https://www.elazigharputgazetesi.com/files/uploads/user/dcda828ae5b18f261216974d1fa509a6-282afda1f20d83a708bc.png
MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

AHLAK OLMAYINCA OLUR MU HİÇ DİN İMAN?

19-04-2023 00:02 612 kez okundu.

Yıllar önce duvarlarımız bitişik bir komşumuz, o komşumuzun da üç oğlu bir kızı vardı. Önce rahmetli babaları öldü. Birkaç sene sonra da anneleri, daha sonra evli barklı iki tane ağabeyleri… 
Bir bacı bir kardeş kaldılar dar dünyada… 
Düşe kalka büyüdüler...
Bir evleri vardı, dörde böldüler. 
Kızla küçük kardeşi birlikte kaldılar. 
Her ikisi de okuyamadı… 
Abla kardeşine ablalık ve analık yapmak için gelin olmadı…
Yaşları ilerledi… 
Oğlan kırkına kız, kırk beşine dayandı.
Çalıştılar, didindiler, yemediler, içmediler, giyinmediler…
 Kız temizliğe gitti komşulara, oğlan zorda olsa asgari ücretle bir iş buldu kendisine. Senenin yarısında çalıştı, yarısında da boşta kaldı. Üç beş kuruş para kazandılar. Kazandıklarını babadan kalan parayla birleştirip başlarını sokacak bir yuvaları olsun diye yetmiş bin lirayı bir müteahhide verdiler.
***
Evleri olacaktı, başlarını sokabilecekleri, kimselerin “Evimizden çıkın” demeyeceği evleri bir evleri olacaktı…
Aradan seneler geçti evden de müteahhitten de ses, seda çıkmadı.
Müteahhitte gittiler bacı kardeş…”Evimiz ne oldu, ne zaman bitirecek, ne zaman bize teslim edeceksiniz?..” dediler.
“İflas ettim” dedi müteahhit…
Dünyaları başlarına yıkılmıştı iki gariblerin…
Oysa müteahhit iflas etmemişti…
Onun sadece insanlığı, sadece olmayan vicdanı iflas etmişti.
 Müteahhit işini daha da büyütmek için, yeni yeni araçlar alabilmek için onlara “iflas ettim” demişti.
Umutları çalınmıştı, gelecekleri çalınmıştı yüzü gülmezlerin.
***
Mahkemeye verdiler müteahhidi…
Mahkemede müteahhit “İşim düzelince vereceğim bu yetimlerin parasını” dedi. Aradan yıllar geçti… Müteahhit yurt dışında bile iş almaya başladı. Ama görünürde işleri hala düzelmemişti. Çünkü üzerinde kayıtlı hiçbir şeyi yoktu. Kandırdığı, alın terlerini çaldığı insanlardan kurtulmak için öyle söylüyordu. Araçları, şantiyeleri bile ya damadının yâda kızının üzerineydi. 
Mahkeme devam ediyordu...
***
Küçücük dünyaları yıkılsa da o gariplerin kırık hayatları devam ediyordu. 
Kardeşine şimdilerde de kardeşinin iki çocuğuna hem analık hem de ablalık yapan abla ile kardeşi fakru zaruret içerisinde bir hayat sürüyorlardı.    
Kiracıydılar bu dünyada…
Ölünceye kadarda kiracı kalacaklardı. Zar zor veriyorlardı kiralarını…    
Evlerine bir tike et, bir kilo turfanda meyve giriyor mu, girmiyor mu onu bilmiyorum ama… 
Abla hala temizliğe gidiyor komşulara... 
merdivenleri siliyor, evleri temizliyor, Keşke insanların alın terini, onların umutlarını çalan namussuzların vicdanlarını temizleyebilseydi…
Keşke onlarında üzerlerindeki lekeleri de silebilseydi, 
Keşke zor da olsa o ahlaksızlara, ahlak ve fazileti öğretebilse, dahası yerin altında bir yerin daha olduğunu, bu gibi şerefsizlere anlatabilseydi…
***
Komşunun bağında, komşunun haberi olmadan bir salkım üzüm almayı haram kılan yüce dinimiz acaba bu gibi din iman adını ağızlarından düşürmeyen, bu özellikleri ile de insanları kandıran, onların emeklerini ve alın terini çalan tiyniyetsizlerin götürdükleri yanlarına kalacak mıdır?...
Acaba oradaki mahkeme onların yalancı şahitlerine, yasaların yetersizliğine, bu dünyada yaptıkları hileyi şerlerine kanacak mıdır?....
Elbette ki kanmayacaktır.
O iki yetim!...
O kirli libas içerisindeki o kirli adamın, o kirli yakasına yapıştığında ne oğlu, kızı, ne şantiyelerindeki araç gereçleri, ne de lüks villaları onu kurtaramayacaktır.
Onların bu dünyada yetim öksüz hakkı demeden, kul hakkı gözetmeden, helâlı, haramı bilmeden edindikleri kirli servetleri hak dünyada yılan olup boğazlarına dolanacaktır.
Ben buna inanıyor, iman ediyorum.
***
Not: Bu yazılanlar bir hayal ürünü olmayıp, tümüyle gerçektir sevgili okurlarım daha neler var neler.
Yazarsak birilerinin nasırına basmış gibi olacağız ama olsun yazmaya devam. Meydanı arsızlara hırsızlara namussuzlara bırakmayacağız söz.
*///*
 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI BİR MAYIS’IN ARDINDAN HAZRETİ  SÜLEYMAN  VE  HÜT HÜT KUŞU HANKENDİ’Mİ YEMEN Mİ? EYVAH Kİ EYVAH ÇANAKKALE’NİN VERDİĞİ DERS   HANKENDİ’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR EYVAH EYVAH BUGÜN NE YAZSAM? HAZRETİ SÜLEYMAN VE HÜT HÜT KUŞU EMEKLİ HASAN EMMİNİN PAZAR ÇANTASI MEMLEKETİM UÇTU UÇTU GENÇLİĞİM UÇTU ACILAR DENİZİNİN ACILI ŞAİRİ ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN       10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ GÖKBAYRAĞIN GÖZYAŞI HİNDİ SARIKAMIŞ’TA O GECE BAK DOSTUM… KORKİREM BİR MİSAFİR GÖZÜYLE ELAZIĞ      BİR KAÇ DALDA KISSALAR GÖNÜLLERDEKİ BELDE HANKENDİ SİZ HİÇ ZÜLFİYARE DOKUNDUNUZ MU?.. ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI GÜZ MÜ GELDİ RENGİN SOLUK VAH Kİ VAH LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK  SEKSEN BASAMAKLI MERDİVEN İSTANBUL’DA SAHTE DOKTOR YAKALANMIŞ HANKENDİ MAHALLESİ BİRAZDA SOHBET EDELİM OTUR “0” EKMEKTEN SUYA, SUDAN HAVAYA ZAM AA… KRAL! KURTLA KUZUNUN HİKÂYESİ  İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU HÜSRANDIR FELAKETLERE ŞÜKRETMEK SEÇİMİN ARDINDAN 24 MAYIS VE 33 ŞEHİT (EN UZUN GECE) BİZ DE BUNLARI ÖZLÜYORUZ BEKRİ MUSTAFA ULVİYE SAVTUR’UN 50. SANAT YILI EMEKLİ VALİ VE ŞAİR RIZA AKDEMİR’İN AZİZ HATIRASINA  RAMAZAN VE İNSAN AH, ATATÜRK AH! ÇANAKKALE RÜYASI LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN ÜÇ ZARF ELAZIĞ - MALATYA TAKDİRE ŞAYAN İKİ KURUM MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI MUSİKİMİZ VE SPORUMUZ NEDEN HEP ESKİLERİ ÖZLER OLDUK? 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ BİR DOSTUN KALEMİNDEN SAÇMA TARTIŞMA TAKVİMİN SON YAPRAĞI SARIKAMIŞ’TA EN UZUN GECE BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR ŞİİRİN EFSUNLU GÜZELLİĞİ KASTAMONULU ŞERİFE BACI DESTANI GÖKÇE (LOTOĞLU) KÖYÜ ATATÜRK ELAZIĞ’DA ON KASIMLAR ATATÜRK’ÜN SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR YEDİ DAĞIN HARMANI VE ÇÖLÜN KIBLE TARAFI BEN ANLAYAMADIM ANLAYANA AŞK OLSUN NAİLBEY MAHALLESİ ESKİŞEHİR’DEN BİR DEMET ŞİİR GELDİ ATATÜRK’TEN İSMET PAŞA’YA MEKTUP TAVUĞUN KIÇINDAKİ PETROL BORUSU HANKENDİ MÜJDE ADALET TEYZE -III- ADALET TEYZE -II- ADALET TEYZE -I- AĞLANACAK HALİNE GÜLEN İNSANLAR
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama smok betvolegiris.co deneme bonusu