Şeyhefendi'nin rüyasındaki Türkiye

Av. İrfan SÖNMEZ

23-01-2024 12:43

İsmail Kara'nın günlük yazı ve röportajlarından oluşan kitabının adı bu. Kitap, yıllar önce çıktığında "Şeyhefendi'nin rüyasından dolayı büyük ilgi görmüş, köşe yazılarına konu olmuştu. Dolayısıyla böyle bir kitabı bahis mevzuu edince  rüyayı ihmal etmek olmaz. 

2.Abdülhamit döneminde Şeyhülislamlık'ta görev yapmış Şeyh Rahmi Baba 1930'lu yıllarda şeyh ve halife arkadaşlarını gizlice Anadolu'nun bir kasabasına davet eder. Amaç, Mustafa Kemal rejiminin yıkılması için "Kahriye" okumaktır.Davet kabul görür, lakin Kahriyenin okunacağı sabaha yakın Şeyh Efendi bir rüya görür. Rüyada bir dünya haritası, haritanın başında  Hz.Peygamber,  insanların önünde dünyayı yeniden taksim ediyor.Etrafına şunu şuna, bunu buna verin diye emirler veriyor.Gazi,Trakya gibi bir yerde yüzü efendimize dönük olmayarak mahcup ve tedirgin bir durumda beklemektedir. Sıra Türkiye'nin kime verileceğine gelir, Şeyhefendi'nin heyecanı doruktadır:Peygamberimiz yüzünü çevirmeden, eliyle işaret ederek "burayı da şuna verin" buyururlar.Burası Türkiye, şu dediği de Mustafa Kemal'dir. Rüya üzerine Şeyhefendi ve arkadaşları "Kahriye" okumaktan vazgeçer,herkes memleketine döner, çünkü Türkiye'yi Mustafa Kemal'e veren Peygamber'dir,onun hükmüne karşı çıkmak mümkün değildir.(s.16) 

İslam bilginlerine göre rüya ile amel edilmez, ancak tasavvufta rüyalar muhatabı için büyük önem taşır,bilgi kaynaklarından biri olarak kabul edilir. 

Kitap'ta, 90'lı yılların Türkiye'sinde İslami çevrelerde konuşulan hemen her konuya temas edilir. Odak noktası İslam,İslamcılık, Hilafet,İslam dünyasının içine girdiği düşünce krizidir.Yazar, günlük tartışmaların peşinde koşmak yerine kökleri tarihte olan bir büyük geleneğin izini sürer.Bizi,biz üzerinden inşa etmeye çalışır. Farklı din ve medeniyetlerin çocuğu olan düşünceleri süzgeçten geçirmeden bize aşılamanın sonuç vermeyeceğini,İslamsız hiç bir projenin başarıya ulaşmayacağını söyler.  Cumhuriyet döneminin din adamlarının Cumhuriyete karşı tutumlarından örnekler verir. Mesela Said Nursi 19 Ocak 1923'te Mebuslara Beyanname"  başlığı ile bir metin yayınlar. Bu metinde Meclis'in saltanatın görevini devraldığını, hilafet görevini de  vekaleten deruhte etmez, milletin dini ihtiyaçlarını karşılamazsa milletin mana-yı hilafeti bir isim,resim veya bir lafza vereceğini, bu durumda  "Meclisin elinde bulunmayan ve Meclis tarikiyle olmayan öyle bir kuvvet(Hilafet kuvveti) inşikak-ı asaya(iktidarın ayrılmasına) sebebiyet verecektir.İnşikak-ı asa ise "Toptan Allah'ın ipine sarılınız" ayetinin zıddıdır.(s.27) Yazar'a göre daha hilafet kaldırılmadan, Nursi bu beyanı ile Hilafet gücünün, meclisin şahsı manevisinde olması gerektiğine işaret etmiştir. 

Çalışmada bir dönemin önemli simaları adeta bir sıra halinde önünüzden geçer. Cumhuriyetin ilk yılları ve tek parti döneminde yaşananlar onların mücadele ve hikayeleri üzerinden aktarılır, Ahmet Hamdi Akseki',Şeyh Selim, Şeyh Abdulaziz Bekkine, Süheyl Ünver, Mehmet Akif,Osman Nuri Ergin,Nurettin Topçu ve İsmet Özel  gibi isimlerden örnekler verilir.  

Din eğitimi, Tevhid-i tedrisat, medreselerin kapatılmasının dini hayat ve bilgi edinme konusundaki etkisi tartışılır. Kara'ya göre, Diyanet İşleri Başkanlığı -dini kontrol altında tutmak, dini hayatı dizginlemek için kurulmuştur. Bundan hareketle tevhid-i tedrisat eleştirilir. Medreselerde din eğitiminin verildiği, milli eğitim bünyesindeki okullarda verilen eğitimin teknik manada din eğitimi olmadığı anlatılır.(s.117) Tevhid-i tedrisatı eleştirirken, mektep-medrese farklılaşmasının çatallaştırıp, giderek zıt temayüllere sürüklediği eğitim sisteminden şikayet eder." 

Çatallaşma ve zıtlaşma diyerek, Tevhid-i Tedrisat'a eleştiriler yönelten yazar, tevhid-i tedrisat öncesi eğitim sistemi için;"Hangi mesleğe,meşrebe ve zümreye mensup olursa olsun  insanların 4 yaşından itibaren birbirine çok benzer bir dini eğitimden geçtiğini görmek mümkün.Şehirlerde sıbyan mekteplerinin,küçük yerleşim birimlerinde dersanelerin,hemen her yerde medreselerin mimari özellikler,kullanım teknikleri itibarıyla benzeştiğini,eğitim tarzı,derslerin muhtevası,hatta eğitim kültürü açısından yeknesaklığı çağrıştıracak ölçüde bir bütünlük ve ayniyet taşıdığını biliyoruz,"der.(s.115) Bu ifadeden anlaşılması gereken tevhidi tedrisattan önce de eğitimde bir standardın, bir birliğin olduğudur. Aslında tevhidi tedrisatla yapılmak istenen de eğitimde birliği sağlayıp, belli bir çizgiyi oturtmaktır.Ama bu yapılırken geleneksel eğitim kurumlarının müfredatından uzaklaşılmış, yeni düzenin hedeflediği yeni insan tipini oluşturmaya yönelik yeni bir muhteva oluşturularak, din, eğitimin odak noktası olmaktan çıkarılmıştır.Eğitimde birliğin sağlanması doğru, lakin kök değerlerin ihmal edilmesi sistemle halk arasındaki uçurumun nedeni olmuştur.Günümüzde din eğitimi bilgilendiren ama dindarlaştırmayan bir eğitim biçimidir. Medreselerin sadece din eğitimi ekseninde değerlendirilmesi,bu okullarla ilgili doğru hüküm vermeye yetmez.Böyle bir analiz, eğitimi din eğitimine indirgemek anlamına gelir.Bu müesseselerin toplumun öteki ihtiyaçlarına cevap verecek bilgileri ne kadar verdiği, ne kadar şimdiki zamanda olduklarının,yahut şimdiki zamana hitap ettiklerinin de tartışılması gerekir. 

Kara, bazı İslamileşme çabalarına şüpheyle yaklaşır. Bunun bir nevi kontrollü enerji boşaltma çabası olduğunu söyler: Buna 90'lı yıllarda Türkiye'yi ziyaret eden Fransa Eski Dışişleri Bakanı'nın,"Yumuşak bir İslami idarenin Türkiye ve İslam ülkeleri için katı laiklikten daha elverişli olabileceğine dair sözleri ile Bir Pakistanlı araştırmacının kendisine söylediği" Önümüzdeki yıllarda görüntü olarak Özal'dan daha Müslüman birine Türkiye ihtiyaç duyabilir, şeklindeki sözlerini örnek gösterir.(s.137) İç dinamikler yerine dış dinamiklerden kaynaklanan bu tür girişimlerin kontrol ve yozlaştırma amaçlı olduğunu düşünür. Oliver Roy'dan hareketle, ayakları bir yere ve toprağa basmayan,kendi bağlamından ve kültür kaynaklarından koparılmış,diyelim ki enternasyonalist ve küreselleşmeci hiç bir hareketin başarılı olma şansı olmadığını söyler. 

Yazar,demokrasiye karşı ılımlı bir yaklaşım sergiler.Bunun nedeni biraz da çoğunluğun din ve geleneğe bağlılığına duyduğu güvendir:Şöyle der:"Nerede olursa olsun demokratik hareketler,o toplumun o toprağın sahip olduğu şeyleri öne çıkarır.Türkiye'de de bu İslam'dan başka bir şey olamaz.Yani demokrasinin önüne konulan engeller aynı zamanda İslam'ın önüne konmuş engellerdir.(s.253) Peki nasıl bir demokrasi? Kara, bunun da cevabını,"İslam kültürü içinde anlaşılabilecek bir demokrasi" olarak verir ve ilave eder,"Türkiye kendini merkeze almadıkça hiç bir şey üretemeyecek toprağın adıdır."(s.300) Türkiye'de hiçbir fikri grupta gerçek bir demokrasi arayışı yoktur,ancak demokrasi istismarcılarının varlığından söz edilebilir. 

Yazarın İslamcılığa bakışı da farklıdır. Ona göre İslamcılık modernleşmenin bir ürünüdür.Batılılaşmanın bütünüyle reddi yerine onun nasıl içselleştirilebileceği ve İslami, dini bir çerçeveye oturtulacağını hedefler.(s.288)  19.yy'ın ikinci yarısında ortaya çıkmış bir ideolojidir.İslam dünyasındaki gerileme ve çöküşü engellemeyi amaçlayan bir kurtuluş ve ilerleme hareketidir.(s.342) Devam eder:"bana göre der, bana göre 19.yy'dan bu yana İslamcılar da dahil,modernleşme,Batılılaşma taraftarları esas itibarıyla İslam'la mücadele ediyorlar.(s.343) Yazar,İslamcılık,siyasal İslamcılık ayrımını kabul etmez.Siyasal İslamcılık kavramın ilmi olmadığını, İslam dünyasındaki hareketlerin  içini boşaltmayı ve onları mahkum etmeyi amaçladığını belirtir.(s.354) 

Kara, İslam devleti kavramını sorunlu bulur, Mısır'da ortaya çıktığını  ve Türkiye'de karşılığı olmadığını ifade eder."Türkiye'de İslamcılığın değil,Müslümanlığın ciddi bir olgu" olduğunu belirtir.Bu bağlamda Milli Nizam Partisinden itibaren ortaya çıkan,MSP,RP gibi partileri de kadrajına alır. Önce sorar: " MNP gerçekten İslamcı bir hareket miydi, yoksa Türkiye'de fiili ve potansiyel olarak varolan İslam meselesini,sınırları iyi-kötü çizilmiş bir alanda dizginlemek veya gücünü zayıflatmak için mi gerçekleştirildi?" Cevabını yine kendisi verir: "Türkiye'de İslami endişe sahipleri,Milli Nizam Partisi ile birlikte sistemin daha bir parçası oldular."(s.371) RP ve Milli Görüş ile ilgili de benzer tespitler var. Çalışma, 90'lı yıllarla 2001 yılının başını kapsadığı için Yazar AKP ile ilgili ancak şunları söyleyebiliyor: "Kuruluşunda kulak kabartmamı gerektirecek  herhangi bir şey söylemedi, herhangi bir tavır sergilemedi. Sergileyecek mi? Bir beklentim yok fakat ciddi şüphelerim var" (s.382) Kara'nın bu 22 yıllık tecrübeden sonra AKP ile ilgili ne düşündüğünü doğrusu merak ediyorum.Galiba bu sorunun cevabı yine kitabın içinde yatıyor:"Gerçek manasıyla dindarlığın aktüel siyasetle çok rahatlıkla yan yana yürüyebileceğini düşünmüyorum.Tarih boyunca da yürümemiştir.Onun için dindar bir insanın politika yapması kuru bir dava değil de bir gerçeklik ve sahihlik taşıyorsa, bu ancak yüksek fedakarlık ve dava aşkıyla gerçekleşebilir."(s.362) Bugün o sahihlik ve samimiyetten bir eser görünmüyor? Güç temerküzü ve ikbal hırsının un ufak ettiği, inançlarını politikaya kurban etmiş, söz ve söylemden başka İslam'la ilişkisi kalmamış, bugünü dününe yabancı insan enkazlarıyla karşılaşıyoruz. 

Kara, ülkemizin özellikle İslam/İslamcılık konularında önde gelen düşünürlerinden biri. En önemli özelliği,etiketine bakmadan İslami/gayri İslami oluşumlara eleştirel yaklaşımıdır. Kitabının özellikle röportajlar bölümü doyurucu tahlil ve tespitlerle dolu. Onun şu tespitine katılmamak mümkün mü? " insanlık tarihi tecrübesi bize açıkça gösteriyor ki yeryüzünde hiç bir millet,hiç bir siyasi varlık,kendisi olmaktan çıkarak var olamaz,"(s.383) Ya kendimiz olacak, dışarıdan aldıklarımızı kendimizleştirecek yahut başkalarının kazanında erimekten kurtulamayacağız. 

DİĞER YAZILARI Sinan Ateş iddianamesinin söyleyemedikleri 01-01-1970 03:00 Erdoğan, Özgür Özel görüşmesi 01-01-1970 03:00 İYİ Parti kongresi, Akşener’in vedası 01-01-1970 03:00 Hak'ka batılı karıştırmak 01-01-1970 03:00 Şimdi milliyetçilik yapma zamanı 01-01-1970 03:00 Dil üzerinden bölücülük 01-01-1970 03:00 Balkon konuşmasının satır araları 01-01-1970 03:00 Milliyetçiliğin özlü bir tarihi 01-01-1970 03:00 Ahlaksız siyaset kaybetti 01-01-1970 03:00 Kazanan demokrasidir 01-01-1970 03:00 Tony Blair'in yolculuğu 01-01-1970 03:00 Kazanan milliyetçilik olmalı 01-01-1970 03:00 Bir terör saldırısının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Asıl tehdit bu siyaset tarzıdır 01-01-1970 03:00 Ülkücülük yağmalanırken 01-01-1970 03:00 Yerlikaya ve mafya operasyonları 01-01-1970 03:00 Bülbülü öldürmek 01-01-1970 03:00 DEM üzerinden milliyetçilik 01-01-1970 03:00 Biz seyrederken yahut siyasi münafıklık 01-01-1970 03:00 Mülakatlar ve iktidar 01-01-1970 03:00 Korkuları yönetmek 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve İslam 01-01-1970 03:00 Sisi ile barış 01-01-1970 03:00 Montaigne haksız mı? 01-01-1970 03:00 Zana ve Ahmet Türk’ün çağrısı 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesi ve ikbal 01-01-1970 03:00 Enkazdan oy çıkarmak! 01-01-1970 03:00 Aynı kaba tükürmek 01-01-1970 03:00 Düşün artık yargının yakasından 01-01-1970 03:00 Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı 01-01-1970 03:00 Sinan Ateş dosyası neyi bekliyor? 01-01-1970 03:00 Terörle mücadelede söz birliği ve kararlılık 01-01-1970 03:00 Deizm ve Kuran 01-01-1970 03:00 SULTAN DİNİN İKİZ KARDEŞİ OLUNCA 01-01-1970 03:00 Şehitlerimize dokunmayın! 01-01-1970 03:00 Dağın sözünü meclise taşımak 01-01-1970 03:00 Kabuk bağlamış yaraları deşmek 01-01-1970 03:00 ŞEHY SAİD 01-01-1970 03:00 ARAP'I SEVMEK YAHUT SEVMEMEK 01-01-1970 03:00 Kuyu ve külhan 01-01-1970 03:00 YUNANİSTAN ZİYARETİ 01-01-1970 03:00 İYİ Parti’nin kararı 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK VE MODERNİZM 01-01-1970 03:00 Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 01-01-1970 03:00 Türkiye'de din anlayışında değişim süreci 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsızlığı 01-01-1970 03:00 ABD/İsrail yapımı soykırım 01-01-1970 03:00 CHP’de yeni dönem 01-01-1970 03:00 Meclisin imkanlarını milletin aleyhine kullanmak! 01-01-1970 03:00 Kurtuluş paradoksu 01-01-1970 03:00 NİCE YÜZ YILLARA 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesinin siyasal ufku 01-01-1970 03:00 Irak, Suriye, Libya ve Filistin, ya sonra?  01-01-1970 03:00 Para ve Faiz 01-01-1970 03:00 FİLİSTİN,İSRAİL,BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ 01-01-1970 03:00 Hamas'ın saldırısı ve Filistin sorunu 01-01-1970 03:00 Öz vatanda sığınmacı olmak 01-01-1970 03:00 AİHM kararları ve çifte standart 01-01-1970 03:00 Mafya ile mücadele 01-01-1970 03:00 Tek dil, bütünleştirir 01-01-1970 03:00 Edepsizliğin dini yoktur!  01-01-1970 03:00 Cabiri; yeniden yapılanma -2 01-01-1970 03:00 Bölünme Anayasası 01-01-1970 03:00 DAĞINIK MUHALEFET 01-01-1970 03:00 BİN DOKUZYÜZ YETMİŞ SEKİZ 01-01-1970 03:00 Tarihi parçalamak 01-01-1970 03:00 İtaat ve itaatsizlik üzerine 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler nasıl birleşir? 01-01-1970 03:00 Milliyetçilerin birliği 01-01-1970 03:00 Cabiri ve yeniden yapılanma 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ’NİN İTTİFAK ÇAĞRISI 01-01-1970 03:00 Çürüme 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere doğru, ittifak mı, tek başına mı? 01-01-1970 03:00 İSLAM VE SİYASET 01-01-1970 03:00 Hukuk olmadan ekonomi düzelmez! 01-01-1970 03:00 VATANDAŞ NEREDE, MUHALEFET NEREDE? 01-01-1970 03:00 ZAM YAĞMURU VE ALDATMA USTALARI 01-01-1970 03:00 İslam, demokrasi ve Türkiye 01-01-1970 03:00 Bu kafayla mı? 01-01-1970 03:00 KAYBETME PSİKOLOJİSİ İLE SEÇİM KAZANILMAZ 01-01-1970 03:00 Fransa’dan ders almak 01-01-1970 03:00 MERDAN YANARDAĞ, ÖCALAN 01-01-1970 03:00 İYİ PARTİ KONGRESİ VE YENİ SİYASETİN İPUÇLARI 01-01-1970 03:00 Bir kitap ‘Popülizmin küresel yükselişi’ 01-01-1970 03:00 Dini cehalet ve fanatizm 01-01-1970 03:00 Sorunumuz din ve milliyetçilik satanlardır 01-01-1970 03:00 14 MAYIS SEÇİMLERİ VE BATI 01-01-1970 03:00 BİZ PKK'YA BAKARKEN... 01-01-1970 03:00 Yeni hükümet ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Suçlu sadece muhalefet mi? 01-01-1970 03:00 Gyges'in yüzüğü yahut bağımlı yargı 01-01-1970 03:00 BİR HATIRA:GÜN SAZAK'IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 Geleceğini başkalarının ellerine bırakan toplum 01-01-1970 03:00 Anketler ve sonuçlar 01-01-1970 03:00 TARAFIMIZ BELLİ! 01-01-1970 03:00 Ayrıştırma siyaseti yerine birleştirme siyaseti 01-01-1970 03:00 Türkiye değişim istiyor 01-01-1970 03:00 AKP giderse... 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler birleşiniz! 01-01-1970 03:00 Zamansız söz kime yarar 01-01-1970 03:00 EKONOMİK KRİZ,MİLLİYETÇİLİK VE AYRIŞMA 01-01-1970 03:00 Enfokrasi 01-01-1970 03:00 Testi kırıldı 01-01-1970 03:00 Akşener ve Altılı masa 01-01-1970 03:00 DAHA SORGULAMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? 01-01-1970 03:00 Zaman daralıyor 01-01-1970 03:00 AFET BÖLGESİ, KADER-TEDBİR 01-01-1970 03:00 Deprem, Hatay ve Sığınmacılar 01-01-1970 03:00 Acımız büyük 01-01-1970 03:00 Büyük felaket 01-01-1970 03:00 Akşener ne diyor? 01-01-1970 03:00 Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması 01-01-1970 03:00 Her seçim İmralı 01-01-1970 03:00 KARNE HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 Bu sese kulak verilmeli 01-01-1970 03:00 FAY HATLARI ÜZERİNDE SİYASET 01-01-1970 03:00 Tutukluluk ve siyaset 01-01-1970 03:00 SİNAN ATEŞ'İN YAKTIĞI ATEŞ 01-01-1970 03:00 Yeni bir milliyetçi sıçrama 01-01-1970 03:00 ŞİDDET KÜLTÜRÜ 01-01-1970 03:00 Robotların duyguları yoktur! 01-01-1970 03:00 Tepkileri toplumsallaştırmak 01-01-1970 03:00 Seçilmiş travma 01-01-1970 03:00 Akşener’in suçu! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve seçimler 01-01-1970 03:00 HERKES İÇİN ADALET 01-01-1970 03:00 Mahkeme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun önü açıldı 01-01-1970 03:00 Yargı’nın intiharı 01-01-1970 03:00 ÇOCUK İSTİSMARI, STRATEJİSİZLİK 01-01-1970 03:00 ASKERİMİZ FAKİRDENDİR 01-01-1970 03:00 POST KAVGASI DEĞİL,VATAN KAVGASI 01-01-1970 03:00 Seçmenle duygusal ilişki kurmak 01-01-1970 03:00 YALANLA AVUNMAK 01-01-1970 03:00 Telafisi olmayan bir seçim 01-01-1970 03:00 Parti kapatma: Hukuk ve siyaset 01-01-1970 03:00 Sisi, Esat, muhalefet 01-01-1970 03:00 Parti kapatmak 01-01-1970 03:00 HDP, HANGİ MASANIN ALTINDA? 01-01-1970 03:00 HDP ile görüşme 01-01-1970 03:00 YERLİ VE MİLLİ OTOMOBİLDE SORULAR 01-01-1970 03:00 Suçlu bulundu: Türklük 01-01-1970 03:00 SİYASÎ İSTİKRAR VE GÜNDEM 01-01-1970 03:00 Kapanmış yarayı deşmek 01-01-1970 03:00 Fakıbaba, erdemli siyaset 01-01-1970 03:00 SİYASETÇİNİN BAŞARISI NE İLE ÖLÇÜLÜR? 01-01-1970 03:00 SEÇMEN EĞİLİMLERİNİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Demokrasi ne ile var olur? 01-01-1970 03:00 YORUMA AÇIK OLMAYAN NAS BUDUR! 01-01-1970 03:00 BİZDEN Mİ OLSUN, ONDAN MI OLSUN? 01-01-1970 03:00 Bu kafayla terör bitmez! 01-01-1970 03:00 Sığınmacı sorunu, biz ve ABD 01-01-1970 03:00 SİYASİ NEZAKET VE CHP 01-01-1970 03:00 AHLAK KRİZİ 01-01-1970 03:00 Anketler ne diyor? 01-01-1970 03:00 İttifak ve nezaket 01-01-1970 03:00 Selçuklunun Osmanlının torunu, cumhuriyetin çocuklarıyız... 01-01-1970 03:00 Adaylık tartışmaları 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI? 01-01-1970 03:00 YA HUKUK DEVLETİ YA YOLSUZLUK DEVLETİ 01-01-1970 03:00 KAFALAR DEĞİŞMEDİKÇE 01-01-1970 03:00 TARİH ÜZERİNDEN KUTUPLAŞTIRMA 01-01-1970 03:00 İMAM HATİPLER VE ŞARKICI GÜLŞEN 01-01-1970 03:00 EKONOMİK SORUNLARI ÇÖZECEK KADRO 01-01-1970 03:00 Doğru aday, kazanacak adaydır 01-01-1970 03:00 Keskin dil barış getirmez 01-01-1970 03:00 PARTİLER, İHTİMALLER 01-01-1970 03:00