Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?

YAVUZ GEZER

16-11-2023 11:07

Önemli şeyler hakkında sessiz kaldığımız gün, hayatlarımız biter.

Martin Luther KING JR.

Günümüzde milyonları ekran başına toplamayı başarabilen ve en çok sevilen spor olarak bilinen futbol ilk defa; araştırdığımız kaynaklar ve arkeolojik kazıların bulgularına göre milattan öncesine uzanarak ilk futbol oyununun Sümerlerde olduğu görülmektedir. Nasıl bir isimle anıldığı bilinmese de ayakla top oynayan kaynaklara Sümerlerde rastlanmaktadır.

FIFA futbola benzeyen ve bilimsel kanıtlara sahip olan bir diğer oyunun, milattan önce 300-200 yıllarında Çin’de askeri eğitim amacıyla oynanan Cuju’ya dayandığı belirtilen futbol; 21. Yy. itibariyle 200’ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta olup, dünyadaki en popüler spordur. İlk defa 19 Aralık 1863 yılında İngiltere’de günümüz kuralları ile oynanmıştır. 11’er oyuncudan oluşan iki takım arasında kendine özgü küresel bir topla oynanan futbolun 80-90’lı yıllarda haram olduğunu düşünenler vardı.

Hz. Hüseyin’i Kerbela’da öldürenlerin onun kesik başıyla top oynadıklarını söylüyorlardı. Bu inanış eskisi kadar yaygın değil ama tarikat-cemaat çevrelerinde hala bir tartışma konusu… Öyle ki sosyal medya “futbol oynamak günah mıdır?” başlıklı videolarla dolu…

İnsanoğlu yaklaşık iki milyon yıl önce evriminde çok önemli bir aşama kaydederek iki ayağı üzerine kalkmayı başardı. Homo Erectus’tan itibaren başlayan bu evrim süreci sayesinde elleri her geçen gün kabiliyetli uzuvlar haline geldi ve insanlık tüm medeniyetini bu ellerle kurdu. Elleri kullanmadaki ustalık Homo Sapiens’i rekabet içinde olduğu diğer türlerden ayırarak dünyanın hâkimi haline getirdi.

ABD’li beyin cerrahı Wilder Gravis PENFIELD’a göre tüm vücudun beyinde haritalandığı ve “küçük adam” adını verdiği bu haritalar, insan vücudunun birkaç santimetrelik bir alanda temsil edildiğini gösteriyordu. Vücudumuzdaki “hassas bölgelerin” beyindeki temsil alanlarının diğerlerinden daha büyük olduğudur. Örneğin, “dil gibi küçük bir uzuv beyne o kadar çok sinir gönderir ki beyinde kapladığı alan tüm ön kolun kapladığı alandan büyüktür”. Futbolda ayağını kullananlarda da beyinlerindeki temsil alanlarının futbol oynamayanlara göre farklılık gösterdiği gözlenmiştir.

Bu da gösteriyor ki; İsveç Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmada bilişsel kapasiteleri daha yüksek 12-19 yaşındaki genç futbolcu adaylarının bilişsel kapasitesi düşük yaşıtlarına göre (İki yıllık inceleme sonunda) kendilerini daha fazla geliştirdikleri, daha fazla gol atıp, daha fazla gol pası verdikleri gözlemleniyor. Bilişsel kapasite futbolcuların bir “oyun zekâsı” geliştirmesini sağlıyor.

Bu da Balkan Harbi, Çanakkale ve 1. Cihan Savaşı sırasında şehit sporcularımızın büyük çoğunluğunun yüksek öğrenim mezunları olduğu gerçekliğinin tezahürüdür.

RAHMET ONLARA – CENNET MEKÂN ONLARA diyerek; şehit futbolcu – sporcularımızı takım isimleriyle yüreğim burkularak, gözlerimde zor zapt ettiğim yaşların izniyle; (Sarıkamış Dayanışma Grubu başkanı Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ Beyefendiye ve sayın Mehmet YÜCE Beyefendiye saygılarımla araştırmalarından alıntı yaparak)

BEŞİKTAŞ’tan; Doktor Ali, Asım, Muallim Sadi, Doktor Mehmet Sarıkamış Kafkas Cephesi’nde. Rıdvan, Doktor Mehmet, Kaptan Kazım Çanakkale Cephesi’nde şehit oldular. Şehitler dışında 13 Beşiktaşlı sporcu silah altındaydı.

“Sizlerin ve sporcuların ciddi çalışmalarını çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle ve ayrıca dikkatle takip ediyorum. Spordan mahrum olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında müessir olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı ne derece tekâmül ederse etsin bedeni inkişafı noksan ve kifayetsiz olursa, o beden, o kafayı götüremez, taşıyamaz. Bugün bünyemizde toplayıp ilmi metotlarla yetiştirmeye çalıştığımız bu gençler tam manada fikren ve bedenen inkişaf ettikleri zaman vatan müdafaasında ilme sahalarda olduğu gibi spor sahalarında da Avrupalı hasımlarına Türk’ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir.” Mustafa Kemal

GALATASARAY’dan; Abdurrahman ve Halit Sarıkamış Kafkas Cephesi’nde. Kürt Celal, Hasnun Galip, Neşet, Nazmi, Mehmet Ali, Hasip, Cemil, Refik Ata Çanakkale Cephesi’nde. İdris Irak Cephesi’nde 1917. Celal İbrahim Trablusgarp Cephesi’nde şehit düştüler. Ayrıca 47 Galatasaray Sporcusu silah altındaydı.

FENERBAHÇE’den; Zeki, Hüsnü, Neşet Çanakkale Cephesi’nde. Arif Bor Ovası’nda çetelerce şehit edildi. Nurettin, Halil, Kemal Fikirtepe Batarya’sında. Refik Bey, Mustafa Bey kulüp binasında. Ethem ve Haldun Erenköy Bataryası’nda şehit oldular.

Silah altında olan Fenerbahçeli futbolcu ve sporcu sayısı 50. Ayrıca Anadolu Kulübü’nden 34 sporcu silah altında. Bu sporcuların çoğu yüksek tahsilli olup, çim hokeyi, futbol, boks, jimnastik ve kürek takımı sporcularından oluşmaktadır.

“Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan asar-ı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ile erbab-ı himmetini tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrigatımı buraya kayıt ile müsahirikatımı buraya kayıt ile müsahiyim”. 03.05.1334 (3 Mayıs 1918) Ordu Kumandanı M. Kemal

Bazen bir futbol maçı ülkenin kaderini değiştirebilir. 28 Temmuz 1922 Akşehir’deki futbol maçı İngiliz – Yunan ve içimizdeki ajanlardan büyük taarruzu gizlemek için Mustafa İsmet, Mustafa Fevzi, Nurettin Paşa ve Yakup Şevki Paşa’nın harekât planını detaylı incelemesine zemin hazırlamıştır.

Hayatın merkezine futbolu koyan anlayış sevincini, üzüntüsünü tuttuğu takımın galibiyetine, mağlubiyetine odaklayan zihniyet “futbol masum mudur?” sorgulamalıdır.

Oyun oynanmalı fakat oyuna gelinmemeli…

Futbolu kendimiz oynayalım, yönlendirelim fakat futbolla yönlenmeyelim. SON GÜNLERİN FENERBAHÇE – GALATASARAY KUPA MAÇININ SUUDİ ARABİSTAN’IN BAŞKENTİ RİYAD’DA OYNANMASI HUSUSUNU;

Hicri 1139 (Miladi 1727)

Hicri 1240 (Miladi 1824)

1811 Yenbu Muharebesi

1812 Medine Muharebesi

1813 Mekke Muharebesi

1812 Es-safra Muharebesi

1813 Cidde Muharebesi

Nejd Seferi 1817-1818

1818 Diriye Kuşatması

1871 Katar Harekâtı

1871 Lahsa Seferi

1903 Riyad’ın Suudlar tarafından ele geçirilmesi

1914 Lawrence ile ittifak

5 Aralık 1924 Hicaz Krallığı’nın ilanı

20 Mayıs 1927 Cidde Anlaşması

1932 Suudi Arabistan Krallığı’nın ilanı

1945 Quincy Anlaşması  

Bu tarihlere dikkatle ve hassasiyetle baktığımızda Cumhuriyet’in 100. yılında, Cumhuriyet Kupası’nın futbol maçının orada oynatılmasının masumane olmadığı gerçeğini yukarıda yazılı tarihler önümüzdeki hafta açıklandığında hepinizin fark edeceğine dair şüphemin olmadığını söylemeliyim.

DEVLETLER GÜÇLÜ OLDUKLARINDA GEÇMİŞİN MAĞLUBİYETLERİNİ YAPTIRIMLARA DÖNÜŞTÜRÜRLER.

DİĞER YAZILARI Gel Bakalım Devletin Babası-II 01-01-1970 03:00 Gel Bakalım Devletin Babası- I 01-01-1970 03:00 Bayrama Dair... 01-01-1970 03:00 Şakga Yaptık... 01-01-1970 03:00 Hadee Canım!!! 01-01-1970 03:00 Dedem Atlas 01-01-1970 03:00 Var Ya... (Varya) 01-01-1970 03:00 Emekli... 01-01-1970 03:00 Sevda... 01-01-1970 03:00 Peynir Heç'e Çıktı 01-01-1970 03:00 Zümrüd-ü Anka - II 01-01-1970 03:00 Simurg (Zümrüd ü Anka)- I 01-01-1970 03:00 90 Lira Bindi (Taksi)-10 Lira İndi (Simit) 01-01-1970 03:00 Asker- Saf Anadolu Çocuğu 01-01-1970 03:00 Şehit... 01-01-1970 03:00 Kutsim kızıl saçlım-4 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 3 01-01-1970 03:00 Kutsi – Kızıl saçlım 2 01-01-1970 03:00 Kutsi...Kızıl saçlım 01-01-1970 03:00 Saatler dursa da akan zaman… 01-01-1970 03:00 Ekşi her zaman ekşi değildir. Bazı ekşiler tatlıdır hıdır ekşi gibi 01-01-1970 03:00 Pamuk tarlaları beyazın lekeleri 01-01-1970 03:00 Orada bir köy var mıymış uzakta? 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi? 3 01-01-1970 03:00 Futbol üzerine – Topumuzu kessinler mi?- 2 01-01-1970 03:00 Anne, melekler neden beyaz? 01-01-1970 03:00 Nostalji sendromu 01-01-1970 03:00 YETER – YAHU 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet-III 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- II 01-01-1970 03:00 Yas’ın Gölgesinde Cumhuriyet- I 01-01-1970 03:00 Savaşta çocuk olmak 01-01-1970 03:00 Emeğim 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı –II 01-01-1970 03:00 Türk – Osmanlı 01-01-1970 03:00 HİLAL VE YILDIZ 01-01-1970 03:00 Onbeşinci gün 01-01-1970 03:00 Ağustos – Zaferler ayı 01-01-1970 03:00 Diken ve gül 01-01-1970 03:00 Ayıyla sohbet 01-01-1970 03:00 Neden ben? 01-01-1970 03:00 Kırk birinci 01-01-1970 03:00 BORDO BEYAZ 01-01-1970 03:00 Kurban 01-01-1970 03:00 Sevdalar; mektuplar, güller 01-01-1970 03:00 Çelik Kaleler 01-01-1970 03:00 Tebessüm 01-01-1970 03:00 Güzel görebilmek 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki -III 01-01-1970 03:00 Tıpşor... 01-01-1970 03:00 Kanatsız Melekler 01-01-1970 03:00 Neyiz… Bilinsin! 01-01-1970 03:00 İnsan ve sevgi 01-01-1970 03:00 BUGÜN BAYRAM GÜNÜ DERLER... 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 4 01-01-1970 03:00 On bir ayın sultanı – 3 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 2 01-01-1970 03:00 On Bir Ayın Sultanı – 1 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 3 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 2 01-01-1970 03:00 Cumhuriyetin aydınlık yüzü; Prof. Dr. Naci Görür 01-01-1970 03:00 Cemre bu sefer insanlığa düşsün! 01-01-1970 03:00 Topun sahabı benim – 1 01-01-1970 03:00 Gitti canımın cananı 01-01-1970 03:00 İmdaaat… 01-01-1970 03:00 Sonsuzluğa mektup 01-01-1970 03:00 KİMSİN? YA SEN KİMSİN? 01-01-1970 03:00 Özlenen 01-01-1970 03:00 Bir şehir ki… 01-01-1970 03:00 Kırmızı gül her dem olmaz 01-01-1970 03:00 Büyük Abe (Selahattin’in Sıçanları) 01-01-1970 03:00 HARBİYELİ 01-01-1970 03:00