Gündemi son zamanlarda büyük ölçüde işgal eden ve popüler teknoloji firmalarının birincil uğraşı haline gelen yapay zeka teknolojilerine insan nitelikleri kazandırma konusu, uzun bir süredir hem Hollywood’da hem de Silikon Vadisi’nde kendine yer buluyor. Türkiye de henüz istenilen popüler seviyeyi yakalayamasa da yaklaşan seçimde boy göstermeye çalışan siyasi partilerin bazıları bu teknolojik gündemi kendilerine propaganda platformu olarak kullanarak ileri görüşlü davranışlar sergileniyor. En azından bu siyasi rekabetin bu teknolojik alana destek ve gelişimine katkı sağlaması mutluluk verici. Tabii şuan Türkiye’de vatandaşlarımızın bu platformları kolay para kazanmak amacıyla kullanılması gerçeğini gözardı etmemek gerek. Büyük para kaybı yaşayanlar, intihar girişiminde bulunanlar, konu ile alakalı dolandırıcılık faaliyetlerinin artması yine Türk vatandaşlarımızın yaratıcı girişimleri bizleri şaşırtmıyor. Her zamanki gibi teknolojik gelişimlerin önce karanlık sonra temiz yüzüyle tanışıyoruz. Bu kaçınılmaz davranış ise zihniyetimizi yansıtıyor ne yazık ki …
Metaverse internetin yerini alabilir mi?
Metaverse internetin yerini alacak düşüncesinden ziyade bu kavramı, internet evriminin bir sonraki halkası olarak görmek mümkün. NFT, Bitcoin gibi kavramların popülerleşerek pek çok kişi için yatırım araçları haline gelmesiyle, fiziksel varlıklar ve para dahi artık sanal gerçeklik unsuru haline geliyor. Bu durum Metaverse düşüncesini daha da olası kılıyor.
Metaverse, kelime anlamıyla “evren ötesi", tıpkı içinde yaşadığımız dünya kadar kalıcı fakat insan yapımı olan, insanların avatarlar vasıtasıyla aktif etkinlik gösterebileceği, kolektif kullanıma açık sanal alanlar olarak ifade edilebilir. Tüm dijital dünyaların birleştirilmesiyle oluşan kolektif bir sanal paylaşım alanını ifade etmek için Metaverse kelimesi kullanılıyor.
Olabildiğince fiziksele yakın kılabilmek adına artırılmış gerçeklik cihazları üretilmeye, giyilebilir teknolojiler geliştirilmeye çoktan başladığını belirten Meta yetkililerine göre, 10-15 yıl gibi kısa bir süre içerisinde bu öngörülerin bir kısmı hayata geçebilir.
Bilim kurgu filminden gerçek hayata yolculuk ...
Gelecekçilik olarak bilinen “Fütürizm nedir?” sorusunun detaylı cevabı, 20. yüzyılın başlarında aranabilir. Bu akım geçmişteki gelenekleri ve estetik değerleri tümüyle reddedip, dünyanın geleceğini modernlikte bulur. Makineleşme, mobilite, sürat, şehirleşmiş medeniyet kavramlarını önemser.
Günümüzde gelişen teknoloji, elektronik cihazların boyutlarını küçülterek çevreyle etkileşimlerini farklı boyutlara taşıyor. Fütürist bakış açısı doğrultusunda makineler gelişiyor, teknolojik cihazlar artık giyilebilir hale geliyor. Gelecekte giyilebilir cihazların bilişsel yeteneklerimizi arttırması, vücudumuzun bir parçası haline gelmesi bekleniyor. Hepsi “akıllı” olan saatler, gözlükler ve kontakt lensler giyilebilir teknolojinin ilk adımları olarak görülüyor.
Peki ya insana, sanal evrende yapay zeka gibi gezinme ve işlev görme özellikleri yüklendiğini hiç hayal ettiniz mi?
İçinde tüm dijital dünyaların mevcut olduğu kurgusal bir evreni tanımlayan Metaverse alanına, sanal gerçeklik ya da artırılmış gerçeklik vasıtasıyla ulaşılabilecek. Giyilebilir teknolojiler ise bu süreçte önemli bir rol oynayacak. Bu bağlamda düşünüldüğünde giyilebilir teknolojilerin gelecekte nasıl şekilleneceği üzerine farklı bakış açıları keşfetmek mümkün.
Giyilebilir teknolojiler gelişip yetenekleri artsa da, güvenlik sorunları pek çok kişiyi rahatsız ediyor. Kişisel verilerin korunması konusu gündemin ilk sırasındaki yerini koruyor. Yaşanan o kadar tartışmaya karşın giyilebilir teknolojiler hayatımıza hızla giriyor ve pek çok yararlı fonksiyonu ile tercih ediliyor.
Orhan Alperen Yıldız
Elektrik-Elektronik Mühendisi
Genç Girişimci
orhanalperenyildiz@hotmail.com