HİNDİ

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

31-12-2023 20:07

Bir zamanlar hayatımızda önemli değişiklikler vardı.

Ne oldu bilmiyorum ama bir yerden bir rüzgâr esti kırdı bütün ümit dallarımızı, neşemizi, huzurumuzu.

Hep kara bulutlar dolaştı üzerimizde.

Artık gülemiyoruz. Gülmeyi de unuttuk, gülümsemeyi de…

Deprem,

Korona,

Sel baskınları,

Çirkin bir siyaset dili,

Çekilmez bir hayat pahalılığı yıktı bütün ümitlerimizi.

Bir yılbaşı geçirdik.

Gerçi ben hayatımda hiçbir yılbaşını kutlamadım ama eski yılbaşından kalan hatıralarla mutluluklarla avundum.

Onları anımsadım.

Ve arşivimde eski yıllardan kalan canlı bir hikâyeyi hatırladım.

İzniniz olursa bu gün siyaseti, insanlarımızdaki umutsuzluğu, mutsuzluğu,  depremi, koronayı konuşmayalım..

Bugün yeni bir yıldır yeni yıla nasıl girerseniz öyle gidermiş diyorlar bizde azıcık gülümsemeyle girelim olmaz mı?                                   

Kendimi bildim bileli hiç kimsenin malında, mülkünde, mevkiinde makamında asla ve asla gözüm olmadı. Benim olmayan hiçbir şeye de hiçbir zaman elimi uzatmadım, sahip çıkmadım. Ve de özenmedim.

Tıpkı azılı bir hırsız gibi bacalardan girdiğine inandığımız Noel gibi…

Noel denilen bu günde benim günüm değildir. Hiçbir şekilde örf ve ananemizle ve de kültürümüzle bağdaşır bir yanı yok. Bu yüzden Noel’in kutlanması da bana düşmez.

Benim Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere iki mübarek dini bayramım var.

Cumhuriyet Bayramı, Zafer Bayramı ve On Dokuz Mayıs Bayramları gibi üç tanede onur duyduğum gururlandığım çok önemli milli bayramlarım var.

Bunlar bana yeter de artar bile... Kutlayacaksam gururla, şevkle, onurla bunları kutlarım.

Çünkü:

Bu bayramlar bana Müslümanlığımı,

Bu bayramlar bana milliyetçiliğimi,

Bu bayramlar bana Türklüğümü,

Bu bayramlar bana insanlığımı, vatan ve millet aşkını, paylaşmayı, bütünleşmesi, mazimi ve tarihimi anlatır.

Geleceğimin ufkunu açar.

Dini bayramlarda dini vecibelerimi yerine getirir, milli bayramlarda evimin balkonuna şanlı bayrağımı asar bu mübarek ülkede o mübarek bayrağın gölgesinde yaşadığıma onur duyar şükrederim.

Ömrümün hiçbir döneminde yılbaşına özel en ufak bir değişiklik olmadı.

Yıllar önceydi bizim köyden bir komşumuz yılbaşına iki gün kala köyde beslediği hindileri şehre getirmiş satıyordu. Hatıra binaen bir tanede ben aldım eve götürdüm. Hanım elimde hindiyi görünce şaşırmıştı  “o da ne?” diye sordu.  

"Neye benziyor hindi işte bunu yılbaşı gecesi bir güzel doldurup yiyeceğiz” dedim. Hanım daha da afallamıştı zira bu güne kadar böyle ekstra bir yılbaşı menüsü görmemişti. Baktım daha da şaşırır oldu konuyu izah ettim

“Yılbaşından iki üç gün sonra keselimde çocuklar yesin” dedim.

Yılın son günü o gece yılbaşı dairedeki odamda ailece görüştüğümüz bir mesai arkadaşımla oturuyoruz. Birden kapı açıldı içeri rahmetli bacanağım girdi hoş beşten sonra “Bacanak hindi almışsın?” dedi. 

“Evet dedim” …"

“Öğleyse akşama bizde geliyoruz" diyerek kendi kendisini ziyafete davet etti.

“Buyurun gelin" dedim. Konuyu pekiştirmek içinde yanımdaki arkadaşa “Yahu İhsan’cığım hindiye ne yedireyim” diye bir soru sordum. İhsan’da leb demeden leblebiyi anlayan cinstendi uzun uzun hindinin ne yiyeceğine dair özel bir menü sundu.  

Bacanak hindiyi garantiye aldıktan sonra müsaade isteyip ayrıldı.

                                                     

Akşam oldu dondurucu bir soğuk karlı bir hava eve gittim hanım mercimek çorbası yapmış yanında bulgur pilavı ve turşu da var. Bu soğukta bir güzel içimiz ısınıyordu. Öylesine iştahla yemeğe başlamıştık ki kapı çalındı açtık cümbür cemaat bacanak giller.

Bacanak odaya girer girmez ilk gördüğü şey buharı tüten mercimek çorbası oldu. Şaşırmıştı, bir bana bir sofradaki çorbaya bakıyordu. Bana hitaben “Bu ne yahu?” dedi. Ona da "Neye benziyor mercimek çorbası işte." Cevabını verdim. Bacanakta çorbayı sevmezdi.

Bir hayli söylendikten sonra bir hışımla dışarı çıktı.

Aradan epeyce bir zaman geçti bacanak elinde bir kilo çiy köftelik et ve malzemesiyle geri döndü. Aradan geçen zamanda midemiz boşalmış karnımız acıkmıştı çiğköfteyi yaptılar biraz acılı olmuştu ama taze soğanla iyi gidiyordu.

Aklımda kalan ekstra yılbaşı da her halde buydu. Hakkını helal et bacanak Allah sana Rahmet eylesin.

Hepinize yeni yılda sağlık, huzur ve mutluluklar diliyor, yalansız, riyasız, iftirasız bir yıl diliyorum.

Kalın sağlıcakla…

*///*

DİĞER YAZILARI BİR MAYIS’IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 HAZRETİ  SÜLEYMAN  VE  HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ’Mİ YEMEN Mİ? 01-01-1970 03:00 EYVAH Kİ EYVAH 01-01-1970 03:00 ÇANAKKALE’NİN VERDİĞİ DERS   01-01-1970 03:00 HANKENDİ’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR 01-01-1970 03:00 EYVAH EYVAH 01-01-1970 03:00 BUGÜN NE YAZSAM? 01-01-1970 03:00 HAZRETİ SÜLEYMAN VE HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 EMEKLİ HASAN EMMİNİN PAZAR ÇANTASI 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİM 01-01-1970 03:00 UÇTU UÇTU GENÇLİĞİM UÇTU 01-01-1970 03:00 ACILAR DENİZİNİN ACILI ŞAİRİ ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN       01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 GÖKBAYRAĞIN GÖZYAŞI 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA O GECE 01-01-1970 03:00 BAK DOSTUM… 01-01-1970 03:00 KORKİREM 01-01-1970 03:00 BİR MİSAFİR GÖZÜYLE ELAZIĞ     01-01-1970 03:00  BİR KAÇ DALDA KISSALAR 01-01-1970 03:00 GÖNÜLLERDEKİ BELDE HANKENDİ 01-01-1970 03:00 SİZ HİÇ ZÜLFİYARE DOKUNDUNUZ MU?.. 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI 01-01-1970 03:00 GÜZ MÜ GELDİ RENGİN SOLUK 01-01-1970 03:00 VAH Kİ VAH 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK  01-01-1970 03:00 SEKSEN BASAMAKLI MERDİVEN 01-01-1970 03:00 İSTANBUL’DA SAHTE DOKTOR YAKALANMIŞ 01-01-1970 03:00 HANKENDİ MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 BİRAZDA SOHBET EDELİM 01-01-1970 03:00 OTUR “0” 01-01-1970 03:00 EKMEKTEN SUYA, SUDAN HAVAYA ZAM 01-01-1970 03:00 AA… KRAL! 01-01-1970 03:00 KURTLA KUZUNUN HİKÂYESİ  01-01-1970 03:00 İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU HÜSRANDIR 01-01-1970 03:00 FELAKETLERE ŞÜKRETMEK 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 24 MAYIS VE 33 ŞEHİT (EN UZUN GECE) 01-01-1970 03:00 BİZ DE BUNLARI ÖZLÜYORUZ 01-01-1970 03:00 BEKRİ MUSTAFA 01-01-1970 03:00 ULVİYE SAVTUR’UN 50. SANAT YILI 01-01-1970 03:00 AHLAK OLMAYINCA OLUR MU HİÇ DİN İMAN? 01-01-1970 03:00 EMEKLİ VALİ VE ŞAİR RIZA AKDEMİR’İN AZİZ HATIRASINA  01-01-1970 03:00 RAMAZAN VE İNSAN 01-01-1970 03:00 AH, ATATÜRK AH! 01-01-1970 03:00 ÇANAKKALE RÜYASI 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 ÜÇ ZARF 01-01-1970 03:00 ELAZIĞ - MALATYA 01-01-1970 03:00 TAKDİRE ŞAYAN İKİ KURUM 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI 01-01-1970 03:00 MUSİKİMİZ VE SPORUMUZ 01-01-1970 03:00 NEDEN HEP ESKİLERİ ÖZLER OLDUK? 01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 BİR DOSTUN KALEMİNDEN 01-01-1970 03:00 SAÇMA TARTIŞMA 01-01-1970 03:00 TAKVİMİN SON YAPRAĞI 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA EN UZUN GECE 01-01-1970 03:00 BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR 01-01-1970 03:00 ŞİİRİN EFSUNLU GÜZELLİĞİ 01-01-1970 03:00 KASTAMONULU ŞERİFE BACI DESTANI 01-01-1970 03:00 GÖKÇE (LOTOĞLU) KÖYÜ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK ELAZIĞ’DA 01-01-1970 03:00 ON KASIMLAR 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR 01-01-1970 03:00 YEDİ DAĞIN HARMANI VE ÇÖLÜN KIBLE TARAFI 01-01-1970 03:00 BEN ANLAYAMADIM ANLAYANA AŞK OLSUN 01-01-1970 03:00 NAİLBEY MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 ESKİŞEHİR’DEN BİR DEMET ŞİİR GELDİ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’TEN İSMET PAŞA’YA MEKTUP 01-01-1970 03:00 TAVUĞUN KIÇINDAKİ PETROL BORUSU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ 01-01-1970 03:00 MÜJDE 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -III- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -II- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -I- 01-01-1970 03:00 AĞLANACAK HALİNE GÜLEN İNSANLAR 01-01-1970 03:00