Kim ne derse desin,
Kim hangi pencereden bu temaşayı seyrederse seyretsin.
Biz günümüzdeki gerçekleri farklı görüyor, farklı düşünüyoruz.
Niye düşünmeyelim ki?
At izinin it izine karıştığı bir ülkedeyiz.
Hemen kızmayın canım bu sözü ben söylemiyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor.
Haklıda söylüyor tabii…
Bendeniz eskiden daha kolay ve bana göre daha güzel yazılar yazıyordum.
Şimdi yazamıyorum.
Basiretim bağlandı korkuyorum.
Kimlerden mi, neden mi?..
Cehaletten korkuyorum.
Dini siyasete alet eden siyasilerden,
Dini kendilerine ve çıkarlarına göre dizayn eden alimlerden,
Din tüccarlarından, din düşmanlarından,
Atatürk’ü din karşıtı gösteren yobazlardan,
Atatürk düşmanlarından,
Korkuyorum.
*
Yıllar önce ATATÜRK VE DİN başlıklı bir yazı yazmıştım.
Yıllar sonra bu ülkede değişen hiçbir şeyin olmadığını yine dinin siyasete alet edildiğini, insanların din üzerinde rant sağladığını, mevki ve makam sahibi olduklarını gördüğümde “Eyvah ki eyvah” dedim.
Sanki bugün yazılmış gibiydi bu yazı.
Sanki bu güne hitap ediyordu.
Onun için söz konusu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Buyurun birlikte okuyalım…
*
“Bir tatil günü evinizdesiniz açarsınız televizyonunuzu kanal kanal gezer ülkenizi, milletinizi ilgilendiren haberleri, yorumları görmek, o günkü gazeteleri okumak istersiniz.
Ama o gün okuduklarınız ve dinledikleriniz gününüzü zehretmeye yeterde artar bile…
Bu insanlar benim insanım mı?
Bu vatan benim vatanım mı?
Biz bu kadar mı gaflet ve dalalet içerisindeyiz diye tereddütlere düşer, üzülürsünüz.
İstisnalar kaideyi bozmasa da din adamından tutunuzda, profuna kadar, eğitimcisinden siyasetçisine kadar bin bir çeşit zırvalıklarla karşılaşırsınız.
Zehir olur o gününüz…
Mevkii, makamı, eğitimi, kariyeri ne olursa olsun insanlarımızın menfaat ve çıkarları için, din adına dinsizlik yaptıklarını, bütün bunlar için de küçüldükçe küçüldüklerini görürsünüz.
“Lanet olsun dünya malı için, mevki ve makam için bir insan bu kadar küçülebilir mi?” Sorusunu sormadan geçemezsiniz.
İsterseniz bir göz atalım yazılanlara, kulak kabartalım söylenenlere ama önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında söylediği bir sözüyle başlayalım yazımıza...
*
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 1923 yılında!..
“Ulusumuz din ve dil gibi güçlü iki erdeme sahiptir.
Bu erdemleri hiçbir güç ulusumuzun yürek ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.” Diyor.
Yine 1923 yılında ise…
“Bizim dinimiz, akla en uygun ve en doğal bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, bilime ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tümüyle uygundur.”
1930’lara geldiğimizde de…
“Din vardır ve gereklidir. Din gerekli bir kurumdur. Dinsiz ulusların yaşamasına olanak yoktur. Yalnız şurası var ki din, Tanrı ile kul arasında bağlılıktır” Yani kimsenin Allah ile kurulunun arasına girmeye hakkı olmağının bir ifadesidir.” Der.
*
Gelelim milenyum dediğimiz çağımıza…
Okuma yazma oranının zirve yaptığı, Internet ve Ansiklopedi gibi iletişim araçları ile doğruları öğrenmenin en kolay olduğu bu günlere…
Doğruları araştırmak ve öğrenmek yerine doğruları sapıtmak dine ve vicdana hakaret etmek gibi sapık niyetlerin varlığı ister istemez İslam âlemini üzmekte ve tedirgin etmektedir.
Bu sapık güruhların içerisinde:
*
“Allah için kafa kesmenin bir şeref olduğunu” söyleyen bir geri zekâlı mı ararsınız,
*
“Kadını döverken kemiklerini kırmayınız” yani kadınları kemiklerini kırmadan dövünüz diyen biri manyak mı ararsınız?..
*
“Çocuk tacizlerinin sebebi kız çocuklarının kısa etek giymeleridir” diyenler mi ararsınız?,
*
“Sevişmek ibadettir” diyen uçkuru düşükler mi ararsınız?
*
“Yedi yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir erkekle evlendirilebilir “ fetvasını veren sapıklar mı ararsınız?
*
“Alevilik sapkınlıktır cennete giremezler” diyerek kendilerini cennete giden yolda trafik polisi sanan geri zekâlılar mı ararsınız?
*
“Bir faniyi peygamber ilan eden” münafıklar mı ararsınız?
Ne ararsanız var.
*
Bir zamanlar TBMM Başkanlarından Cemil Çiçek!..
“Bizim Müslüman’ların en az kullandığı kısmı akıllarıdır” Demişti de inanmamıştık. Üstat ne kadar doğru söylemiş.
*///*