İslam, demokrasi ve Türkiye

Av. İrfan SÖNMEZ

14-07-2023 15:16

Başlık Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın makalelerden oluşan kitabının adı.

Son yıllarda demokrasinin Müslüman toplumlara uyup/uymayacağını irdeleyen çok sayıda çalışma yapıldı.

Bu çalışmaların ortak noktası, meseleyi İslam perspektifinden ele almaları, dinle demokrasi arasında bir münasebet kurmaya çalışmalarıdır.

İslam'a uyarlık bir hassasiyet ifadesi olsa da birinin bir din ötekinin bir yönetim biçimi olduğunu, aynı teraziye girmeyeceklerini unutmamak gerek. İslam, siyasal bir rejim önermediğine göre her toplum kendi sosyolojisine, kültürel evrenine uyan bir yönetim biçimini seçebilir. Ancak siyasal bir rejim önermemek ona büsbütün kayıtsız kalmak anlamına gelmiyor. İslam, hayatın her kıvrımında ahlak ve adalet arar.

Arslan bir felsefeci, makalelerini 90'lı yıllarda yazmasına rağmen hala birçoğu güncelliğini koruyor. Demek ki, o günden bugüne çok şey değişmemiş.

Yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı günümüzde, 90'lı yılların benzer tartışmalarına Arslan şu görüşleri ile katılıyor: "Çağdaş anayasalar, birey merkezli olmalarına rağmen, insanlara dinsel, sınıfsal, etnik gruplara girme ve çıkarlarını savunma hakkını verirler. Buna karşılık gruplara, kolektivitelere dayanacak bir anayasal sistemde bireylerin bireyler olarak sahip olmaları gereken haklara sahip olup olmayacakları en azından şüphelidir. Tarihi ve fiili örnekler bunun pek gerçekçi olmadığını göstermektedir."(S.25)

Arslan, anayasanın merkezine birey yerine etnik, dinsel veya dilsel grupları almanın hangi sonuçlara sebep olacağını da söyler: "Siyasetin temel öznesi olan birey yerine cemaatleri koymak, şimdiye kadar bireyler arası ilişkileri düzenleyen hukuk yerine cemaatler arası ilişkileri düzenleyen hukuku koymaktır. Bunun tabii sonucu bireysel haklar yerine cemaat haklarının öne çıkması, modern toplumlarda hakim olan bireylerin bireylerle yaptıkları sözleşmeler yerine cemaatlerin birbirleriyle yaptıkları sözleşmelerin geçmesidir. Bu tip anayasaları savunanlar insan haklarını değil, cemaat  haklarını savunmakta," (s.37)dolayısıyla insanı değersizleştirerek cemaatlere feda etmektedirler. Oysa devredilemez haklara sahip olduğu kabul edilen kolektiviteler değil, insandır.

Arslan'a göre, çoğulcu-korporatif kolektivite anayasalara dayanan sistemlerin en büyük zaafının, toplumun bütün bireylerini bir arada tutacak ortak değerler ve referanslar sistemine sahip olmamasıdır. Her cemaat ayrı referanslar etrafında toplandığı için hepsini birlikte harekete geçirecek değerler mevcut değildir. "Ortak referansların olmadığı bir siyasal toplulukta ise bir siyasal topluluktan bahsedilemez. Bu artık bir devlet değil, devletler (Cemaatler) topluluğu olacaktır. Bu durumda da bu topluluklar arasında devletler arasındaki ilişkilere benzer ilişkiler söz konusu olacaktır. Şimdiye kadar devletler veya siyasal topluluklar arasında gördüğümüz en yalın ilişki ise savaş ilişkisidir. (s.26)" Arslan bu analizi ile, kolektiviteleri esas alan bir anayasal sistemde toplumlar arası mücadelenin eksilmeyeceğini, bir nevi savaş hali yaşanacağını ifade etmektedir. Bunun en bilinen örneklerinden biri kolektiviteler arasında paylaşımı esas alan Lübnan anayasasıdır. Onun için Lübnan'da hiçbir zaman ortak değerlerde buluşmuş bir Lübnan milleti olmamış, etnik, dinsel çatışmalar hiçbir zaman eksilmemiştir. Lübnan her biri kendi başına buyruk bir nevi dinsel, etnik, kabileler devletidir.

Aynı durum 1978 anayasası ile bir nevi federalizme geçen İspanya için de söz konusudur. Sosyalist filozof Fernando Savater İspanya'nın 1978 anayasasından sonraki durumunu şu şekilde özetliyor: "Özerklik isteyen 2 bölgeyi 17'ye çıkardık. Yerelleşmeyi demokrasinin olmazsa olmazı sayıyorduk, ama bugün egoizmi beslediğini, eşitlik ve dayanışma duygularını tahrip ettiğini, neredeyse demokrasi ve özgürlüğün düşmanı olduğunu gördük. Kamu yararı, ortak refah, ortak değerler ve ortak aidiyeti yitirdik. Ayrılıkçılık, bölgecilik ve bölgesel milliyetçilik, fırsatçı bir hastalığa dönüşerek, zayıflayan organizmalara saldırıyor. Koskoca İspanya'yı mahvettik. Bundan nasıl kurtulacağız, bilemiyoruz. (İrfan Sönmez, Ana Dille Eğitim, Milliyetçilik, AB Hukuku)"  Yeni bir anayasa zeminin ısıtıldığı şu günlerde Arslan'ın açıklamaları ve Lübnan-İspanya örnekleri  son derece yol göstericidir.

Modernlik ve demokrasinin Hıristiyanlıktan çıkmadığını belirten Arslan, zaman içinde Hıristiyanlığın demokrasi ile uzlaşmış ve barışmış olduğunu, aynı durumun İslam için de söz konusu olabileceğini söyler. Ancak aynı konuda fikir üretenlerden farklı olarak, Demokrasiyi İslam'dan çıkarmak yerine onunla barıştırmanın daha doğru olduğunu ifade eder. Sebep yine ona göre, "Kuran'da herhangi bir siyasi öğretiye teşkil edebilecek ciddi bir malzemenin olmayışıdır."(s.89) Buna, günümüzde İslam devleti kurma iddiasıyla yola çıkan veya İslami olduğunu iddia eden birçok teşebbüsün (İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Afganistan) birbirinden çok farklı rejimlere varmış olmasın örnek gösterir. Ona göre bu örnekler İslami devlet idealinin ne kadar hayali ve ütopik olduğunun göstergesidir. (s.129)

Kitapta farklı konularda kaleme alınmış birbirinden değerli birçok makale var. Hemen her makalede felsefe ve eğitiminin ne kadar gerekli olduğunu anlıyorsunuz. Arslan bunu İbni Rüşt  üzerinden  yapar: İbni Rüşt felsefenin yabancı kaynaklı  İslam'da var olmayan bir bidat olduğu eleştirilerine karşılık, “İslam’ın başlangıcında olmayan birçok şeyin daha sonra İslam'a girdiğini, önemli olanın bir şeyin kaynağı olmayıp, değeri ve faydası  olduğu, felsefenin de yabancı, Yunan kaynaklı olmakla birlikte amacı bakımından(eserinden hareket ederek nedeni, evrenden hareket ederek Tanrı hakkında bilgi edinme)değerli bir şey olduğunu, dolayısıyla İslam için faydalı olduğunu" söyler. Felsefi eserlerin ilgi ve itibar gördüğü asırların sosyal ve kültürel yapısıyla felsefeye -küfre götüren yol- etiketinin vurulduğu asırların fikri hareketliliği karşılaştırıldığında İbni Rüşt'ün ne kadar haklı olduğu görülür. Akılla birleşmemiş bir iman temelsiz ve savunmasızdır.

Kitabın ilginç bölümlerinden biri de "Atatürk ve Cumhuriyet" başlıklı makale. Arslan bu makalede, milliyetçilik kuramcılarından Gelner'in "Türkiye Cumhuriyeti, bir hanedan devleti yerine bir halk devleti, ulus devleti geçirmek ve bu devleti yaşatmak için onunla uyumlu bir Türk ulusu yaratma projesi olduğuna dair" düşüncesine katıldığını belirtir. Proje büyük oranda başarıya ulaşmıştır. (s.218)

Makalede Cumhuriyetle demokrasi tanımlanarak, Cumhuriyet kabaca halk yönetimi, yönetimin biçimi, iskeleti, demokrasinin ise yönetimin içeriği ve işleme tarzı ile ilgili olduğu belirtilir. "Demokrasi farklılıkları tanır veya vurgular, cumhuriyet ise benzerliklere önem verir veya ön plana çıkarır. Onun için demokratlar çoğulculuğa, farklılığa, bireyselliğe önem verirlerken, cumhuriyetçiler homojenliğe, benzerliğe, birliğe önem verirler. Cumhuriyetin kurucu babalarının başta cumhuriyeti seçmelerinin nedeni budur. Çünkü, demokrasiyle milleti yaratamazdınız. Onun cemaat, bölge, farklılık, anti-merkezcilik kavramlarına vurgu yapan bir rejim olduğu unutulmamalıdır. Türkiye çok kısa sürede bir ulus yaratacaktı, yaratmak zorundaydı, yarattı da."

Arslan, kurucuların bu tercihini doğru bulur cumhuriyete yönelik eleştirilere ise, onu ortadan kaldırmak yerine kurucu ilkelerini yeniden ele alıp, yeni ve demokrasiye uygun bir anayasa yaparak halkla devleti kucaklaştırmanın gerekliliğine işaret eder.

Kitapta Arslan daha birçok önemli konuya temas eder. Her makaleyi ayrı ayrı irdelemek bu yazının amacını aşar, ama bugüne ışık tuttuğu için Onun Osmanlı Devleti ile ilgili görüşleri ile bitirmek en uygunu: "Osmanlı'da devletine düzenini veren kurumsal mekanizma Şeriat değil kanundur, şeriatın esas işlevi yönetimi ideolojik planda meşrulaştırmaktır. (s.370)"

Bugün de öyle değil mi?

Din, günümüzde de din dışı teşebbüslerin, çürümüş yönetimlerin bir nevi meşrulaştırma aracı olarak kullanılmıyor mu?

Arslan'ın bu güzel çalışması okunmalı.

DİĞER YAZILARI İYİ Parti kongresi, Akşener’in vedası 01-01-1970 03:00 Hak'ka batılı karıştırmak 01-01-1970 03:00 Şimdi milliyetçilik yapma zamanı 01-01-1970 03:00 Dil üzerinden bölücülük 01-01-1970 03:00 Balkon konuşmasının satır araları 01-01-1970 03:00 Milliyetçiliğin özlü bir tarihi 01-01-1970 03:00 Ahlaksız siyaset kaybetti 01-01-1970 03:00 Kazanan demokrasidir 01-01-1970 03:00 Tony Blair'in yolculuğu 01-01-1970 03:00 Kazanan milliyetçilik olmalı 01-01-1970 03:00 Bir terör saldırısının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Asıl tehdit bu siyaset tarzıdır 01-01-1970 03:00 Ülkücülük yağmalanırken 01-01-1970 03:00 Yerlikaya ve mafya operasyonları 01-01-1970 03:00 Bülbülü öldürmek 01-01-1970 03:00 DEM üzerinden milliyetçilik 01-01-1970 03:00 Biz seyrederken yahut siyasi münafıklık 01-01-1970 03:00 Mülakatlar ve iktidar 01-01-1970 03:00 Korkuları yönetmek 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve İslam 01-01-1970 03:00 Sisi ile barış 01-01-1970 03:00 Montaigne haksız mı? 01-01-1970 03:00 Zana ve Ahmet Türk’ün çağrısı 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesi ve ikbal 01-01-1970 03:00 Enkazdan oy çıkarmak! 01-01-1970 03:00 Aynı kaba tükürmek 01-01-1970 03:00 Düşün artık yargının yakasından 01-01-1970 03:00 Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı 01-01-1970 03:00 Şeyhefendi'nin rüyasındaki Türkiye 01-01-1970 03:00 Sinan Ateş dosyası neyi bekliyor? 01-01-1970 03:00 Terörle mücadelede söz birliği ve kararlılık 01-01-1970 03:00 Deizm ve Kuran 01-01-1970 03:00 SULTAN DİNİN İKİZ KARDEŞİ OLUNCA 01-01-1970 03:00 Şehitlerimize dokunmayın! 01-01-1970 03:00 Dağın sözünü meclise taşımak 01-01-1970 03:00 Kabuk bağlamış yaraları deşmek 01-01-1970 03:00 ŞEHY SAİD 01-01-1970 03:00 ARAP'I SEVMEK YAHUT SEVMEMEK 01-01-1970 03:00 Kuyu ve külhan 01-01-1970 03:00 YUNANİSTAN ZİYARETİ 01-01-1970 03:00 İYİ Parti’nin kararı 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK VE MODERNİZM 01-01-1970 03:00 Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 01-01-1970 03:00 Türkiye'de din anlayışında değişim süreci 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsızlığı 01-01-1970 03:00 ABD/İsrail yapımı soykırım 01-01-1970 03:00 CHP’de yeni dönem 01-01-1970 03:00 Meclisin imkanlarını milletin aleyhine kullanmak! 01-01-1970 03:00 Kurtuluş paradoksu 01-01-1970 03:00 NİCE YÜZ YILLARA 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesinin siyasal ufku 01-01-1970 03:00 Irak, Suriye, Libya ve Filistin, ya sonra?  01-01-1970 03:00 Para ve Faiz 01-01-1970 03:00 FİLİSTİN,İSRAİL,BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ 01-01-1970 03:00 Hamas'ın saldırısı ve Filistin sorunu 01-01-1970 03:00 Öz vatanda sığınmacı olmak 01-01-1970 03:00 AİHM kararları ve çifte standart 01-01-1970 03:00 Mafya ile mücadele 01-01-1970 03:00 Tek dil, bütünleştirir 01-01-1970 03:00 Edepsizliğin dini yoktur!  01-01-1970 03:00 Cabiri; yeniden yapılanma -2 01-01-1970 03:00 Bölünme Anayasası 01-01-1970 03:00 DAĞINIK MUHALEFET 01-01-1970 03:00 BİN DOKUZYÜZ YETMİŞ SEKİZ 01-01-1970 03:00 Tarihi parçalamak 01-01-1970 03:00 İtaat ve itaatsizlik üzerine 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler nasıl birleşir? 01-01-1970 03:00 Milliyetçilerin birliği 01-01-1970 03:00 Cabiri ve yeniden yapılanma 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ’NİN İTTİFAK ÇAĞRISI 01-01-1970 03:00 Çürüme 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere doğru, ittifak mı, tek başına mı? 01-01-1970 03:00 İSLAM VE SİYASET 01-01-1970 03:00 Hukuk olmadan ekonomi düzelmez! 01-01-1970 03:00 VATANDAŞ NEREDE, MUHALEFET NEREDE? 01-01-1970 03:00 ZAM YAĞMURU VE ALDATMA USTALARI 01-01-1970 03:00 Bu kafayla mı? 01-01-1970 03:00 KAYBETME PSİKOLOJİSİ İLE SEÇİM KAZANILMAZ 01-01-1970 03:00 Fransa’dan ders almak 01-01-1970 03:00 MERDAN YANARDAĞ, ÖCALAN 01-01-1970 03:00 İYİ PARTİ KONGRESİ VE YENİ SİYASETİN İPUÇLARI 01-01-1970 03:00 Bir kitap ‘Popülizmin küresel yükselişi’ 01-01-1970 03:00 Dini cehalet ve fanatizm 01-01-1970 03:00 Sorunumuz din ve milliyetçilik satanlardır 01-01-1970 03:00 14 MAYIS SEÇİMLERİ VE BATI 01-01-1970 03:00 BİZ PKK'YA BAKARKEN... 01-01-1970 03:00 Yeni hükümet ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Suçlu sadece muhalefet mi? 01-01-1970 03:00 Gyges'in yüzüğü yahut bağımlı yargı 01-01-1970 03:00 BİR HATIRA:GÜN SAZAK'IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 Geleceğini başkalarının ellerine bırakan toplum 01-01-1970 03:00 Anketler ve sonuçlar 01-01-1970 03:00 TARAFIMIZ BELLİ! 01-01-1970 03:00 Ayrıştırma siyaseti yerine birleştirme siyaseti 01-01-1970 03:00 Türkiye değişim istiyor 01-01-1970 03:00 AKP giderse... 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler birleşiniz! 01-01-1970 03:00 Zamansız söz kime yarar 01-01-1970 03:00 EKONOMİK KRİZ,MİLLİYETÇİLİK VE AYRIŞMA 01-01-1970 03:00 Enfokrasi 01-01-1970 03:00 Testi kırıldı 01-01-1970 03:00 Akşener ve Altılı masa 01-01-1970 03:00 DAHA SORGULAMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? 01-01-1970 03:00 Zaman daralıyor 01-01-1970 03:00 AFET BÖLGESİ, KADER-TEDBİR 01-01-1970 03:00 Deprem, Hatay ve Sığınmacılar 01-01-1970 03:00 Acımız büyük 01-01-1970 03:00 Büyük felaket 01-01-1970 03:00 Akşener ne diyor? 01-01-1970 03:00 Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması 01-01-1970 03:00 Her seçim İmralı 01-01-1970 03:00 KARNE HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 Bu sese kulak verilmeli 01-01-1970 03:00 FAY HATLARI ÜZERİNDE SİYASET 01-01-1970 03:00 Tutukluluk ve siyaset 01-01-1970 03:00 SİNAN ATEŞ'İN YAKTIĞI ATEŞ 01-01-1970 03:00 Yeni bir milliyetçi sıçrama 01-01-1970 03:00 ŞİDDET KÜLTÜRÜ 01-01-1970 03:00 Robotların duyguları yoktur! 01-01-1970 03:00 Tepkileri toplumsallaştırmak 01-01-1970 03:00 Seçilmiş travma 01-01-1970 03:00 Akşener’in suçu! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve seçimler 01-01-1970 03:00 HERKES İÇİN ADALET 01-01-1970 03:00 Mahkeme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun önü açıldı 01-01-1970 03:00 Yargı’nın intiharı 01-01-1970 03:00 ÇOCUK İSTİSMARI, STRATEJİSİZLİK 01-01-1970 03:00 ASKERİMİZ FAKİRDENDİR 01-01-1970 03:00 POST KAVGASI DEĞİL,VATAN KAVGASI 01-01-1970 03:00 Seçmenle duygusal ilişki kurmak 01-01-1970 03:00 YALANLA AVUNMAK 01-01-1970 03:00 Telafisi olmayan bir seçim 01-01-1970 03:00 Parti kapatma: Hukuk ve siyaset 01-01-1970 03:00 Sisi, Esat, muhalefet 01-01-1970 03:00 Parti kapatmak 01-01-1970 03:00 HDP, HANGİ MASANIN ALTINDA? 01-01-1970 03:00 HDP ile görüşme 01-01-1970 03:00 YERLİ VE MİLLİ OTOMOBİLDE SORULAR 01-01-1970 03:00 Suçlu bulundu: Türklük 01-01-1970 03:00 SİYASÎ İSTİKRAR VE GÜNDEM 01-01-1970 03:00 Kapanmış yarayı deşmek 01-01-1970 03:00 Fakıbaba, erdemli siyaset 01-01-1970 03:00 SİYASETÇİNİN BAŞARISI NE İLE ÖLÇÜLÜR? 01-01-1970 03:00 SEÇMEN EĞİLİMLERİNİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Demokrasi ne ile var olur? 01-01-1970 03:00 YORUMA AÇIK OLMAYAN NAS BUDUR! 01-01-1970 03:00 BİZDEN Mİ OLSUN, ONDAN MI OLSUN? 01-01-1970 03:00 Bu kafayla terör bitmez! 01-01-1970 03:00 Sığınmacı sorunu, biz ve ABD 01-01-1970 03:00 SİYASİ NEZAKET VE CHP 01-01-1970 03:00 AHLAK KRİZİ 01-01-1970 03:00 Anketler ne diyor? 01-01-1970 03:00 İttifak ve nezaket 01-01-1970 03:00 Selçuklunun Osmanlının torunu, cumhuriyetin çocuklarıyız... 01-01-1970 03:00 Adaylık tartışmaları 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI? 01-01-1970 03:00 YA HUKUK DEVLETİ YA YOLSUZLUK DEVLETİ 01-01-1970 03:00 KAFALAR DEĞİŞMEDİKÇE 01-01-1970 03:00 TARİH ÜZERİNDEN KUTUPLAŞTIRMA 01-01-1970 03:00 İMAM HATİPLER VE ŞARKICI GÜLŞEN 01-01-1970 03:00 EKONOMİK SORUNLARI ÇÖZECEK KADRO 01-01-1970 03:00 Doğru aday, kazanacak adaydır 01-01-1970 03:00 Keskin dil barış getirmez 01-01-1970 03:00 PARTİLER, İHTİMALLER 01-01-1970 03:00