Bendeniz televizyon başında öyle uzun süre dizi ve film seyreden birisi değilim. Ya kitap okur ya da Türk Sanat Müziğini dinlerim. Onları dinledikçe ruhumda bir ferahlık yaşarım.
Geçtiğimiz hafta bir kanalımızda başrollerini Filiz Akın ve rahmetli Tarık Akan’ın paylaştıkları “Memleketim” adlı bir film seyrettim. Daha evvel bu filmi seyretmeme rağmen yine de Türklüğümden, vatanseverliğimden iftihar ettim.
Filmde Avrupa’da Tıp ve müzik eğitimi alan iki Türk gencinin serüvenlerini zaman zaman gözyaşları içerisinde izledim.
Filiz Akın ailesinin teşviki ile tam bir Avrupalı olma yolunda giderken Tarık Akan gezdiği gördüğü her vilayette Türk’ün ayak izlerini arayan onların bıraktıkları eserlere hayranlıkla bakan birisi…
Uzatmayalım, Tarık Akan doktor olup memleketine geliyor Erzurum’da bir ilçede doktorluk yapıyor.
Filiz Akın bir yabancıyla kilisede evleneceği zaman kiliseden kaçıyor. Duyduğu çan sesleri onu rahatsız ediyor. Ve akabinde bir otelde duyduğu sabah ezanı onu kendine getirmeye yetiyor. Nihayet İstanbul’a gelerek öğretmenlik yapma fikrini hayata geçiriyor.
Filmin sonunda Filiz Akın çocuklarımıza şu anda kaldırılmış olan andımızı okutuyor kara tahtaya Türkiye Haritasını açarak “İşte bizim memleketimiz” diyor.
İşte bizim memleketimiz,
Her köşesi cennet memleketimiz.
Taşıyla toprağıyla, gürül akar ırmaklarıyla, söylenen türküleri çekilen halayları ile yeryüzünün cenneti memleketime doyum olur mu?
Elbette ki hayır.
Çünkü bu ülke yeryüzünün cennetidir.
*
Sizler İstanbul’da Ulu Cami’de bir vakit namazını eda edip Emin Önünde balık ekmek yiyip bu memleketin bir ferdi olmaktan gurur duydunuz mu?
Yeryüzünde bir eşi ve benzeri olmayan Boğaz’da bir vapur turu yaptınız mı? O ter temiz havayı ciğerlerinize doldurdunuz mu?
*
Bursa’da Osman Gazi, Orhan Gazi Türbelerini ziyaret edip atalarımıza minnet ve şükran duygularınızı izah ettiniz, Ulu Cami’de sizleri bu memleketin bir ferdi olarak yarattığı için Yüce Allah’a şükrettiniz mi?
*
Sizler Çanakkale’de tabya, tabya, siper, siper gezerek o muhteşem anıtı ile Seyit Onbaşı’nın anıtını gördünüz mü? Aynalı Çarşı’da alış veriş edip sahilde ki Nusrat Mayın Gemisi’ni gezdiniz mi?
* Aydın'ı, Denizli'yi gezdiniz mi? Pamukkaleyi, Kuşadası'nı gördünüz mü?
Samsun’da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün at üzerindeki o heybetli duruşunu, sahildeki Bandırma Vapuru ’nu gezdiniz mi, gördünüz mü?
*
Trabzon’da Atatürk köşkünü gördünüz mü?
*
Ankara’da Hacı Bayram Veli Camisinde namaz kılıp Anıtkabir’e çıkarak Ulu Önderimize bu vatana kurtardığı için istiklal ve hürriyetimizi sağladığı için onun daima izinde olduğunuzu bildirdiniz mi?
*
Erzurum’da, Sivas’ta cumhuriyetimizin temelinin atıldığı kongre merkezini, o muhteşem çifte minareyi gördünüz mü?
*
Erzincan’da gezerken o unutulmayan 1937 depremini hatırladınız mı?
*
Kastamonu’da Şerife Bacı anıtına hayran, hayran izlediniz mi?
*
Amasya’da Ferhat’ın deldiği dağlara baktınız mı?
*
Kırşehir’de “İncisen de incitme” diyen Hacıbektaş Veli müzesini gezdiniz mi?
*
Nevşehir’e Peri Bacalarına, gökyüzünde süzülen balonlara hayran kaldınız mı?
*
Konya’da Mevlana Hazretlerini ziyaret edip Alâeddin tepesinde sıcacık bir çay kahve içtiniz mi?
*
Tokat’ta Elazığ-Tokat ve Urfa kardeşlik şölenine katıldınız mı?
*
Gümüşhane’de, Bayburt’ta dostlarınızla kucaklaştınız mı?
*
Adana’da Küçük Saatte bir dumanlı lokantada şalgam içip, kebabın hasını yediniz mi?
*
Memleketimizin en uzun sahil şeridi olan Mersin’de bir tur atıp tantuni yediniz mi?
*
Kayseri’de Erciyes dağındaki o muhteşem manzarayı görüp, teleferiğe bindiniz mi? Destanlar şairi Fazıl Ahmet Bahadır’la Hunat camii bahçesinde sohbetin derinliklerine indiniz mi?
*
Şehzadeler şehri Manisa’yı gezip İzmir’in Konak semtinde Atatürk’ün İzmir’e gelişine ve Yunan’ı denize döküşüne şahit oldunuz mu?
*
Afyon’da afyon kaymağı yiyip Kocatepe’de çıktınız mı?
*
Eskişehir’de porsuk çayı kenarında bir yorgunluk kahvesi içtiniz mi?
*
Ağrı’da soğuktan korunmak için kahveden çıkıp pasta haneye girdiniz mi?
*
Van’da Van gölü canavarının hikâyesini Vanlılardan dinleyip bir Van kedisini kucakladınız mı?
*
Mardin’de dini inancı ne olursa olsun insanların bir arada yaşaya bileceği gerçeğini gördünüz mü?
*
Sabahattin Alinin Sinop Cezaevinde;
Dışarıda deli dalgalar // Gelip duvarları yalar // Seni bu sesler oyalar // Aldırma gönül aldırma şiirini yazdığı şimdilerde müze olan tarihi Sinop ceza evini görüp de ürperdiniz mi?
*
Safranbolu’nun o dillere destan bembeyaz evlerinin önünde bir hatıra resmî çektiniz mi?
*
Tunceli’nin o serin mi serin Munzur Çayı eteklerinde çay demleyip içtiniz mi?
*
Malatya’da kayısı,
Diyarbakır’da şiş ciğer,
Gaziantep’te lahmacun yiyip
Urfa Balıklı Gölde balıklara yem attınız mı?
*
Bingöl girişinde 33 askerimizin şehit olduğu yerde onların hatırasına dikilen anıtta o 33 mübarek şehitlerimizin mübarek ruhlarına Fatiha’lar okudunuz mu?
*
Muş’ta kar festivaline gittiniz mi?
*
Ve Elazığ’da açık hava müzesi konumundaki Harput’a çıkıp sonrasında doğunun Yalova’sı unvanını alan Hazar gölünde serinlenip teknoloji harikası olan Keban Barajının yedi kat derinliğine indiniz mi?
*
İşte ben bunların hepsini yaptım. Yüce Rabbim nasip etti yurdumun dört bir yanını gezme, görme imkânı buldum. Ve bu cennet vatanıma sevdalandım âşık oldum.
Ülkemin Allah’ın yeryüzündeki cenneti olduğuna inandım.
Yüce Allah’ım bizi vatansız, bayraksız ve ezansız bırakmasın.
*/*