RESETLENEN YENİ TÜRKİYE

NEVZAT ÜLGER

07-03-2023 17:08

Kemal Tahir Osmanlı’ya ‘kerim devlet’ adını veriyor. Her ne kadar Yakup Kadri ve benzeri yazarlar dinini ve geleneklerini yaşamaya çalışanları “yobaz ve gerici” olarak küçük görse de, Osmanlı, dünyanın tarım üzerinden sevk ve idare edildiği, çoğunluğu köylü olan bir sosyolojide kuruldu ve 620 yıl ayakta kaldı.
Kanuni zamanında saray şımardığı zaman bile saray eşrafı “bu devletin efendisi köylülerdir. Biz köylünün hizmetçisiyiz” diyorlar.
Aynı yıllarda Batı’da Orta çağ boyunca rahipler ve aristokratlar halkı sömürüyor. Neticede Batı’da toplum buna isyan ediyor, sınıf savaşları ve dinden uzaklaşma başlıyor.
 “Orta çağ” Batı ve Hıristiyan dünya için “karanlık çağ”dır ama Müslümanlar için altın çağdır. Unutmayalım 7.yüzyılda Hz. Peygamber’in getirdiği ve yaydığı İslam’ın, fikir ve düşünce dünyasında da belirleyiciliği 18.yüzyıla kadar başat roldedir. Osmanlı'nın sanayileşmeyi ıskalamasından sonra Batı tekrar düşünce alanını eline geçirmiştir. Ancak 20.yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren tekrar yeni dengelerin oluşmaya başladığının da altını çizmemiz gerekir.
Osmanlı devletinin ideolojisi ve bu ideolojinin yarattığı kurumlar, örneğin köyde ve kasabada dini ve devleti temsil eden şeyh, alim, kadı’nın halkla ilişkisi ortalama Türkiye insanını devletini ve dinini çok seven bir toplum haline getiriyor. Bu sevgi insanların bilinçdışına kadar işliyor.
O günkü şartlarda ülkedeki şeyhlerin, alimlerin ve kadıların ahlakına ve dini bağlılığına baktığınızda, bu insanların modernliğe uzak olsalar da tarihten, tasavvuftan ve fıkıhtan gelen bir bilgeliği taşıdığını görmek mümkün. Ancak bu yapılanmanın toplumu “patrimonyal” bir toplum haline getirdiğini de unutmayalım. Belki de arzu edilen bir şeydi bu, kimbilir!
Osmanlı, özellikle 1699 yılından itibaren Batı emperyalizmi ve modernite ile, karşı karşıya gelince geleneksel yapının bu çağa yanıt veremeyeceğini çok iyi anladı.  Devlet eliti; “gelenekçilikle bu devlet ve bu toplum ayakta kalamaz” diye düşündüğünden, 1793 yılından itibaren “Batılılaşma”ya karar verdi.  3. Selim’in başlattığı Nizam-ı Cedit hareketinin özeti budur.
Yüz otuz yıllık git-gellerden sonra kurucu kadro; “Bu iş böyle olmayacak. Radikal bir dönüşüm gerçekleştirmemiz, modern bir devlet ve toplum kurmamız gerekiyor” dedi.
Yani modern bir eğitim, modern demokratik bir cumhuriyet, modern bilime dayalı bir uygarlık kurmak mecburiyeti görüldü. İnsanlar köylerden şehirlere göç ett. Okudu. Belli seviyelere kadar geldi. Doktorunu, mühendisini, iktisatçısını, sosyoloğunu, siyaset bilimcisini ortaya çıkardı. Toplum bu değişime onay veriyordu.
Ancak yöntem iyi tespit edilemedi. Halk İslam’ı ve onun temsilcileri ‘sahtekâr ve yobaz’ olarak kodlandı. Gelenekten gelen bilgeliğe nüfuz edilemedi, onunla diyalog kurulamadı. Orantısız şiddet uygulandı. Bu da daha baştan köydeki, kasabadaki dindar insanı modernleşme projesine düşman etti ve bu ülkede yüz yıl sürecek bir gelenek-modernizm savaşı yaşandı.
Kurtuluş Savaşından sonra geleneksel dinle diyalog kurabilen ama modern bir uygarlık peşinde koşan Mehmet Akifleri, Kazım Karabekirleri, Rauf Orbayları, Bediüzzamanları vs. yanında tutabilmiş olabilseydi, belki daha yavaş dönüşürdük, fakat yüz yıl süren bu kavgayı yaşamak zorunda olmazdık. Ve reformlar çok daha kalıcı olurdu.
2002 yılının son ayına kadar Türkiye İslamcılar hariç tüm siyasi kadroları denedi. Hepsinin de başarı oranları düşük oldu. Siyasette kirlenmemiş bir tek gelenekçi, ya da İslamcı dediğimiz kesim kalmıştı.
Bu kesim 28 Şubat Darbesinden sonra dini mirasla seküler siyaseti bir arada sürdürmeye izin verecek bir zihniyet dönüşümü geçirdi. 2001’e gelene kadar enerjik kadrolarıyla meyhaneye, geneleve bile ziyaret düzenleyip sıradan insanlara “sizin problemlerinizi biz çözeceğiz” diyebildi. Yani bu grup o dönemde fakir halkla iç içeydi. Bu iki süreç muazzam bir dinamizm ve enerjinin ürünüydü.
Nitekim bu kadrolar 2002-2012 döneminde, toplumun önünü tıkayan tıkaçların büyük bir kısmını ortadan kaldırdı.

DİĞER YAZILARI SEZAİ KARAKOÇ (1933-2021) 01-01-1970 03:00 DOĞU SORUNU (TARİH BİR DİKİZ AYNASIDIR) 01-01-1970 03:00 31 MART 2024 SEÇİMİ ANALİZİ 01-01-1970 03:00 YEREL SEÇİMLERİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 “İŞARATÜ’L İCAZ” ÜZERİNDEN 01-01-1970 03:00 CHP REDDİ MİRAS YAPAR MI?         01-01-1970 03:00 YEREL SEÇİMLERDEN NE BEKLİYORUZ? 01-01-1970 03:00 KRİZLER BİLEREK(Mİ) ÇIKARILIYOR 01-01-1970 03:00 ETSO’YA ÇAĞRIMIZ VE BEKLENTİMİZ 01-01-1970 03:00 DİYANETE ÇALIŞANLARINDAN UYARI! 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDİYORUZ-SAVAŞA DEĞİL 01-01-1970 03:00 TEHLİKELİ BİR PROJE; EVANJELİZM 01-01-1970 03:00 HARPUT VE ELAZIĞ ÜZERİNE SEKİZ ESER 01-01-1970 03:00 DEĞİŞEN DÜNYADA TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI 01-01-1970 03:00 YEREL YÖNETİCİLER YEREL KALKINMAYI BAŞARABİLİRLER 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN İLTİFATINA MUHATAP BİR İSİM İSMAİL HAKKI OKDAY 01-01-1970 03:00 EDEBİYAT MI DAHA ETKİLİ- SİYASET Mİ? 01-01-1970 03:00 BEŞİ BİR YERDE 01-01-1970 03:00 DEMİREL-ÖZAL-ERBAKAN 01-01-1970 03:00 SİYASET VE KAYITDIŞILIK 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE’DE DİNDARLIK ALGISI FARKLILAŞIYOR 01-01-1970 03:00 BİRKAÇ OLAYLA EKONOMİ ANLATIMI 01-01-1970 03:00 KENT KONSEYİ VE STK’LAR 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YAŞINDA “NİCE YÜZYILLARA” 01-01-1970 03:00 CHP KURULTAYININ ARDINDAN 01-01-1970 03:00 “HANS’IN ANLADIĞINI HASAN DA ANLAMALI” 01-01-1970 03:00 VAHDET-İ VÜCUD VE PANTEİZM 01-01-1970 03:00 Hz. ÂDEM NE İSE BİZ DE OYUZ 01-01-1970 03:00 AK PARTİ 4. BÜYÜK KONGRESİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 MERKEZ SAĞ VE TARTIŞILAN MUHAFAZAKÂRLIK 01-01-1970 03:00 VOLTAİRE, DİDEROT VE RUS ÇARİÇESİ  (İLGİNÇ BİR ANEKTOD) 01-01-1970 03:00   G20 VE TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 DÜNYANIN YENİ PATRONLARI KİM? 01-01-1970 03:00 SEÇİMLERDE MİLLİYETÇİ OYLAR  01-01-1970 03:00 KUR’AN YAKMA EYLEMİ VE DİN KARŞITLARI 01-01-1970 03:00 BU MAKALEYİ HERKES OKUMALI (SÜLEYMAN DEMİREL PENCERESİ) 01-01-1970 03:00 ENFLASYON DEĞİL AHTAPOT MÜBAREK 01-01-1970 03:00 MİGROS İÇKİ SATAMAZ (MI?) 01-01-1970 03:00 DÜNYA YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN TÜRKİYE ÇOK YÖNLÜ OLUYOR   01-01-1970 03:00 TÜRKİYE “OYUN KURUCU” ÜLKE       01-01-1970 03:00 HAZİNE GÜÇLÜ İSE DARBE OLMAZ 01-01-1970 03:00 BELEDİYE BAŞKANI MI OLMAK İSTİYORSUNUZ? 01-01-1970 03:00 EKONOMİZM YAPMADAN EKONOMİ KONUŞMAK 01-01-1970 03:00 SİSTEM VE REJİM 01-01-1970 03:00 BİR POLEMİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 YENİ KABİNEDEN PROFİLLER 01-01-1970 03:00 MİLLET İTTİFAKI NEDEN KAYBETTİ? 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 İKİNCİ TUR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE BEKLENTİLER 01-01-1970 03:00 ŞEHİR KİMLİĞİNİ KAYBETMESİN 01-01-1970 03:00 2. YÜZYILIN SEÇİMLERİ 01-01-1970 03:00 TOPLUMUN SİYASİLERDEN BEKLENTİLERİ 01-01-1970 03:00 KİM HANGİ İSİM  ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYOR? 01-01-1970 03:00 BİLGİ KAYNAĞI OLARAK TASAVVUF 01-01-1970 03:00 SİYASETTE YENİ YAPILANMALAR 01-01-1970 03:00 PARTİLER SEÇİME PROJELERLE GİTMELİ 01-01-1970 03:00 DÜNYA YENİDEN RESETLENİYOR 01-01-1970 03:00 14 MAYIS 2023 ERKEN SEÇİMİ 01-01-1970 03:00 DEVLETİN DİNİ VE MEDENİYET 01-01-1970 03:00 DÜŞÜNÜYOR MUYUZ? 01-01-1970 03:00 DEPREMLERLE YAŞAMAK 01-01-1970 03:00 SANAYİLEŞME VE KALKINMA HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 “MESNEVİ OKUYUP BULGUR AŞI YEMEK” 01-01-1970 03:00 VEKALET SAVAŞININ YENİ ADI: UKRAYNA 01-01-1970 03:00 KATAR DÜNYA KUPASI VE ÇIKARIMLAR 01-01-1970 03:00 KAPİTALİZM ÜZERİNDEN İRONİ 01-01-1970 03:00 KALKINMA VE İSLAM ÜLKELERİ ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 HARPUT’U YENİDEN DÜŞÜNMEK 01-01-1970 03:00 ÜLKELER HANGİ SİSTEMLE YÖNETİLİYOR? 01-01-1970 03:00 POTANSİYELİMİZ VE GELECEĞİMİZ 01-01-1970 03:00