İmdaaat…

YAVUZ GEZER

09-02-2023 14:48

Bu felâket kimin işi?

Dış güçlerin mi, yoksa HAARP diyen komplo teorisyenlerinin mi?

“Yoruldum patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiçbir arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri…

İnsanların birbirlerine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?”          John Coffey – Yeşil Yol.

“Abi bağlı olduğun bir cemaat ya da tabi olduğun bir şeyhin var mı?” diye soran bir gence

“Yok, olması gerekiyor mu?” cevabını verdiğimde tekrar “o zaman cennet senin için çok zor” sözleriyle karşılaştım. Cevaben “Ben kendi günahlarımı biliyorum. Gaybı bilmek Rabbimin işi” diyerek daha fazla konuşmasına müsaade etmedim. Niçin böyle bir giriş yaptığımın sebebi Şemsettin BEKTAŞOĞLU’nun Gavs (şeyhini) akıl almaz kudret sahibi gibi göstermesiyle ilintilidir.

Kuran-ı Kerim 93. sure olan zilzal yani deprem suresi ile ilgili sarf ettiği, kanaatimce ilk dört ayetini tahrif ettiği “Halk korktu, telaş etti, sokağa çıktı bundan yardım istediler” bu da zelzeleye “ey zelzele” dedi. “Sen Allah’ın bir mahlukusun, Allah’tan seni sakinleştirmesini dilerim” dedi. Zelzele de kendi lisan-ı haliyle “sana itaat olunmakla emrolundum” dedi ve zelzele bitti “bu seviyeye ulaşmış duası makbul olanlar Allah’tan ne isterlerse o olur” diyorsun ya.

O zaman soruyorum; bu seviyede olanlar, NEREDESİNİZ?...

Deprem sizin bölgenizde…

Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yediğiniz düzeninize uygun rant oluşturduğunuz bölgenizde.

O mucizevi gücünüzle her şeyi eski haline getirin,

Bu insanların imdat çağrılarına cevap verin…

Ama yapamazsınız!

Gerçekler sizin çaresizliğinizdir…

Felâkete uğrayanlar bizim canlarımız, can parelerimiz, insanlarımız…

En iyisi insanlarımız üzerinden elinizi çekin, sömürü düzeninizin mağduru yapmayın…

Uzakta durun ama çooook uzakta…

Bırakın da bilim adamları, aydınlık yüzler bize anlatsınlar. Sayın Prof. Naci GÖRÜR, Sayın Prof. Övgün Ahmet ERCAN gibi…

Ya da Japon deprem uzmanı bilim insanı Yashinori MORİWAKİ gibi; Allah bize deprem olacağını gösteriyor…

Anlatsınlar bize,

Dört yönlü baskıya maruz kalan Maraş kilidini ve ardıl depremin ne olduğunu. Önlem almamız için diğer fay zonları hareketleri ile ilgili öngörüleri…

Bilime dayalı, deprem öncesi;

1- Depreme karşı sağlam binaların yapımını.

2- Profesyonel arama kurtarma ekiplerinin kurulmasını.

3- Acil ihtiyaç malzemelerinin tedarik ve stoklanmasını.

4- Uygun arazi etütlerinin nasıl yapılacağını.

5- Deprem sonrası toplanma alanlarının tespiti ve ilk yardım malzemeleri konteynerlerinin periyodik bakımlarının yapılmasını…

Ayrıca, Emekli Korgeneral Atilla KIYAT’ın dediği gibi; “Büyük felaket yaşanması ihtimal dâhilinde olan bölgelerde, hastanesiz yerde hastane, doktorsuz hastanede doktor, okulsuz yerde okul, öğretmensiz okulda öğretmen, ulaşıma kapalı yerde vasıta, tek kelime ile cankurtaran olan askerlerimizin vesayetine son verin.”

Yüreğimiz yangın yeri…

Ne söylenebilir acılı insanlara, empati kurarak acıyı aynı şekilde hissetmek mümkün mü?

Ateş düştüğü yeri yakar…

Yaşadığımız, gezdiğimiz, güldüğümüz, ağladığımız yerler, sokaklar…

Yok artık yooook.

Anlatmak istersek halimizi; vay din düşmanı, vatan haini, devlet düşmanı, hayır bilmez, nankör derler…

Bu işin, ihmalin siyasi bir yönü yok. Sadece bilim karşıtlarının öngörüsüzlüğü ve nemelazımcılığı var.

Siyasi ayrımcılığa inat eller, yürekler kenetlenmiş olarak bu felâketi aşmaya, bundan sonra da olabilecekleri önceden alınabilecek önlemlerle daha az, mümkünse hiç zayiata uğramadan atlatmaya, atılacak ilk adım olsun bu yaşananlar.

2005 yılıydı Yaren-i Harput Derneği olarak Elazığ depremselliği konulu bir çalıştayda sayın Prof. Naci GÖRÜR hocamızın Palu – Şincik – Adıyaman – Elbistan – Maraş – Türkoğlu – Hatay hattında simüle edilmiş deprem gerçeğini kitap haline getirip Elazığ’da ilgili kurumlara gönderdiğimizde, önlem almak bir yana dursun, “Baba felaket tellallığına soyunmayın, milletin moralini bozisiz”

Hatta daha ileri giderek “Bazı bölgelerin değerini düşürisiz, ne iş?” diyecek kadar sorumsuz bir tavır sergilenmesiyle karşılaştık.

Akabinde bölgemizde Okçular ve sonrasında Sivrice – Pötürge (2020 Elazığ Depremi) yaşandı.

Üzgünüm, hem de çoook…

Ranta kurban edilen bilime ya da “Allah’ın işine mi garişisiz” tavrına.

Benim dinim; aklın kabul etmediği ve bilimle desteklenmemiş hiçbir şeyi kabul etmez. SAD suresi 29. ayet der ki; “Bu Kur’an ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”

Netice olarak “Alevi – Sünni, Türk – Kürt, sağcı – solcu diyerek birbirimizi dışlarsak, şu soğukta ne gidecek bir yerimiz olur ne de bize bir tabak sıcak yemek veren. Bizim bizden başka kimsemiz yok her Türk’ün Kürt dostu vardır, her sağcının bir solcu, her Alevinin bir Sünni dostu ve arkadaşı…

Birbirimize tahammül edip, sahip çıkma zamanıdır.

Artık ideolojileri bir kenara bırakmanın ve dost, arkadaş ve komşu olarak kucaklaşmamızın.

Kısaca tek CAN, tek YÜREK olmamızın vaktidir.

ALLAH KARDEŞLİĞİMİZİ BOZMAK İSTEYENLERE FIRSAT VERMESİN.

ÖLENLERE RAHMET, KALANLARA ŞİFA VE SABIR DİLİYORUM.

DİĞER YAZILARI Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00