Kutsi...Kızıl saçlım

YAVUZ GEZER

28-12-2023 14:15

Amerikan Başkanı Lyndon Johnson'un mektubuna cevap.

- "Mektubun gerek yazılım tarzı, gerek muhtevası Amerika'nın Türkiye gibi bir müttefiki için 'hayal kırıcı' olmuştur." 

- "Birbirine karşı antlaşmalardan doğan zorunluluklarını, yükümlülüklerini istedikleri zaman reddeden devletler arasında bir ittifaktan söz edilebilir mi?"

Türkiye Cumhuriyet Başbakanı İsmet İnönü (1/2 Ayyaş)

"Bizim çocukların sütünü ihmal etmiyorsun değil mi?

 - Çoban "Onlar artık süt içemezler!" 21 Aralık 1963, Kanlı Noel... Tarihe geçmiş adıyla.

Rumlar, Yunan işbirliği ile ayaklanarak, birlikte yaşadıkları Lefkoşa'da Türk Mahallelerini basıyorlar. Ledra Palas denilen, Birleşmiş Milletler Karargâhı'na çok yakın mesafe.

Mürüvvet İlhan adı verilen sokağa gelen ENOSİS Soykırım Timleri önlerine çıkan Türk vatandaşlarını ve evdekileri kurşun yağmuruna tutarak ilerliyorlar. Tabib Binbaşı Nihat İlhan'ın evine geldiklerinde; yavruları Murat, Kutsi ve Hakan'ı kucaklayarak, bulamazlar ümidiyle banyo küvetinde saklanan Mürüvvet Hanım'ı onlarca mermiyle katlediyorlar. Çok acı... Yıllardır kalpte her dem taze tutulan acı ama ÇOK ACI!

Bir anne, üç evlat...

Eli silah tutmaz, karşı koyamaz, ateş edemez... Üzerlerine sıkılan onlarca mermi...

Aynı zamanda ikâmet ettikleri evin sahibini, onun eşi ve kızını da hunharca katlediyorlar.

UNUTULMASIN, UNUTTURULMASIN diye yazmak istedim... Ellerim titreyerek ve ağlayarak...

Ağlamak ayıp değil, Nihat İlhan Generalimin zarif, naif kişiliği ve insan sevgisini bilen biri ve yeğeni Yavuz Selim İlhan'ın lise sınıf arkadaşı olarak.

Binbaşı Nihat İlhan, Ortopedi Uzmanı Genel Cerrah. Askerî Doktor. Kıbrıs Alayı'nın Baş Tabibi.

Eşi ve çocuklarının katledildiği saatlerde bulunduğu bölgede vuku bulan çatışmalarda yaralılara tıbbi hizmet veriyor. Tedavi ettikleri arasında Yunan vatandaşları da var. Olayın üzerinden üç gün geçmiştir ve henüz olaydan haberdar değildir.

Yunanistan'ın desteğini arkasına alan Makarios, bir an önce adanın tamamı üzerinde kontrol ve denetimi ele geçirmek için Türklere karşı silahlı saldırılarını artırmış. İlk önce Prodromi (Karşıyaka) Köyü ile Poli Kasabası'na, daha sonra Baf Kazası'na saldırıları artırmıştır. Baf Kazası'nda gelişen trajik olaylar karşısında Türkiye, Yunanistan'a ve Makarios'a ultimatom vermiştir.

Gelelim 26 Aralık 1963 saat 09.00'a... Alay Komutanı Keşfi Takımı'nın emniyeti altında, yanında emir subayı Kıdemli Yüzbaşı Oğuz Pamir ile beraber Türk Büyükelçiliği'ne süratle geçtiler. Tabib Binbaşı Nihat İlhan'ın evinin gece Rumlar tarafından basıldığını, eşinin ve çocuklarının şehit edildiğini anlatıyor ve çektikleri resmi Alay Komutanımıza veriyorlar. Alay Komutanımız, İngiliz Tugayı'nın Komutanı, Yunan Alay Komutanı, Makarios'u temsilen bir Hükümet Görevlisi, Türk Cemaati'nden bir Temsilci ve Üçlü Karargâh Kurmay Başkanı Albay Hasan Sağlam katılıyor. Büyükelçimiz, Türk Hükümeti'nin olayların önlenmesi için gerekli tebdirlerin alınmasını istediğini bildiriyor ve alınacak tedbirler için kendisini yetkili kıldığını bildiriyor. Müteakiben, İngiliz General'i söz alarak; "HÜMÜKETİM, ADA'DA SULHU VE SUKÛNU SAĞLAMAK ÜZERE, KURULACAK OLACAK BARIŞI KORUMA GÜCÜNÜN KOMUTASINI ALMAMA İZİN VERDİ. BU KUVVET; TUGAYIM, TÜRK VE YUNAN ALAYLARINDAN OLUŞACAK, TÜRK VE YUNAN HÜKÜMETLERİ DE BUNA ONAY VERDİLER." diyor. Toplantıya çok gergin şekilde katılan Alay Komutanımız hemen söze giriyor; "ALAYIM KİMSENİN EMRİNE GİRMEYECEKTİR. KIBRIS TÜRKÜ'NE KARŞI KATLİAMA GİRİŞİLMİŞ VE MAHALLELERİ İŞGÂL EDİLMİŞTİR. ALAYIM O BÖLGELERİ GERİ ALINCAYA KADAR HAREKÂTA DEVAM EDECEKTİR." Yunan Alay Komutanı söze karışıp; "NURİ BEY, SAKİN OLUNUZ. OLAYLARI İYİ NİYETLE ELE ALALIM." gibi bir çıkış yapıyor, bunun üzerine çok sinirlenen Alay Komutanımız cebinden Tabib Binbaşı Nihat İlhan'ın kurşunlanarak banyo küveti içerisinde öldürülmüş hâldeki eşinin ve çocuklarının fotoğraflarını Yunan Alay Komutanının önüne fırlatıyor ve "İŞTE SİZİN MEDENİYETİNİZ BU!" diyerek Yunan Alay Komutanı'nın üzerine yürüyor. Büyükelçimiz Alay Komutanına sakin olması yönünde telkinde bulunuyor.

Alay Komutanı, Yüzbaşı Oğuz Pamir'e dönerek; "Oğuz'a Alay'a git, Hayrani'ye söyle, Alay ileri harekâta devam edecek, gördüğü mukavemeti bertaraf ederek, Küçük Kaymaklı, Çağlayan yani Türk Mahallelerini geri alacak." Büyükelçi Yüzbaşı Oğuz'a "Yüzbaşım bu emri uygulamayınız, ben burada Devleti temsil ediyorum." dese de, Yüzbaşı Oğuz "Ben Alay Komutanımdan gelen emri yerine getirmekle mükellefim." Bunun üzerine Büyükelçi, oraya gelen Kurmay Albay Hasan Sağlamdan yardım istiyor ve siz emir verin diyor. Albay Sağlam Oğuz'a; "ŞİMDİLİK EMRİ YERİNE GETİRME, KOMUTAN BİRAZ DİNLENSİN, GELİP EMRİ KENDİ VERSİN, ZATEN ALAY HAZIR, BU FAZLA ZAMAN ALMAZ" diyor ve Yüzbaşı Oğuz'u durduruyor.

Olayların akışını ve Tabib General Nihat İlhan'ın hatıralarını haftaya sizlerle paylaşacağım.

Ne tesadüftür ki Aralık ayının 21'ine denk gelen müessif ve hepimizi kalpten yaralayan Pençe Kilit Operasyon Şehitleri - 12 ASLAN, 12 YÜREK, 12 CAN, 12 EV, 12 OCAĞA DÜŞMÜŞ ATEŞ! SIVASIZ EVLERİN ŞANSSIZ ÇOCUKLARI... Kabriniz nur, mekânınız Cennet olsun...

DİĞER YAZILARI Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00