Dedem Atlas

YAVUZ GEZER

21-03-2024 13:09

Asım'ın nesli diyordum ya... nesilmiş gerçek;

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.

Bundan önceki "Emekli" yazımda içeride sancıdan gözlerine kan oturmuş anne adayı, dışarıda koridoru arşınlayan baba. Endişeli... Dünyaya gelecek CAN’ı beklerken demiştim. Endişe ile bekleyen sadece baba mı? Anneanne, babaanne, hala, dayı ve dedeler...  İşte o dedelerden biri olan ben, torunum ATLAS’IM doğduğu andan itibaren kulağına ezan okuduğumda, "Dedem" yerine koyarak, ona hep "Dedem" diye hitap ettim. O bu hitabı hak ettiği için...

Tarihimizde muhteşem olayların cereyan ettiği Mart ayının, 2024 yılı ...

Tüm İslam aleminin mübarek addettiği Ramazan 11 Mart'ta eda edilmeye başlandı. Yalnızca Ramazan-ı Şerif mi? 12 Mart 2024 Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy Bey'in 41 mısralık İstiklal Marşı şiirinin kabul edildiğinin 103’üncü yılı... (12 Mart 1921)

Vatanın bağımsızlık mücadelesinin eşsiz kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Harp okuluna 1283 nosu ile kayıt oluşunun 125’inci yılı (13 Mart 1899)

Ve muhteşem Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl (18 Mart 1915).

"ÇANAKKALE!.."

Merhum Akif'in "Bir hilal uğruna Ya Rabb! Ne güneşler batıyor?!.." dediği.

Bin yıl İslam'ın bayraktarı olmuş Türk milletinin, bütün "akvam-ı beşerce, insanlık kavimlerince" imha edilmek istendiği bir coğrafyada, kıyamete kadar var olma inanç ve iradesini bir kere daha ifade ve ilan etmesinin benzersiz destanının adıdır Çanakkale!..

"ÇANAKKALE!.."

"ad" olmuştur   bir destana !..

O sadece bir coğrafyanın, bir şehrin adı değildir zira... (Salih CERİT)

Muharebenin asalet destanını yazan muhariplerin, ebedi istirahatgahlarının abideleştiği ...(cennet mekan ) Sanat güneşimiz Zeki MÜREN’in abideye katkılarını tarihin akışı içinde; vatan evlatlarımızın ötekileştirmeden, hakikati öğrenmeleri ve ön yargıyla hareket etmemeleri için (sattığı 25 evin parası, iptal ettiği sözleşmeleri sonrası Anadolu turnesine çıkarak tüm kazandıklarını abide yapımına bağışladığı ve arkadaşları ile tanıdıklarından topladığı bağışları da bu abidenin yapımı için teslim ettiği ...) bilinsin istedim.

Kılık-kıyafetine, söylemlerine, etnik kökenine vb. bakarak yargıladıklarımız.

Başörtülü, türbanlı ve sakallı ise; laiklik ve ATATÜRK düşmanı...

Topsakal, başı açık, kulağı küpeli ise; din karşıtı, deist ya da ateist...

Hilal ve badem bıyıklı ise Vatansever, pos bıyıklıysa devrimci diye nitelendirdiklerimiz...

Konuşmaya başladıklarında ön yargılarımızı yıkan söylemleri ile bizleri utandırırlar. Tabii ki utanmasını bilenler için bu sözüm. Kendi suçlu dünyasını, başkasını suçlayarak aklamak çabasında olanları hariç tutuyorum.

Bu minvalde "ASIM’ın NESLİ" olmasını umduğum;

"Baba"

"Evet oğlum "

"Camiye gitmem gerek."

Hafif bir tereddüt ve anne-babasının yüzlerindeki hayretle karışık tebessüm...  Karma aşı olan Atlas'ın, sağlık ocağının üst katındaki camiye gitmek istemesindeki gizemi çözme sorgulaması.

"Neden oğlum? Camiye gitmek istiyorsun."

"Hocaya soru sormam gerek."

"Ne soracaksın? Güzel oğlum."

"Allahu Ekber, dedikten sonra neden kayboluyor"

Bunun üzerine babası (oğlum) ile Atlas sağlık ocağından çıktıktan sonra caminin yolunu tutarlar. Camide hoca yoktur, cemaatten içeride olanlar Atlas'ı görünce sevgiyle yaklaşırlar. Atlas, "hocayı görmem gerek" der ve hocanın orada olmadığı kendisine izah edilince; "Baba telefonunu al, mutlaka görüşmem gerek” der ve babasından hoca ile görüştürüleceği sözünü aldıktan sonra caminin içini dolaşır. Minbere çıkar, mihrabın orada bir müddet oyalanır. Büyüklerimizin dediği gibi "Camii içindeki en güzel ses, çocukların neşeli kahkahalarıdır, bırakın çocuklar camide mutlu olsunlar ki birlik ve beraberlikleri, merhametleri pekişsin. Sevgiyle sarmaladıkları dostlukları, su sızmayacak saf (omuz omuza) bütünlüğünde olsun. Merhamet yoldaşları olsun. "KİNDAR OLMASINLAR".

Atlas’ın tavrı bana anlatıldığında; henüz iki yaşlarındayken; ATATÜRK’ün resmini gördüğünde "ATA" deyip resme eliyle dokunup avucunu öpmesi, bayrak gördüğünde dalgalandığını el işaretleriyle anlatması, ezan sesini duyduğunda sessizleşip "LA İLAHE İLLALLAH" sesiyle birlikte, iki elini birleştirip "AMİN" demesi ve ellerini yüzüne sürmesi sahneleri gözümün önüne geldi...

Bize her geldiğinde balkona çıkıp uzaktaki bayrağı ve bayrağın fon oluşturduğu camiyi mutlaka dakikalarca seyreder...

“NEDEN?” diye sorgulamaya başladığı günden beri...

Sevmeyi, insan olmayı, karakterli, ahlaklı, kişilikli olmayı öğreteceğiz ona ebeveynleri olarak...

Tıpkı "ASIM'ın NESLİ" gibi.

“ASIM'ın NESLİ" derken; Asım, Akif'in babasının talebelerinden Köse İmamın oğlu olarak tanınır.  Aynı zamanda, inancıyla yoğrulmuş Türk gençliğinin Sembol ismi olarak ele alındığı bayrağı taşıyacak onurlu nesildir.

İman, irfan, fazilet ve bilgi ile donanmış; karakterli, ahlaklı, kişilikli; Vatanına, milletine ve dinine sahip çıkan dahası bunları yüceltmek için tüm imkânları seferber eden bir gençliktir ASIM’ın NESLİ

DİĞER YAZILARI Büyüğü Alana Küçüğü Eşantiyon 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00