Elimde yine bir şiir kitabı, kitabın ismi “Yedi Dağın Harmanı”
Yazarı İhsan Nazik…
İhsan Nazik denilince önce bir maşallah diyoruz. Çünkü “Yedi Dağın Harmanı” şiir kitabı İhsan Nazik’in sekizinci şiir kitabıdır. Daha önceleri zaman zaman sayfamda konuk ettiğim bu değerli şairimizin sırasıyla;
Cemre Düşünce,
Âşık Şenlik Aşkına,
Benim Sevdam,
Sırtımı dayardım Koca Kayaya,
Açılsın Kapılar
Ey Telli Turnalar,
Gül yüzlüm
VE…
Elimizdeki 8. kitabı Yedi Dağın Harmanı.
Şiire çok genç yaşta başlayan şairimiz 1958 yılında Üsküdar’da doğar ama o bir Elazığlıdır.
Onun şiirleri ülkenin pek çok yöresindeki gazetelerde yer alır.
İsterseniz üstadımızın son kitabından gelişi güzel seçtiğimiz “Bana Söz Düşmez” isimli şiirinden bir bölümüne bir göz atalım.
***
Bırak saçlarını rüzgâr savursun
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
O yüzünün nuru kalbine vursun
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
Herkes kıskanmalı seni her zaman
Farkında değilsin bakışın yaman.
Endamını süzüp kim demez aman
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
Gönlüme sevdanın ateşi düşsün,
Sevdiğin sevinçten sel gibi taşsın
Ömür yolculuğun yüz yılı aşsın
Sen böyle güzelken bana söz düşmez.
ÇÖLÜN KIBLE TARAFI
Bu başlık ilimizin yetiştirdiği çok önemli bir şairimizin şiir kitabına verdiği addır.
Çölün Kıble tarafı yanılmıyorsam M. Faik Güngör Hocamızın ilk basılı eseridir.
Üstadımız 1956 yılında Karakoçan ilçesi Deveci köyünde dünyaya gelir.
İlk, orta ve lise öğrenimini Elazığ’da Yükseköğrenimini Bingöl’de tamamlar.
1980 yılında yurdun değişik yörelerinde başladığı öğretmenlik mesleğini Salim Hazardağlı ilkokulunda noktalar.
Şiirleri pek çok dergi ve gazetelerde yayınlanır. Ve bu şiirlerini “Çölün Kıble Tarafı” adındaki 160 sahifelik Yüz akı yayıncılık tarafından yayınlanan kitabında toplanır.
M. Faik Güngör’ün bütün şiirleri biri birinden değerlidir.
İsterseniz vakit geçirmeden üstadımızın kitabına adını verdiği şiirinden birkaç paragrafına yer verelim.
ÇÖLÜN KIBLE TARAFI
Cibril’e gelen vahye içten boyun büktüler,
Dikenleri gül bilip çöle sevgi ektiler.
Rahle-i tedrisinde Server-i Enbiya’nın
Allah’ın huzurunda “vav” gibi eğittiler.
İmrenip şühedanın mahşerdeki haline,
Yöneldiler ukbaya, nefsi dara çektiler.
Mazlumun sırtındaki harar dolusu zulmün,
Karanlığa doğan güneş gibi tektiler.
Küçüldükçe büyüyen, büyüdükçe küçülen,
Fakirin sofrasında tadımlık ekmektiler.
Cihad emri gelince; Bedir, Uhud, Hayber’de,
Küffarın tepesine bulut olup çöktüler
Ne elem ne kedere, ne gama gözyaşını,
Şehid olmadan Şeyh’e dönenlere döktüler.
***
Bugün bu sütunda ilimizin yetiştirdiği çok değerli iki şairimize yer verdik.
Gönül isterdi ki bu şairlerimizin biri birinden güzel şiirlerine de yer verelim ama ne yazık ki veremiyoruz.
Bize ayrılan yer bu kadar
Her iki şairimizin de yolları açık ilhamları bol olsun. Her ikisine de sevgi ve selamlarımızı iletiyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Yakında bir başka şairimizin başka bir eseriyle buluşmak üzere esen kalın diyorum.
*///*
Mehmet Şükrü Baş 26 Ekim 2022 Elazığ
Harput Gazetesi