Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2

YAVUZ GEZER

23-11-2023 11:10

“Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan 5 dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir“ Kızılderili atasözü

Ülkelerin dostlukları yoktur çıkar ilişkilerinde birliktelikleri vardır.

29 Aralık süper kupa maçının yapılması planlanan Suudi Arabistan başkenti Riyad...

Çanakkale muharebeleri devam ederken kazılan siperlerden birinde olduğu esnada bir gülle düşmüştü. Patlayan bombanın şarapnel parçalarından sırtından yaralanarak şehit olan Beşiktaş Kulübü futbol takımı kaptanı Kaptan Kazım’ın yazdığı şiirler ve okuduğu türkülerle namı tüm erler arasında yayılmıştı.

Kaptan Kazım'ın eşyaları arasında cebinden hiç çıkartmadığı bir kâğıt vardı ve bu kâğıtta 11 mısralı bir şiirin satırları yazılıydı "BİZ 11 ARKADAŞIZ" dizeleriyle hafızalara kazınan bu satırlar;

BİZ 11 ARKADAŞIZ

Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün.

Yolunda gençliğin ulvi değil miydi birleşmek.

Sebatı bayrağımız yaptık itilamız için,

Neticesiz ve boş olmaz, sebatla hiçbir emek.

Dakikalar bir nağbe nişad olsun,

Kulübümüzde müceddet hücumu mevc vursun,

Bu kâinat bize gıpta ediyor isar,

Biz 11 arkadaşız lakin arkamız daha var.

Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım, 

Vakur hak gibi sakin, nezih ve saf olalım.

Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım.

BJK kulübüne 100 yılı aşkın miras ve bu şehadete ortak diğer sporcu arkadaşlarıyla birlikte binlerce şehit vatan evladının çığlığıydı...

29 Aralık’ta Galatasaray-Fenerbahçe arasında yapılması planlanan süper kupa maçının; Suudi Arabistan krallığının kuruluşunun 92. yılı şerefine hazırlanan kutlamaların içerisinde yer alması istenen bu müsabaka, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı göz ardı edilerek Suudi Arabistan krallığının kurucusu ve ilk kralı Abdulaziz Al Suud tarafından Suudi Arabistan topraklarının birleştirilmesini anmak üzere Suudiler tarafından kutlanan ulusal bayramın içerisinde olması ve bizim Cumhuriyetimizin 100’üncü yılının gölgelenmesi yüreğimizi acıtmaktadır.

Bir nebze geriye gidelim ve Suudilerle Osmanlı İmparatorluğu arasındaki siyasi geçmişi inceleyelim;

1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’na karşı başlatılan Arap isyanında Büyük Britanya İmparatorluğu’ndan Mark SYKES tarafından Araplık bilinci yaratmak amacıyla oluşturulan, yatak çizgiler halinde siyah (Abbasileri), yeşil (Fatımileri), beyaz (Emevileri) ve yatay üçgen şeklinde kırmızı (Haşimileri) ve dökülen kanı temsil eden bayrak önemlidir. 

Hanedan üyelerinin yönetimindeki Suudi Krallığı:

Ataları Katif'ten gelerek Diriye'ye yerleşen Muhammed'in ailesi Aneze kabilesinin el- Mukrim aşiretine mensuptu. Rivayetlere göre 1725 yılında babasının 1727-1728 yılında kuzeninin ölümü üzerine Diriye Emiri olmuştu.

1745 yılında Vahabiliğin kurucusu Muhammed bin Abdülvehap ile tanışarak ittifak kurdu Muhammed Bin Abdülvehap İbn-i Suud'un kız kardeşiyle evlenerek emirliğin Suud ailesinin, şeyhliğin ise Muhammed bin Abdulvahab'ın soyundan gelmesi kararlaştırıldı Böylece bugünkü Arabistan'ın siyasi - mezhebi temeli atıldı.

Muhammed bin Suud'un Riyad'ı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun fazla önemsemediği Necid'de Suudi-Vahhabi ittifakı başarılı oldu (1744 Deriye sözleşmesi) ...

Hz. Muhammed dönemindeki hayat tarzına dönülmesini savunan ve İbn-i Teymiyye'nin görüşlerinden etkilenen dini doktrinine dayanan Vahhabilik siyasallaşarak, bölgesinde yayılmaya çalışan ve İslam Devleti kurma arzusunda olan Suud kabilesinin ideolojisi haline geldi. Suud kabilesi 1790'larda Arabistan Yarımadası'nda NECD bölgesini ele geçirdi.

Suudların bu yayılmasına Rus ve İran Savaşları ile uğraşan Osmanlı pek bir karşılık veremez, bundan yararlanarak faaliyetlerini genişleten Vahhabiler, Basra Körfezi çevresinde hâkimiyetini genişletir, Necef'i ele geçirir, 1802'de Kerbela törenlerine katılan Şiileri kılıçtan geçirir ve Hz. Hüseyin'in türbesini yağmalarlar. Ardından da Taif, Mekke ve Medine'yi ele geçirirler. Mekke Şerifi Galip kısa bir süre sonra Mekke'yi geri alınca Suudi şeyhi Abdulaziz Necd'e geri döner. Burada Kerbela'nın intikamını almak isteyen bir Şii tarafından öldürülür, yerine geçen oğlu Abdülaziz 1805'te yeniden Hicaz'a geri döner; Medine'yi ele geçirir ve Vahhabiliği kabul etmeyenleri ölümle tehdit eder. Şehirdeki türbe ve mezarları yıkar. Vahhabiler Hazreti Muhammed'in türbesini de yağmalar. Bir yıl sonra Mekke'yi ele geçirirler. Mekke Emir'i Şeyh Galip Sudilerin yönetimini tanır (Şahin FİLİZ beyefendinin araştırma yazısından anladığımız kadarıyla, Kabe’yi işgal girişimlerinin son halkası da Suudi Arabistan’lı Vahhabi eylemci Cuhayman UTEYBİ ve arkadaşlarının 1979 yılında gerçekleştirdikleri Mescid-i Haram baskınıyla iki defa Suudlar tarafından işgal ve tahrip edilmiştir).

Kutsal topraklarda terörün hâkim olması, Hac yolunun uzun zaman kapalı kalması üzerine Osmanlı daha fazla Vahhabi tehdidini göz ardı edemeyince hükümdar İkinci Mahmut Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya durumu havale eder. Paşa oğlu Tosun emrindeki bir orduyla 1812-1813 yılları arasında Mekke, Medine ve Taif'i Vehhabilerden kurtarır. Bu sırada Suud bin Aziz ölmüş yerine de oğlu Abdullah geçmiştir diğer taraftan da Tosun Paşa'nın ölümü üzerine yerine kardeşi İbrahim Paşa geçmiştir. İbrahim Paşa Vehhabilerin başkenti Deriye'yi kuşatır ve Nisan 1818'de Suud Kralı ve dört oğlunu ele geçirir. Abdullah Bin Suud önce Mısır'a oradan da gönderildiği 1820 yılının şubat ayında İstanbul'da Beyazıt meydanında Sultan ikinci Mahmut'un huzurunda Bostancıbaşı Halil Ağa'nın kılıcı ile başı kesilir. Suud'un başı Topkapı Sarayı surlarında sergilenir Abdullah Bin Suud'un beraberinde yakalanan çocukları ve Vahhabi alimlerinden bir kısmı da idam edilir bunların arasında Abdülvahhab’ın torunu Deriye Kadısı Süleyman Bin Abdullah da vardır Selda Güner hanımefendinin "VEHHABİLER VE SUUDİLER" adlı kitabında bu olay etraflıca anlatılmaktadır. (Devam EDECEK)

DİĞER YAZILARI Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00