SEÇİMİN ARDINDAN

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

30-05-2023 08:00

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde muhtar seçimi de yapılır sendika seçimi de. 
Dernek seçimi de yapılır sınıf başkanı seçimi de. 
Milletvekili seçimi de yapılır, cumhurbaşkanlığı seçimi de…
Çünkü seçimlerde seçtiklerimiz bizlerden aldığı vekâletname ile bizi, sizi, hepimizi temsil eder. 
Ülkesinin ve milletinin yararına olan her şeyi bulur ve bulduğunu da yüce meclise taşıyarak ülkesinin ve milletinin hak ve hukukunu korumuş olurlar.
Ne yazık ki ben bu seçimde böyle bir duyguyu yaşamadım.
Öylelerini seçip de meclise gönderdik ki vallahi ben bu kişileri sınıf başkanlığına bile layık görmem.
Çünkü yarının geleceği olan yavrularımızın beynini yıkarlar. Onları Atatürk’e ve cumhuriyete, vatana ve bayrağa karşıt olarak yetiştirmeye çalışırlar.
Anayasanın değiştirilemez denilen ilk dört maddesini değiştirmeye çalışırlar.
Yazacak çok şey var ama yazmaya yürek istiyor.
Bizlerde de bu yürek olmadığı için “Gelene ağam, gidene paşam” demek zorunda kalıyoruz. 
Ne kazanacağız ne kaybedeceğiz bunu zaman gösterecek.
Bu seçimlerin milletime, devletime hayırlara vesile olması temennisiyle biz mesellere sığınalım. Alabilirsek o mesellerden ibret alalım.
YAVUZ SULTAN SELİM
Cennetmekân Yavuz Sultan Selim tebdili kıyafetle pazarı dolaşıyormuş. Bir tezgâhta üç kafes içerisinde üç keklik görüp sahibine bunların özelliğini ve fiyatını sorar.
Bir kafesin içindeki bir altın, kafesin içindeki iki altın, kafesin içindeki de beş altın” olduğunu söyler.
Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim:
“Nasıl olur bir altınlık keklik daha semiz, 
İkinci kafesteki keklik şöyle böyle,
Ama beş altınlık keklik cılız bir şey” deyince;
Kekliğin sahibi:
Beş altına dediğimiz keklik metriste öterek hemcinslerini tuzağa düşürmekte mahirdir. Diğerlerinde öyle bir vasıf yok” deyince;
Yavuz Sultan Selim:
“Peki, alıyorum” diyerek beş altını verip kafesi alır. Akabinde kafesi açtığı gibi kekliğin boynundan çekip koparır. 
Satıcı:
“Ne yaptın kardeşim?” demesine fırsat vermeden Yavuz Sultan Selim yaptığı işi açıklar.
“Bak satıcı” der.
“İnsan olsun, hayvan olsun, kedi-köpek olsun, keklik olsun ırkına ihanet eden bir yaratıktan kimselere fayda gelmez” diyerek yoluna devam edip gider. 
İşte beş altınlık o cılız yaratık bu gün bize dost görünen başta Filistin olmak üzere din kardeşleri dediğimiz Arap ülkelerdir.  
Yüce peygamberimiz durduk yere “Ben Arap’ım ama Arap benden değildir” diye buyurmamıştır. 
Bu sözün hikmetini Orta Doğu coğrafyasına iyice baktığımız zaman anlayabiliyoruz. 
Gerçi o beş altın değerindeki kekliklerden içimizde çok var ama…
ATEŞ – SU VE AHLAK
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Tarzani tellal iken, Şirvani berber iken, devlet erkânı önünde "Meğri. meğri" nidaları yükselir iken …
ATEŞ, SU ve AHLAK dost denecek kadar candan arkadaş olmuşlar.
Yedikleri bir, içtikleri bir, ikballeri birmiş,  
Günün birinde canciğer bu üç arkadaşlar üçe ayrılan bir yol ayırımına gelirler böyle bir durumda bunlarında üçe ayrılmaları gerekiyormuş
Ama hangisi hangi yöne gidecek bir türlü karar veremiyorlar. Başı belli olsa da sonu belli olmayan bir yoldur önlerindeki yol.
 ATEŞ (Suyla ahlaka) “Ben kaybolursam nerede bir duman görürseniz beni orada arayabilirsiniz” der. 
SUDA (Ateşle ahlaka) “Bende kaybolursam nerede bir yeşillik, nerede bir ormanlık görürseniz beni oralarda bulabilirsiniz” der. 
Sıra gelmiş ahlak’a, 
AHLAKTA (suyla, ateşe) 
“Ben kaybolursam beni hiçbir yerde aramayınız. Çünkü bulamazsınız. Ben bir kere kayboldum mu bir daha da bulunmam” demiş…
İşte ahlakın kaybolduğu zaman bu zamandır.
Arasanız da bulamazsınız.
AYYAŞ HAMDİ
Ayyaş Hamdi meyhanelerden çıkmazdı.
İçkisini içer, geç vakitte naralar atarak evinin yolunu tutardı. 
Ne çocuğuna, ne eşine, ne anasına, babasına ve ne de çevresine hiçbir hayrı dokunmamıştı. 
Hamdi böyle bir yaşamın sonunda rahmetli oldu. Cenaze namazı kılındıktan sonra imam sordu:
“Merhumu nasıl bilirsiniz?”
Cemaat hep ağızdan;
“İyi insandı... Kimseye kötülüğü olmazdı... Toprağı bol olsun...” dediler.
Bu sözleri duyan Bektaşi sabredemedi ve yanındakinin kulağına fısıldadı:
“Bizi neyse de, haşa Allah’ı aldatmaya kalkıyorlar.” Dedi. 
Mesel dediğimiz bu gibi kıssalardan acaba payımıza düşeni alabiliyor muyuz?
İşte asıl soru bu…                                   
Kalın sağlıcakla… 
*///*
 

DİĞER YAZILARI BİR MAYIS’IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 HAZRETİ  SÜLEYMAN  VE  HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ’Mİ YEMEN Mİ? 01-01-1970 03:00 EYVAH Kİ EYVAH 01-01-1970 03:00 ÇANAKKALE’NİN VERDİĞİ DERS   01-01-1970 03:00 HANKENDİ’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR 01-01-1970 03:00 EYVAH EYVAH 01-01-1970 03:00 BUGÜN NE YAZSAM? 01-01-1970 03:00 HAZRETİ SÜLEYMAN VE HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 EMEKLİ HASAN EMMİNİN PAZAR ÇANTASI 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİM 01-01-1970 03:00 UÇTU UÇTU GENÇLİĞİM UÇTU 01-01-1970 03:00 ACILAR DENİZİNİN ACILI ŞAİRİ ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN       01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 GÖKBAYRAĞIN GÖZYAŞI 01-01-1970 03:00 HİNDİ 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA O GECE 01-01-1970 03:00 BAK DOSTUM… 01-01-1970 03:00 KORKİREM 01-01-1970 03:00 BİR MİSAFİR GÖZÜYLE ELAZIĞ     01-01-1970 03:00  BİR KAÇ DALDA KISSALAR 01-01-1970 03:00 GÖNÜLLERDEKİ BELDE HANKENDİ 01-01-1970 03:00 SİZ HİÇ ZÜLFİYARE DOKUNDUNUZ MU?.. 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI 01-01-1970 03:00 GÜZ MÜ GELDİ RENGİN SOLUK 01-01-1970 03:00 VAH Kİ VAH 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK  01-01-1970 03:00 SEKSEN BASAMAKLI MERDİVEN 01-01-1970 03:00 İSTANBUL’DA SAHTE DOKTOR YAKALANMIŞ 01-01-1970 03:00 HANKENDİ MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 BİRAZDA SOHBET EDELİM 01-01-1970 03:00 OTUR “0” 01-01-1970 03:00 EKMEKTEN SUYA, SUDAN HAVAYA ZAM 01-01-1970 03:00 AA… KRAL! 01-01-1970 03:00 KURTLA KUZUNUN HİKÂYESİ  01-01-1970 03:00 İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU HÜSRANDIR 01-01-1970 03:00 FELAKETLERE ŞÜKRETMEK 01-01-1970 03:00 24 MAYIS VE 33 ŞEHİT (EN UZUN GECE) 01-01-1970 03:00 BİZ DE BUNLARI ÖZLÜYORUZ 01-01-1970 03:00 BEKRİ MUSTAFA 01-01-1970 03:00 ULVİYE SAVTUR’UN 50. SANAT YILI 01-01-1970 03:00 AHLAK OLMAYINCA OLUR MU HİÇ DİN İMAN? 01-01-1970 03:00 EMEKLİ VALİ VE ŞAİR RIZA AKDEMİR’İN AZİZ HATIRASINA  01-01-1970 03:00 RAMAZAN VE İNSAN 01-01-1970 03:00 AH, ATATÜRK AH! 01-01-1970 03:00 ÇANAKKALE RÜYASI 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 ÜÇ ZARF 01-01-1970 03:00 ELAZIĞ - MALATYA 01-01-1970 03:00 TAKDİRE ŞAYAN İKİ KURUM 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI 01-01-1970 03:00 MUSİKİMİZ VE SPORUMUZ 01-01-1970 03:00 NEDEN HEP ESKİLERİ ÖZLER OLDUK? 01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 BİR DOSTUN KALEMİNDEN 01-01-1970 03:00 SAÇMA TARTIŞMA 01-01-1970 03:00 TAKVİMİN SON YAPRAĞI 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA EN UZUN GECE 01-01-1970 03:00 BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR 01-01-1970 03:00 ŞİİRİN EFSUNLU GÜZELLİĞİ 01-01-1970 03:00 KASTAMONULU ŞERİFE BACI DESTANI 01-01-1970 03:00 GÖKÇE (LOTOĞLU) KÖYÜ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK ELAZIĞ’DA 01-01-1970 03:00 ON KASIMLAR 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR 01-01-1970 03:00 YEDİ DAĞIN HARMANI VE ÇÖLÜN KIBLE TARAFI 01-01-1970 03:00 BEN ANLAYAMADIM ANLAYANA AŞK OLSUN 01-01-1970 03:00 NAİLBEY MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 ESKİŞEHİR’DEN BİR DEMET ŞİİR GELDİ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’TEN İSMET PAŞA’YA MEKTUP 01-01-1970 03:00 TAVUĞUN KIÇINDAKİ PETROL BORUSU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ 01-01-1970 03:00 MÜJDE 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -III- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -II- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -I- 01-01-1970 03:00 AĞLANACAK HALİNE GÜLEN İNSANLAR 01-01-1970 03:00