdar, Araplar ise; ganimet, yağma ve esir için İslam ahlak ve savaş kurallarını hiçe sayan barbar kavim olarak tarih sahnesinde yerlerini almışlardır.  Türklerin İslam’ı kabulü Talkan – Cürcan Katliamlarından 200 yıl sonra Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han (924-955) döneminde, üstelik Arapların zayıf düştüğü, Arap – İslam Devleti’nin tarih sahnesinden silinmek üzere olduğu bir dönemde, Araplar vasıtasıyla değil, İslam’ı kabul etmiş Sasaniler (Farslar) vesilesiyle.

Veliaht Satuk Buğra Han’ın çocukluk yaşlarında birlikte yetiştiği Sasani veliahtı Nasr ile arkadaşlığı vesilesiyle İslam ile tanışmaya başlamış ve toplum nezdinde kabul görmüştür. Bu etkileşim savaşlar ve esaret yoluyla olmamıştır.

Arap ırkçılığının İslam ile dayatılması; Şam merkezli Emevi hükümdarlığının Arap olmayanlara “Mevali” tanımının münasip görülmesinin nedenini Ayla ÇOKBUDAK Hanımefendinin “Araplaştırılarak Kaybolan Uygarlıklar” araştırma yazısında Nursultan Nazarbayev tarafından tek tek sayılarak anlatıldığını görebiliriz.

Şöyle ki örneklersek;

- Köklü bir kültürü olan Farslar Arap değildir Araplaştı.

- Pakistanlılar, Afganlar Arap değildir. Araplaştı.

- Iraklılar Arap değil. Sümerlerin, Akadların, Babillilerin, Asurların torunlarıdır. Araplaştı.

- Mısırlılar Arap değil, antik Mısır Medeniyeti’nin mirasçılarıdır. Araplaştılar.

- Kürtler Arap değildir. Araplaştı.

- Savaşçı Çeçenler Arap değildir. Araplaştı.

- Tunus Arap değil. Kartacalı Hannibal’in torunlarıdır Araplaştılar.

- Cezayirliler, Libyalılar, Faslılar Arap değildir. Tuareg ya da Berberi’dirler. Araplaştırlar.

- Lübnanlılar Arap değil, tarihin gördüğü en iyi denizciler olan Fenikelilerin torunlarıdır. Araplaştılar.

- Boşnaklar Arap değildir. İslam’ı kabul etmiş Sırplardır. Araplaştılar

- Osmanlılar Arap değildir. Araplaştılar.

TÜRKLER ARAP DEĞİLDİR.

ATATÜRK ÖZÜNE DÖNDÜRDÜ NE YAZIK Kİ HIZLA ARAPLAŞIYORLAR.

Karahanlılar ile başlayan İslam şuuru bugünkü (dini çıkarları için kullanan bir kesim dikkate alınmazsa) en iyi uygulayan ülkenin bir ferdi olarak bilinmesinin elzem olduğu düşüncesiyle yukarıdaki bilgileri aktarma ihtiyacı hissettim.

Osmanlı’nın siyaseten Türk olduğunun ana hatlarını üstat Prof. Dr. Halil İNALCIK (Büyük Osmanlı tarihçisi) anlatımıyla; 2. Murat emriyle yazıcı Ali tarafından kaleme alınan “Osmanlı Hanedanı’nın Kayı Boyu’ndan gelmiş olmaları dolayısıyla tüm Türk ve Tatarlar arasında hanlığa en çok hakkı olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır diyor (1402-1413 Fetret Devri sonrası Timur’un oğlu Şahnur’un Osmanlı Sultanı’na hilat göndermesi üzerine). “Timurluların Osmanlı Sultanı’nı bağımlı tutma girişimleri; Osmanlılarda Oğuzculuk akımının ortaya çıkmasının başlıca nedeni. Oğuzculuğun gerçek tarihi – siyasi arka planı, Timur ve oğlu Şahruk’un Anadolu Türkmen Beyleri ve Osmanoğulları üzerinde egemenlik iddiasına karşı Oğuz Han şeceresinin benimsenmesidir.”

Oğuzname ve Dede Korkut rivayetlerine dayanan Oğuz geleneği Fatih Sultan Mehmet döneminde de devam etmiş, Fatih bir yandan kadim İran geleneğini benimserken, öbür yandan Oğuz geleneğini sürdürmüştür.  İnalcık, Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in babası Ertuğrul Gazi’ye dair farklı soy ağaçlarından da örnekler veriyor. Ertuğrul’un babası;

- Şükrüllah, Aşık Paşazade ve Bayatiye göre Selçuklu Süleyman Şah’ı.

- Yazıcızadeye göre Gökalp.

-Düsturnameye, Karamani Mehmet Paşa’ya göre ise Gündüzalp.

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber ORTAYLI ve araştırmacı yazar Rıza ZELYURT’a göre Osmanlı Türk Müdür? Yazısını haftaya ikinci bölümde aktarırken ATATÜRK’ün Türk tarifi ile bitirmek istiyorum;

BU MEMLEKET, DÜNYANIN BEKLEMEDİĞİ, ASLA ÜMİD ETMEDİĞİ BİR MÜSTESNA MEVCUDİYETİN YÜKSEK TECELLİSİNE YÜKSEK SAHNE OLDU. BU SAHNE YEDİ BİN SENELİK, EN AŞAĞI BİR TÜRK BEŞİĞİDİR. BEŞİK TABİATIN RÜZGÂRLARI İLE SALLANDI BEŞİĞİN İÇİNDEKİ ÇOCUK TABİATIN YAĞMURLARI İLE YIKANDI.

O ÇOCUK TABİATIN ŞİMŞEKLERİNDEN, YILDIRIMLARINDAN, KASIRGALARINDAN EVVELA KORKAR GİBİ OLDU; SONRA ONLARA ALIŞTI; ONLARI TABİATIN BABASI TANIDI, ONLARIN OĞLU OLDU. BİR GÜN O TABİAT ÇOCUĞU TABİAT OLDU; ŞİMŞEK, YILDIRIM, GÜNEŞ OLDU. TÜRK OLDU. TÜRK BUDUR.

YILDIRIMDIR, KASIRGADIR, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR.

                                                                                                                         GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

DİĞER YAZILARI Büyüğü Alana Küçüğü Eşantiyon 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00