ÇANAKKALE’NİN VERDİĞİ DERS  

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

17-03-2024 13:46

18 MART bize çok şeyler öğretti.

Ne kadar Türk,

Ne kadar Müslüman,

Ne kadar insan olduğumuzu öğretti.

Çanakkale’nin bir destan olduğunu, destanların nasıl yazıldığını ve bize Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını öğretti.

*

18 Mart 1915 tarihi Türk’ün yeniden var oluşu, yeniden dirilişidir. 

Bu tarih defnedilmek istenilen ve “Hasta Adam” olarak tabir edilen bir milletin yeniden can bulması, yeniden diriliş tarihidir.   

İngiltere Başbakanı Winston Churchill kendisine yöneltilen “Çanakkale’yi geçebilecek misiniz?” sorusuna verdiği cevapta…

“Beş dakikada Çanakkale’yi geçer, beş çayını da İstanbul’da içeriz” diyerek Türk milletinin o tarihteki güç ve kuvvetinin ne kadar zayıf olduğunu gözler önüne sermektedir.

Çanakkale elinde tüfeği, tüfeğinde mermisi olmayan, ancak yüreğinde vatan ve millet sevgisi yanan bir neslin yedi düvele verdiği insanlık dersidir.

Bu ders sonucu “Beş dakikada Çanakkale’yi geçer, beş çayını da İstanbul’da içeriz” diyen Winston Churchill "Biz, Çanakkale'de Türklerle değil Tanrı ile savaştık” diyerek Çanakkale’de aldığı dersi tarihin altın sayfalarına yazmak zorunda kalacaktı.

Winston Churchill’in aldığı bu dersten insanlık adına, hürriyet adına, demokrasi adına mangalda kül bırakmayan Avrupalıların ders alması gerekir ama onların çıkarları bütün değerlerin üzerinde olduğundan böyle bir olguyu göremezler.

Çünkü onlar insanlıktan, hak ve hukuktan bihaberdirler.

Onlar sadece istila eder, işgal ederler.

Demokrasi götürüyoruz palavraları ile bütün haklara tecavüz ederler.

Avrupalıyı böyle özetledikten sonra gelelim Müslüman ülkelerine.

Arapların bizleri arkamızdan vurmasını bir tarafa bırakırsak onları en iyi Ömer Hayyam tarif etmektedir. Ömer hayam bir rubaisinde der ki!..

 

Bir elde kadeh, bir elde Kur’an

Bir işimiz helal, bir işimiz haram.

Şu yarım yamalak dünyada

Ne tam kâfiriz ne tam Müslüman.

 

Bu tanımdan sonra dönüp de bir, bir İslam ülkelerine bakalım. Bakalım hele kaç ülke kendi ayakları üzerinde insan gibi yaşamasını biliyor?

Hiç bakmayın göremezsiniz.

Hepsi biri birini boğazlamakla meşgul,

Tetiği çekende “Allahuekber” Diyor, mermiyi yiyende.

Öldürende “Allahuekber” Diyor ölende.

Köle ruhlu toplumlardır bunlar.

*

Ayaklarının üzerinde duramazlar.

İlle ki birilerinin boyunduruğu altında yaşamaya alışkındırlar.

Saddam’a tapan Irak halkı Amerika’nın attığı kementle Saddam’ın heykelini yıktıklarında attıkları sevinç çığlıkları o toplumun ne kadar dengesiz, ne kadar cahil ve ne kadar kör ve nankör olduklarını göstermiyor muydu?...

Bu sadece bir örnektir.

Suriye’ye baktığımızda tarihin tekerrürden ibaret olduğunu görebiliyoruz.

Demek ki!..

Tarihlerinde Atatürk gibi bir liderleri olmayan Cumhuriyet’e düşman, demokrasiden haz almayan aklı fikri çıkarlarında ve uçkurda olan toplumların kendi hürriyetlerini yaşamaları asla mümkün değildir...

Onlar kula kul olmaktan hoşlanırlar. Bu yüzden Atatürk’ten ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyetinden haz almazlar.

Cumhuriyet rejimi ve demokrasi onların kölelik ruhunun önüne geçmeye yeterli değildir.

*

Gelelim 18 Mart’a…

Yazımızın girişinde de değindiğimiz gibi 18 Mart sadece vatanımızın kurtuluşu ile sınırlı değildir. 18 Mart aynı zamanda arımızın, namusumuzun, gönderde dalgalanan bayrağımızın, minarelerde okuduğumuz ezanların kurtuluşudur.

Çünkü hürriyeti olmayan milletlerin inançlarını yaşamaları mümkün değildir.

Eğer ki 18 Martta Çanakkale geçilseydi bu gün bayrak olmazdı gönderde, çan çalardı minarede, Ayşe’nin adı Suzi, Hasan’ın adı Hans olurdu.

Ne hürriyetimiz ne istiklalimiz olurdu.

Bize hürriyet ve istiklalimizi sağlayan o büyük lider Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının “Ben sizlere ölmeyi emrediyorum” emrine tereddütsüz itaat eden kınalı kuzuların ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Onlara minnettarız.

Onları unutmamamız, o ruhu her zaman ve her zeminde yaşamamız bu duygularla sözde değil özde “Ne Mutlu Türk’üm Diyene…” dememiz gerekiyor.

Dağlarda taşlarda bu ifadeyi silmemiz değil yazmamız gerekiyor.

Çünkü istiklal ve hürriyetimizin reçetesi bu sözün özündedir.

İzin verirseniz bu günkü yazımızı DUA başlıklı şiirimizdeki bir dörtlüğümüzle bitirelim.

İlahi beni bayrağımdan,

Bir karış toprağımdan.

Arımdan, onurumdan

Ayırmayasın yarabbi.

Rabbim necip milletimi dalgalanan bayrağımızdan, bir karış toprağımızdan, arımızdan, onurumuzdan ve dahi namusumuzdan mahrum eylemesin.

Sağlıcakla kalın, hayırla kalın.

 *///*

DİĞER YAZILARI BİR MAYIS’IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 HAZRETİ  SÜLEYMAN  VE  HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ’Mİ YEMEN Mİ? 01-01-1970 03:00 EYVAH Kİ EYVAH 01-01-1970 03:00 HANKENDİ’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR 01-01-1970 03:00 EYVAH EYVAH 01-01-1970 03:00 BUGÜN NE YAZSAM? 01-01-1970 03:00 HAZRETİ SÜLEYMAN VE HÜT HÜT KUŞU 01-01-1970 03:00 EMEKLİ HASAN EMMİNİN PAZAR ÇANTASI 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİM 01-01-1970 03:00 UÇTU UÇTU GENÇLİĞİM UÇTU 01-01-1970 03:00 ACILAR DENİZİNİN ACILI ŞAİRİ ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN       01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 GÖKBAYRAĞIN GÖZYAŞI 01-01-1970 03:00 HİNDİ 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA O GECE 01-01-1970 03:00 BAK DOSTUM… 01-01-1970 03:00 KORKİREM 01-01-1970 03:00 BİR MİSAFİR GÖZÜYLE ELAZIĞ     01-01-1970 03:00  BİR KAÇ DALDA KISSALAR 01-01-1970 03:00 GÖNÜLLERDEKİ BELDE HANKENDİ 01-01-1970 03:00 SİZ HİÇ ZÜLFİYARE DOKUNDUNUZ MU?.. 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI 01-01-1970 03:00 GÜZ MÜ GELDİ RENGİN SOLUK 01-01-1970 03:00 VAH Kİ VAH 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK  01-01-1970 03:00 SEKSEN BASAMAKLI MERDİVEN 01-01-1970 03:00 İSTANBUL’DA SAHTE DOKTOR YAKALANMIŞ 01-01-1970 03:00 HANKENDİ MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 BİRAZDA SOHBET EDELİM 01-01-1970 03:00 OTUR “0” 01-01-1970 03:00 EKMEKTEN SUYA, SUDAN HAVAYA ZAM 01-01-1970 03:00 AA… KRAL! 01-01-1970 03:00 KURTLA KUZUNUN HİKÂYESİ  01-01-1970 03:00 İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU HÜSRANDIR 01-01-1970 03:00 FELAKETLERE ŞÜKRETMEK 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 24 MAYIS VE 33 ŞEHİT (EN UZUN GECE) 01-01-1970 03:00 BİZ DE BUNLARI ÖZLÜYORUZ 01-01-1970 03:00 BEKRİ MUSTAFA 01-01-1970 03:00 ULVİYE SAVTUR’UN 50. SANAT YILI 01-01-1970 03:00 AHLAK OLMAYINCA OLUR MU HİÇ DİN İMAN? 01-01-1970 03:00 EMEKLİ VALİ VE ŞAİR RIZA AKDEMİR’İN AZİZ HATIRASINA  01-01-1970 03:00 RAMAZAN VE İNSAN 01-01-1970 03:00 AH, ATATÜRK AH! 01-01-1970 03:00 ÇANAKKALE RÜYASI 01-01-1970 03:00 LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN 01-01-1970 03:00 ÜÇ ZARF 01-01-1970 03:00 ELAZIĞ - MALATYA 01-01-1970 03:00 TAKDİRE ŞAYAN İKİ KURUM 01-01-1970 03:00 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI 01-01-1970 03:00 MUSİKİMİZ VE SPORUMUZ 01-01-1970 03:00 NEDEN HEP ESKİLERİ ÖZLER OLDUK? 01-01-1970 03:00 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 BİR DOSTUN KALEMİNDEN 01-01-1970 03:00 SAÇMA TARTIŞMA 01-01-1970 03:00 TAKVİMİN SON YAPRAĞI 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ’TA EN UZUN GECE 01-01-1970 03:00 BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR 01-01-1970 03:00 ŞİİRİN EFSUNLU GÜZELLİĞİ 01-01-1970 03:00 KASTAMONULU ŞERİFE BACI DESTANI 01-01-1970 03:00 GÖKÇE (LOTOĞLU) KÖYÜ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK ELAZIĞ’DA 01-01-1970 03:00 ON KASIMLAR 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’ÜN SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR 01-01-1970 03:00 YEDİ DAĞIN HARMANI VE ÇÖLÜN KIBLE TARAFI 01-01-1970 03:00 BEN ANLAYAMADIM ANLAYANA AŞK OLSUN 01-01-1970 03:00 NAİLBEY MAHALLESİ 01-01-1970 03:00 ESKİŞEHİR’DEN BİR DEMET ŞİİR GELDİ 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’TEN İSMET PAŞA’YA MEKTUP 01-01-1970 03:00 TAVUĞUN KIÇINDAKİ PETROL BORUSU 01-01-1970 03:00 HANKENDİ 01-01-1970 03:00 MÜJDE 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -III- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -II- 01-01-1970 03:00 ADALET TEYZE -I- 01-01-1970 03:00 AĞLANACAK HALİNE GÜLEN İNSANLAR 01-01-1970 03:00