Türkiye'de din anlayışında değişim süreci

Av. İrfan SÖNMEZ

17-11-2023 10:15

Dünya değiştikçe, -din anlayış ve algısı da- değişiyor. Yeni eğilim ve alışkanlıklar, yeni yorumları zorunlu kılıyor. Buna ayak uyduramayanlar ya dine ya yaşadıkları hayata yabancılaşıyor. Eski/yeni, dün/bugün çatışması veya gerilimi biraz da bu dönüşüme ayak uyduramamanın sonucu. 

Hasan Onat'ın Endülüs Yayınları arasında çıkan, “Türkiye’de Din Anlayışında Değişim Süreci" isimli çalışması, işte böyle bir ihtiyacın zorlamasının eseri. Onat, kitabına, Türk toplumundaki akıl tutulmasına işaret ederek başlıyor. Ona göre , Gelenek dinle özdeşleştirildiği için bizzat din problem olmaya başlamış, gelenekle dinin karıştırılması gibi bir durum ortaya çıkmıştır.(s.26) 

Bu sadece Türk toplumuna mahsus bir hastalık değil; aslında tüm İslam topluluklarının ortak bir yanılgısı. Dini, ilahi ve nebevi metinler üzerinden okumak yerine, yorumlar ve uygulamalar üzerinden okumak, o yorum ve anlayışların dinin yerini almasına neden olmuştur. İslam dünyasında baskın olan, -belli dönemlerin anlayış ve ihtiyaçlarını- yansıtan bu yorumların din diye telakki edilmesi ve bütün zaman ve mekâna teşmil edileceğinin sanılmasıdır. 

Yazar bu savrulmayı akıl ve imanın alternatif kavramlar olarak algılanmasına bağlar. Oysa Kuran, sadece imana çağırmakla kalmaz akla da çağırır ve " Allah'ın azabının aklı kullanmayanlara olduğunu(Yunus/100) söyler. Aşırı sevme, korkma, yüceltme gibi duygular aklı devre dışı bırakmanın yollarından bazılarıdır. Onat, aşırı sevgi ile korkunun putlaştırma ve dinçleştirmeye kapı araladığını şu sözlerle ifade eder: İnsan tanrılaştırdığı her şeyi, anlama menzilinin dışına çıkarmış olur, tanrılaştırmakla yok etmek arasında bir bağlantı vardır.(s.35) Putlaştırma, putlaştırılanı -kendisi olmaktan- çıkararak, başka bir hüviyete büründürmek olduğuna göre, artık gerçeğin yerini,  zan ve vehimler almış demektir. 

Din alanı, insanın en zor kalem oynatacağı alandır. Çünkü Allah'ın murat etmediği bir şeyi söyleyerek her zaman çerçeve dışına çıkma ihtimali vardır. Onun için Onat, dinden çıkma korkusunun dindar araştırıcının elini kolunu bağladığını (s.36) belirtir. Din hakkında yazmak mayınlarla dolu bir arazide yürümek gibidir. Bu korkunun yarattığı çekingenlik ve doğru bilgi sahibi olmamak, radikal eğilimlere ve bazı davranış bozukluklarının hammaddesi olur.(s37) 

Din alanındaki sorunlar birdenbire ortaya çıkmış değildir. Devralınan tarihi mirasla bir hesaplaşma yapılamamış, dün bugüne taşınarak, dindar insanlarımız geleneğin esiri haline getirilmişlerdir. Demokrasinin -dine zarar vereceğinden- korkulmasının-nedeni budur. Daha kaldırılan hilafetin dinin özüyle ilgisi olmadığı bile insanımıza layıkıyla anlatılamamıştır.(s.47) Yazar, demokrasi ile İslam arasında bir karşıtlık bulmamaktadır ki, bu doğru bir tespit ve onu diğer bazı meslektaşlarından ayıran önemli bir farktır. 

Geçmiş elbette ne reddedilecek ne de taklit edilecektir. Yapılması gereken ,geçmişi eleştiriye tabi tutarak geleceğe taşımaktır. Geçmişi eleştiriye tabi tutmadan geleceğe taşımak isteyen insan da geçmişine düşman olan insan da geçmişin ağırlığı altında ezilmeye mahkumdur. Bu durum bir tür fanatizm doğurur. Fanatizm ve yobazlığın sağ veya sol eğilimli kimselerdeki niteliği arasında çok ciddi fark yoktur.(s.50) 

Dinin doğru anlaşılmaması ve uygulanmaması en büyük zararı İslam'a verir. Çünkü bu, dinin bütününe yönelik olumsuz tavırlara neden olmakla kalmaz, dindar insanların dinden çıkma veya günah korkusuyla istismarına, dinin kaynaştırıcı özelliğinin kaybolmasına,(s.58) ve onun siyasallaştırılarak bir çıkar aracı haline getirilmesine sebep olur. İslami düzen, İslam Devleti, İslam ekonomisi gibi kavramlar bu dini bilgi boşluğunun bir neticesidir. Oysa devleti yönetenlerin Müslüman olması bile, insanlar özgürce ve insanca yaşamadığı sürece hiçbir anlam ifade etmez, İslam devleti kavramıyla kastedilen, İslam’ın hedef aldığı adaletin hâkim olduğu bir devletse, bunun bir anlamı olabilir. Bunun dışında İslam Devleti ifadesi, İslam açısından anlamı olmayan ideolojik bir ifade olmaktan öteye gidemez.(s.59) 

Yanlış ve eksik dini bilginin sonuçlarından biri deher sorunun din sayesinde ve dindarlıkla çözülebileceği yönünde bir yanılgıya sebep olmasıdır. Oysa İslam siyaset gibi bazı meseleleri insanlara, toplumlara bırakmıştır. Âmâ bu, dinle siyaset arasında hiçbir ilginin bulunmadığı anlamına gelmemektedir. İslam, birey ve toplum olarak insanın olduğu her yerde etkin bir dindir. Bu etki daha çok ana ilkeler çerçevesinde gerçekleşmektedir. Aksi takdirde, ontolojik anlamda hayatın bütününü din olarak algılamak gerekir ki, bu hem insan gerçeği ile hem de İslam'la bağdaşmaz.(s.60) İslam'da esas olan toplumda adaletin sağlanması, her işin ehline verilmesi(Nisa 58), hiçbir şeyin körü körüne desteklenmemesi(İsra 36) ve sıfatı ne olursa olsun işlerin tek bir kişinin tekeline bırakılmamasıdır. Çünkü Kuran Hz. Peygamber’in bile işleri diğer insanlarla danışarak yürütmesini emretmiştir.(Şuara 36-38) 

Kitapta, İslamcılar, Milliyetçiler ve Batıcıların din anlayışları da ayrı ayrı ele alınarak inceleniyor. Yazara göre, İslamcılık, dinin bir tür ideolojiye indirgenmesi ile ortaya çıkan siyasi ve ideolojik akımdır. Siyasidir, çünkü devletin kurtuluşuna yönelik arayışlar bu harekete damga vurmuştur. İdeolojiktir, çünkü din, geleneksel anlaşılma biçimlerinin ötesinde, batıdan esen rasyonellik, hürriyet, eşitlik gibi daha önceleri Müslümanların gündeminde pek yer etmemiş kavramlar çerçevesinde ve savunmacı bir anlayışla müesseseler ihdas edecek -bir fikir ve inanç sistemi- olarak ele alınmıştır.(s.92)İslamcılara göre gerilemenin ve devleti çöküş sürecine götüren sebeplerin başında, İslam'ın iyi anlaşılmaması ve Müslümanların iyi Müslüman olamamaları yatmaktadır. Sorunların çözümü için, İslam'ı peygamber dönemindeki saflığı ile anlamak ve yaşamak gerekliydi.(s91) bu, siyasal İslamcıların, dindar olmakla, kalkınmanın farklı şeyler olduğunu ve farklı şeyler istediğini anlayamamanın ve bugün hala devam eden yanlışlarından biridir. 

Milliyetçilerin görüşleri ise Ziya Gökalp'in fikirleri etrafında şekillenmiştir. Milliyetçilerin ana hedefi de Osmanlı Devleti’nin kurtuluşu olmasına rağmen Türklükle İslamlığı hiçbir zaman birbirinin alternatifi olarak görmemişler, akılcı bir yaklaşımla İslam'la fıkhın birbirinden ayrılması gerektiğini, daha açık bir ifadeyle din ile siyasetin birbirinden ayrılması gerektiğini savunmuşlardır.(s104) 

Mezhepler, tarikatlar ve küreselleşme karşısında İslam gibi konuların da işlendiği çalışmada, sadece hastalığa teşhis konulmakla kalınmamış, çözüm yolları da gösterilmiştir. Din konusunda, dinle gelenek arasında kalmış olanların rahatlıkla başvurabilecekleri ve sorularına cevap alabilecekleri bir kitap. Yazarın şu tespiti dinle ilgisi olsun olmasın herkese bir mesaj gibidir: Türkiye İslam'ın yardımıyla, İslam ile birlikte çağdaşlaşmayı başarmak zorundadır. Bunun için bazı kesimlerin-dini devletleştirme- ya da -İslam Devleti- yanılgısından, diğer bazı kesimlerin de -İslam'ı dışlayarak çağdaşlaşma-gibi insan fıtratı ve Türkiye'nin gerçekleri ile hiç bağdaşmayan dayatmalardan vazgeçmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kaybedecek vakti yoktur.(s79) 

DİĞER YAZILARI İYİ Parti kongresi, Akşener’in vedası 01-01-1970 03:00 Hak'ka batılı karıştırmak 01-01-1970 03:00 Şimdi milliyetçilik yapma zamanı 01-01-1970 03:00 Dil üzerinden bölücülük 01-01-1970 03:00 Balkon konuşmasının satır araları 01-01-1970 03:00 Milliyetçiliğin özlü bir tarihi 01-01-1970 03:00 Ahlaksız siyaset kaybetti 01-01-1970 03:00 Kazanan demokrasidir 01-01-1970 03:00 Tony Blair'in yolculuğu 01-01-1970 03:00 Kazanan milliyetçilik olmalı 01-01-1970 03:00 Bir terör saldırısının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Asıl tehdit bu siyaset tarzıdır 01-01-1970 03:00 Ülkücülük yağmalanırken 01-01-1970 03:00 Yerlikaya ve mafya operasyonları 01-01-1970 03:00 Bülbülü öldürmek 01-01-1970 03:00 DEM üzerinden milliyetçilik 01-01-1970 03:00 Biz seyrederken yahut siyasi münafıklık 01-01-1970 03:00 Mülakatlar ve iktidar 01-01-1970 03:00 Korkuları yönetmek 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve İslam 01-01-1970 03:00 Sisi ile barış 01-01-1970 03:00 Montaigne haksız mı? 01-01-1970 03:00 Zana ve Ahmet Türk’ün çağrısı 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesi ve ikbal 01-01-1970 03:00 Enkazdan oy çıkarmak! 01-01-1970 03:00 Aynı kaba tükürmek 01-01-1970 03:00 Düşün artık yargının yakasından 01-01-1970 03:00 Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı 01-01-1970 03:00 Şeyhefendi'nin rüyasındaki Türkiye 01-01-1970 03:00 Sinan Ateş dosyası neyi bekliyor? 01-01-1970 03:00 Terörle mücadelede söz birliği ve kararlılık 01-01-1970 03:00 Deizm ve Kuran 01-01-1970 03:00 SULTAN DİNİN İKİZ KARDEŞİ OLUNCA 01-01-1970 03:00 Şehitlerimize dokunmayın! 01-01-1970 03:00 Dağın sözünü meclise taşımak 01-01-1970 03:00 Kabuk bağlamış yaraları deşmek 01-01-1970 03:00 ŞEHY SAİD 01-01-1970 03:00 ARAP'I SEVMEK YAHUT SEVMEMEK 01-01-1970 03:00 Kuyu ve külhan 01-01-1970 03:00 YUNANİSTAN ZİYARETİ 01-01-1970 03:00 İYİ Parti’nin kararı 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK VE MODERNİZM 01-01-1970 03:00 Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsızlığı 01-01-1970 03:00 ABD/İsrail yapımı soykırım 01-01-1970 03:00 CHP’de yeni dönem 01-01-1970 03:00 Meclisin imkanlarını milletin aleyhine kullanmak! 01-01-1970 03:00 Kurtuluş paradoksu 01-01-1970 03:00 NİCE YÜZ YILLARA 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesinin siyasal ufku 01-01-1970 03:00 Irak, Suriye, Libya ve Filistin, ya sonra?  01-01-1970 03:00 Para ve Faiz 01-01-1970 03:00 FİLİSTİN,İSRAİL,BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ 01-01-1970 03:00 Hamas'ın saldırısı ve Filistin sorunu 01-01-1970 03:00 Öz vatanda sığınmacı olmak 01-01-1970 03:00 AİHM kararları ve çifte standart 01-01-1970 03:00 Mafya ile mücadele 01-01-1970 03:00 Tek dil, bütünleştirir 01-01-1970 03:00 Edepsizliğin dini yoktur!  01-01-1970 03:00 Cabiri; yeniden yapılanma -2 01-01-1970 03:00 Bölünme Anayasası 01-01-1970 03:00 DAĞINIK MUHALEFET 01-01-1970 03:00 BİN DOKUZYÜZ YETMİŞ SEKİZ 01-01-1970 03:00 Tarihi parçalamak 01-01-1970 03:00 İtaat ve itaatsizlik üzerine 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler nasıl birleşir? 01-01-1970 03:00 Milliyetçilerin birliği 01-01-1970 03:00 Cabiri ve yeniden yapılanma 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ’NİN İTTİFAK ÇAĞRISI 01-01-1970 03:00 Çürüme 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere doğru, ittifak mı, tek başına mı? 01-01-1970 03:00 İSLAM VE SİYASET 01-01-1970 03:00 Hukuk olmadan ekonomi düzelmez! 01-01-1970 03:00 VATANDAŞ NEREDE, MUHALEFET NEREDE? 01-01-1970 03:00 ZAM YAĞMURU VE ALDATMA USTALARI 01-01-1970 03:00 İslam, demokrasi ve Türkiye 01-01-1970 03:00 Bu kafayla mı? 01-01-1970 03:00 KAYBETME PSİKOLOJİSİ İLE SEÇİM KAZANILMAZ 01-01-1970 03:00 Fransa’dan ders almak 01-01-1970 03:00 MERDAN YANARDAĞ, ÖCALAN 01-01-1970 03:00 İYİ PARTİ KONGRESİ VE YENİ SİYASETİN İPUÇLARI 01-01-1970 03:00 Bir kitap ‘Popülizmin küresel yükselişi’ 01-01-1970 03:00 Dini cehalet ve fanatizm 01-01-1970 03:00 Sorunumuz din ve milliyetçilik satanlardır 01-01-1970 03:00 14 MAYIS SEÇİMLERİ VE BATI 01-01-1970 03:00 BİZ PKK'YA BAKARKEN... 01-01-1970 03:00 Yeni hükümet ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Suçlu sadece muhalefet mi? 01-01-1970 03:00 Gyges'in yüzüğü yahut bağımlı yargı 01-01-1970 03:00 BİR HATIRA:GÜN SAZAK'IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 Geleceğini başkalarının ellerine bırakan toplum 01-01-1970 03:00 Anketler ve sonuçlar 01-01-1970 03:00 TARAFIMIZ BELLİ! 01-01-1970 03:00 Ayrıştırma siyaseti yerine birleştirme siyaseti 01-01-1970 03:00 Türkiye değişim istiyor 01-01-1970 03:00 AKP giderse... 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler birleşiniz! 01-01-1970 03:00 Zamansız söz kime yarar 01-01-1970 03:00 EKONOMİK KRİZ,MİLLİYETÇİLİK VE AYRIŞMA 01-01-1970 03:00 Enfokrasi 01-01-1970 03:00 Testi kırıldı 01-01-1970 03:00 Akşener ve Altılı masa 01-01-1970 03:00 DAHA SORGULAMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? 01-01-1970 03:00 Zaman daralıyor 01-01-1970 03:00 AFET BÖLGESİ, KADER-TEDBİR 01-01-1970 03:00 Deprem, Hatay ve Sığınmacılar 01-01-1970 03:00 Acımız büyük 01-01-1970 03:00 Büyük felaket 01-01-1970 03:00 Akşener ne diyor? 01-01-1970 03:00 Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması 01-01-1970 03:00 Her seçim İmralı 01-01-1970 03:00 KARNE HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 Bu sese kulak verilmeli 01-01-1970 03:00 FAY HATLARI ÜZERİNDE SİYASET 01-01-1970 03:00 Tutukluluk ve siyaset 01-01-1970 03:00 SİNAN ATEŞ'İN YAKTIĞI ATEŞ 01-01-1970 03:00 Yeni bir milliyetçi sıçrama 01-01-1970 03:00 ŞİDDET KÜLTÜRÜ 01-01-1970 03:00 Robotların duyguları yoktur! 01-01-1970 03:00 Tepkileri toplumsallaştırmak 01-01-1970 03:00 Seçilmiş travma 01-01-1970 03:00 Akşener’in suçu! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve seçimler 01-01-1970 03:00 HERKES İÇİN ADALET 01-01-1970 03:00 Mahkeme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun önü açıldı 01-01-1970 03:00 Yargı’nın intiharı 01-01-1970 03:00 ÇOCUK İSTİSMARI, STRATEJİSİZLİK 01-01-1970 03:00 ASKERİMİZ FAKİRDENDİR 01-01-1970 03:00 POST KAVGASI DEĞİL,VATAN KAVGASI 01-01-1970 03:00 Seçmenle duygusal ilişki kurmak 01-01-1970 03:00 YALANLA AVUNMAK 01-01-1970 03:00 Telafisi olmayan bir seçim 01-01-1970 03:00 Parti kapatma: Hukuk ve siyaset 01-01-1970 03:00 Sisi, Esat, muhalefet 01-01-1970 03:00 Parti kapatmak 01-01-1970 03:00 HDP, HANGİ MASANIN ALTINDA? 01-01-1970 03:00 HDP ile görüşme 01-01-1970 03:00 YERLİ VE MİLLİ OTOMOBİLDE SORULAR 01-01-1970 03:00 Suçlu bulundu: Türklük 01-01-1970 03:00 SİYASÎ İSTİKRAR VE GÜNDEM 01-01-1970 03:00 Kapanmış yarayı deşmek 01-01-1970 03:00 Fakıbaba, erdemli siyaset 01-01-1970 03:00 SİYASETÇİNİN BAŞARISI NE İLE ÖLÇÜLÜR? 01-01-1970 03:00 SEÇMEN EĞİLİMLERİNİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Demokrasi ne ile var olur? 01-01-1970 03:00 YORUMA AÇIK OLMAYAN NAS BUDUR! 01-01-1970 03:00 BİZDEN Mİ OLSUN, ONDAN MI OLSUN? 01-01-1970 03:00 Bu kafayla terör bitmez! 01-01-1970 03:00 Sığınmacı sorunu, biz ve ABD 01-01-1970 03:00 SİYASİ NEZAKET VE CHP 01-01-1970 03:00 AHLAK KRİZİ 01-01-1970 03:00 Anketler ne diyor? 01-01-1970 03:00 İttifak ve nezaket 01-01-1970 03:00 Selçuklunun Osmanlının torunu, cumhuriyetin çocuklarıyız... 01-01-1970 03:00 Adaylık tartışmaları 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI? 01-01-1970 03:00 YA HUKUK DEVLETİ YA YOLSUZLUK DEVLETİ 01-01-1970 03:00 KAFALAR DEĞİŞMEDİKÇE 01-01-1970 03:00 TARİH ÜZERİNDEN KUTUPLAŞTIRMA 01-01-1970 03:00 İMAM HATİPLER VE ŞARKICI GÜLŞEN 01-01-1970 03:00 EKONOMİK SORUNLARI ÇÖZECEK KADRO 01-01-1970 03:00 Doğru aday, kazanacak adaydır 01-01-1970 03:00 Keskin dil barış getirmez 01-01-1970 03:00 PARTİLER, İHTİMALLER 01-01-1970 03:00