Enfokrasi

Av. İrfan SÖNMEZ

13-03-2023 21:11

Dünya hızlı bir dönüşüm yaşıyor.Son elli yılda iletişim teknolojisinde akıl almaz gelişmeler yaşandı. Bilgi çağı, iletişim çağı adlandırmaları bu dönüşümün sonucuydu. İnternet, dünyayı bir tuşluk mesafeye indirdi. Avuç içi bir bilgisayarla artık dünyayı eş zamanlı olarak takip etmek mümkün.

İletişim çağının en önemli aracı enformasyondur. Zira algoritmalar ve yapay zeka kullanılarak enformasyonun işlenmesinin sosyal, ekonomik ve politik süreçler üzerinde belirleyici etkisi olduğu biliniyor. Belli amaçlara uygun hale getirilmiş enformasyonun belirleyici olduğu tahakküm biçimine enformasyon rejimi deniliyor. Bu tip rejimlerde sömürülen bedenler ve enerjiler değil, enformasyon ve verilerdir. 
Enformasyon rejimleri ile disiplin rejimleri arasındaki fark tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Disiplin rejimleri, insanı bir makineye dönüştüren  uysal bedenler üretir. Uysal bir beden,boyun eğdirilebilen,sömürülebilen,dönüştürülebilen ve mükemmelleştirilebilen bedendir. Kapitalist toplum açısından her şeyden önce önemli olan, biyolojik,somatik, bedensel olan, yani biyopolitikadır. Biyopolitik rejimlerde, bedenler  bir estetik ve fitness nesnesi olup  güzellik endüstrisi tarafından ele geçirilmiştir. Sistemin verimliliği, sakinlerinin sürekli gözetlendiklerini hissetmelerine bağlıdır. George Orwel'in "1984'ündeki"  gözetim devleti böyle bir devletti.  Big Brother'in işlevi bu gözetlenme duygusunu yerleştirmekti
Oysa enformasyon rejimleri bedenlerle değil insan psikolojisi ile ilgilenir. Psikopolitika yoluyla psychenin(ruh) kontrolünü ele geçirir.Gözetleme ve kontrol iletişim ağları üzerinden yapılır.Dijital enformasyon, iletişimi gözetime dönüştürür.Ne kadar çok veri üretilir ve iletişim kurulursa gözetim o kadar verimli hale gelir. Bir gözetleme ve  teslimiyet aygıtı olarak cep telefonu,özgürlük ve iletişimi sömüren bu aygıtlardan biridir.
Enformasyon rejiminde insanlar gözetlendiklerini değil,özgür olduklarını hissederler. Egemenliği güvence altına alan da bu özgürlük duygusudur. Özgürlük ve gözetimin birleştiği momentte tahakküm kusursuz hale gelir. Rejim şeffaflıkla işler. Şeffaflık enformasyon rejiminin görselleştirme politikasının adıdır ve  her şey enformasyon olarak mevcut olmalıdır  mantığına dayanır. Bu rejim biçiminde aslında özgür olan insanlar değil, enformasyonlardır.Gerçekte insanlar,enformasyonun esiridir. İletişim kurup enformasyonlar üreterek kendi kendilerini zincire vururlar.
Disiplin rejimleri ile enformasyon rejimlerinin tahakküm metotları farklıdır.Disiplin rejimlerinin zorlama ve yasaklama yöntemlerine  karşı, enformasyon rejimlerinde olumlu teşvikler söz konusudur. Özgürlük bastırılmaz, sömürülür.Baskıcı iktidarın yerini, komuta etmeyen aksine fısıldayan, buyurmayan ama dürten, yani davranış kontrolünün incelikli araçlarıyla iteleyen akıllı bir güç alır. Gözetleme ve cezalandırma yerini motivasyon ve optimizasyona bırakır.Enformasyon yoluyla  rol madeller, Influencerler(etkileyici kişi) oluşturulur.Genç takipçiler,influencerların günlük yaşamda tükettiklerini iddia ettikleri ürünleri satın alarak birer mürit halini alarak  onların hayatına iştirak ederler. Böylelikle takipçiler bir dijital şükran ayinine katılmış gibi olurlar. 
Bu yöntemle kendimizi ölümüne gerçekleştirirken aynı zamanda ölümüne de tüketiriz. Artık tüketim ve kimlik iç içe geçmiş, kimliğin kendisi bir meta halini almıştır. Bu bir nevi totaliterliktir, verili olanın arkasında bir başka gerçeklik resmetmez, dolayısıyla ideolojisiz bir  totaliterliktir. Bu klasik totaliterizmden farklıdır, klasik totaliterizmde kendini bir lidere teslim eden itaatkar bir kitle vardır. Onları birleştiren bir kitle ruhu söz konusudur. Buna karşın enformasyon rejimi, insanları yalnızlaştırır, tecrit eder, bir araya gelseler bile bir kitle değil, dijital sürüler oluştururlar,tek bir lideri değil, influencerlarını takip ederler. 
Bu noktada elektronik medya insanı ile dijital medya insanını ayırmak gerekir. Elektronik medya bir kitle insanı üretmesi anlamında, kitle iletişim aracıdır.Kitle insanı, yerkürenin elektronik sakinidir.Kimliği yoktur, o hiç kimsedir.Dijitalleştirilmiş medyanın sakini ise, bir "hiç kimse" değildir. Bir profile sahiptir, enformasyon rejimi bireyin davranış profillerini oluşturarak ona hakim olur. Tahakküm kitle iletişim araçlarının propagandası ile değil,enformasyon yoluyla güvenceye alınır. İnsanlar gözetlenmez, eğlendirilir, bastırılmazlar ama bağımlı hale getirilirler. Acı ve işkencenin yerine eğlence ve zevk tahakküm aracı olarak kullanılır. Artık egemen olan, ağ üzerinde enformasyona karar veren kişidir. 
Enformasyonu elinde bulunduranların  siyasi alanı etkileyerek yönlendirmesi ile de ortaya enfokrasi dediğimiz rejim tipi çıkar. Siyasi propaganda, insanların psikografilerine uyarlanmış manipülatif ve sahte haberlerle yapılır.Farklı gruplar, sıklıkla birbiriyle çelişen farklı enformasyonlar alırlar.Halk önemli toplumsal konularda duyarsız hale getirilip, söz hakları ellerinden alınır. İşlenmiş enformasyon kitle iletişim araçlarıyla alıcılara ulaştırılır. Siyaset de kitle iletişim araçlarının mantığına teslim olur. Televizyonda yayımlanan tartışmalarda tarafların sunduğu argümanlara değil, gösterdikleri performansa bakılır. Siyasi yarış bir nevi tiyatrokrasi halini alır. Söylem çökerek yerini gösteri ve reklama bırakır. İnsanlar, belli politikacıları iktidara getirmek için manipüle edilebilen oy veren hayvanlara dönüştürülürler. Bunun için trol orduları tutulur. Belirli hesapların takipçi sayısı yapay olarak şişirilip, bazı görüşlere var olmayan bir fikir gücü kazandırılır.  Böylece  demokrasinin temel ilkelerinden biri olan toplumun kendi kendini gözlemlemesi ilkesini bozarlar.Demokrasi aşılamaz bir enformasyon ormanında kaybolur.Böyle bir evrende demokrasi  veriye dayalı/veri tarafından yönlendirilen bir enfokrasiye dönüşür.
Bu satırların çoğu, Byung Chul Han, "Enfokrasi" isimli kitabından yaptığımız alıntılar. 
Chul Han  adı geçen çalışmasında, dijitalleşmenin demokrasiyi nasıl tehdit ettiğini ve nasıl yeni bir tahakküm biçimi ortaya çıkardığını  ikna edici bir dille anlatır. 
Chul Han'a göre işlenmiş enformasyon ile birlikte hakikat de bir yapı sökümüne uğratılmıştır. Nietzsche'den hareketle şöyle der: Hakikat dürtüsünün kaybolması ve tolumun dağılması birbirine bağlıdır... Hakikat krizinde ortak dünya, hatta ortak dil bile kaybolur.Hakikat,toplumsal bir düzenleyici, topluma dair düzenleyici bir idealdir.Yeni nihilizm enformasyon toplumunun bir septomudur.Hakikat, toplumu bir arada tutan merkezcil bir kuvveti içinde barındırır.Enformasyonun özünde var olan merkezkaç kuvveti ise toplumsal birlik üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Yeni nihilizm, demokrasinin krizine yol açan aynı yıkıcı süreç içinde, söylem çözülüp enformasyona dönüştüğünde ortaya çıkar.Yeni nihilizm, yalanın hakikat olarak sunulması  ya da hakikatin yalan olarak karalanması değildir. Aksine yalan ile hakikat arasındaki ayrımın altının oyulmasıdır... Böylece tüm insani değerler  ekonomik hale getirilerek ticarileştirilmekte toplum ve kültürün yerini meta, meta da hakikatin yerini almaktadır.
Günümüz dijital toplumunu ile siyasetini anlamada çok önemli bilgiler sunan  Byung Chul Han'ın bu önemli çalışmasını hararetle tavsiye ediyorum.

DİĞER YAZILARI Hak'ka batılı karıştırmak 01-01-1970 03:00 Şimdi milliyetçilik yapma zamanı 01-01-1970 03:00 Dil üzerinden bölücülük 01-01-1970 03:00 Balkon konuşmasının satır araları 01-01-1970 03:00 Milliyetçiliğin özlü bir tarihi 01-01-1970 03:00 Ahlaksız siyaset kaybetti 01-01-1970 03:00 Kazanan demokrasidir 01-01-1970 03:00 Tony Blair'in yolculuğu 01-01-1970 03:00 Kazanan milliyetçilik olmalı 01-01-1970 03:00 Bir terör saldırısının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Asıl tehdit bu siyaset tarzıdır 01-01-1970 03:00 Ülkücülük yağmalanırken 01-01-1970 03:00 Yerlikaya ve mafya operasyonları 01-01-1970 03:00 Bülbülü öldürmek 01-01-1970 03:00 DEM üzerinden milliyetçilik 01-01-1970 03:00 Biz seyrederken yahut siyasi münafıklık 01-01-1970 03:00 Mülakatlar ve iktidar 01-01-1970 03:00 Korkuları yönetmek 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve İslam 01-01-1970 03:00 Sisi ile barış 01-01-1970 03:00 Montaigne haksız mı? 01-01-1970 03:00 Zana ve Ahmet Türk’ün çağrısı 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesi ve ikbal 01-01-1970 03:00 Enkazdan oy çıkarmak! 01-01-1970 03:00 Aynı kaba tükürmek 01-01-1970 03:00 Düşün artık yargının yakasından 01-01-1970 03:00 Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı 01-01-1970 03:00 Şeyhefendi'nin rüyasındaki Türkiye 01-01-1970 03:00 Sinan Ateş dosyası neyi bekliyor? 01-01-1970 03:00 Terörle mücadelede söz birliği ve kararlılık 01-01-1970 03:00 Deizm ve Kuran 01-01-1970 03:00 SULTAN DİNİN İKİZ KARDEŞİ OLUNCA 01-01-1970 03:00 Şehitlerimize dokunmayın! 01-01-1970 03:00 Dağın sözünü meclise taşımak 01-01-1970 03:00 Kabuk bağlamış yaraları deşmek 01-01-1970 03:00 ŞEHY SAİD 01-01-1970 03:00 ARAP'I SEVMEK YAHUT SEVMEMEK 01-01-1970 03:00 Kuyu ve külhan 01-01-1970 03:00 YUNANİSTAN ZİYARETİ 01-01-1970 03:00 İYİ Parti’nin kararı 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK VE MODERNİZM 01-01-1970 03:00 Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 01-01-1970 03:00 Türkiye'de din anlayışında değişim süreci 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsızlığı 01-01-1970 03:00 ABD/İsrail yapımı soykırım 01-01-1970 03:00 CHP’de yeni dönem 01-01-1970 03:00 Meclisin imkanlarını milletin aleyhine kullanmak! 01-01-1970 03:00 Kurtuluş paradoksu 01-01-1970 03:00 NİCE YÜZ YILLARA 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesinin siyasal ufku 01-01-1970 03:00 Irak, Suriye, Libya ve Filistin, ya sonra?  01-01-1970 03:00 Para ve Faiz 01-01-1970 03:00 FİLİSTİN,İSRAİL,BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ 01-01-1970 03:00 Hamas'ın saldırısı ve Filistin sorunu 01-01-1970 03:00 Öz vatanda sığınmacı olmak 01-01-1970 03:00 AİHM kararları ve çifte standart 01-01-1970 03:00 Mafya ile mücadele 01-01-1970 03:00 Tek dil, bütünleştirir 01-01-1970 03:00 Edepsizliğin dini yoktur!  01-01-1970 03:00 Cabiri; yeniden yapılanma -2 01-01-1970 03:00 Bölünme Anayasası 01-01-1970 03:00 DAĞINIK MUHALEFET 01-01-1970 03:00 BİN DOKUZYÜZ YETMİŞ SEKİZ 01-01-1970 03:00 Tarihi parçalamak 01-01-1970 03:00 İtaat ve itaatsizlik üzerine 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler nasıl birleşir? 01-01-1970 03:00 Milliyetçilerin birliği 01-01-1970 03:00 Cabiri ve yeniden yapılanma 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ’NİN İTTİFAK ÇAĞRISI 01-01-1970 03:00 Çürüme 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere doğru, ittifak mı, tek başına mı? 01-01-1970 03:00 İSLAM VE SİYASET 01-01-1970 03:00 Hukuk olmadan ekonomi düzelmez! 01-01-1970 03:00 VATANDAŞ NEREDE, MUHALEFET NEREDE? 01-01-1970 03:00 ZAM YAĞMURU VE ALDATMA USTALARI 01-01-1970 03:00 İslam, demokrasi ve Türkiye 01-01-1970 03:00 Bu kafayla mı? 01-01-1970 03:00 KAYBETME PSİKOLOJİSİ İLE SEÇİM KAZANILMAZ 01-01-1970 03:00 Fransa’dan ders almak 01-01-1970 03:00 MERDAN YANARDAĞ, ÖCALAN 01-01-1970 03:00 İYİ PARTİ KONGRESİ VE YENİ SİYASETİN İPUÇLARI 01-01-1970 03:00 Bir kitap ‘Popülizmin küresel yükselişi’ 01-01-1970 03:00 Dini cehalet ve fanatizm 01-01-1970 03:00 Sorunumuz din ve milliyetçilik satanlardır 01-01-1970 03:00 14 MAYIS SEÇİMLERİ VE BATI 01-01-1970 03:00 BİZ PKK'YA BAKARKEN... 01-01-1970 03:00 Yeni hükümet ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Suçlu sadece muhalefet mi? 01-01-1970 03:00 Gyges'in yüzüğü yahut bağımlı yargı 01-01-1970 03:00 BİR HATIRA:GÜN SAZAK'IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 Geleceğini başkalarının ellerine bırakan toplum 01-01-1970 03:00 Anketler ve sonuçlar 01-01-1970 03:00 TARAFIMIZ BELLİ! 01-01-1970 03:00 Ayrıştırma siyaseti yerine birleştirme siyaseti 01-01-1970 03:00 Türkiye değişim istiyor 01-01-1970 03:00 AKP giderse... 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler birleşiniz! 01-01-1970 03:00 Zamansız söz kime yarar 01-01-1970 03:00 EKONOMİK KRİZ,MİLLİYETÇİLİK VE AYRIŞMA 01-01-1970 03:00 Testi kırıldı 01-01-1970 03:00 Akşener ve Altılı masa 01-01-1970 03:00 DAHA SORGULAMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? 01-01-1970 03:00 Zaman daralıyor 01-01-1970 03:00 AFET BÖLGESİ, KADER-TEDBİR 01-01-1970 03:00 Deprem, Hatay ve Sığınmacılar 01-01-1970 03:00 Acımız büyük 01-01-1970 03:00 Büyük felaket 01-01-1970 03:00 Akşener ne diyor? 01-01-1970 03:00 Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması 01-01-1970 03:00 Her seçim İmralı 01-01-1970 03:00 KARNE HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 Bu sese kulak verilmeli 01-01-1970 03:00 FAY HATLARI ÜZERİNDE SİYASET 01-01-1970 03:00 Tutukluluk ve siyaset 01-01-1970 03:00 SİNAN ATEŞ'İN YAKTIĞI ATEŞ 01-01-1970 03:00 Yeni bir milliyetçi sıçrama 01-01-1970 03:00 ŞİDDET KÜLTÜRÜ 01-01-1970 03:00 Robotların duyguları yoktur! 01-01-1970 03:00 Tepkileri toplumsallaştırmak 01-01-1970 03:00 Seçilmiş travma 01-01-1970 03:00 Akşener’in suçu! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve seçimler 01-01-1970 03:00 HERKES İÇİN ADALET 01-01-1970 03:00 Mahkeme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun önü açıldı 01-01-1970 03:00 Yargı’nın intiharı 01-01-1970 03:00 ÇOCUK İSTİSMARI, STRATEJİSİZLİK 01-01-1970 03:00 ASKERİMİZ FAKİRDENDİR 01-01-1970 03:00 POST KAVGASI DEĞİL,VATAN KAVGASI 01-01-1970 03:00 Seçmenle duygusal ilişki kurmak 01-01-1970 03:00 YALANLA AVUNMAK 01-01-1970 03:00 Telafisi olmayan bir seçim 01-01-1970 03:00 Parti kapatma: Hukuk ve siyaset 01-01-1970 03:00 Sisi, Esat, muhalefet 01-01-1970 03:00 Parti kapatmak 01-01-1970 03:00 HDP, HANGİ MASANIN ALTINDA? 01-01-1970 03:00 HDP ile görüşme 01-01-1970 03:00 YERLİ VE MİLLİ OTOMOBİLDE SORULAR 01-01-1970 03:00 Suçlu bulundu: Türklük 01-01-1970 03:00 SİYASÎ İSTİKRAR VE GÜNDEM 01-01-1970 03:00 Kapanmış yarayı deşmek 01-01-1970 03:00 Fakıbaba, erdemli siyaset 01-01-1970 03:00 SİYASETÇİNİN BAŞARISI NE İLE ÖLÇÜLÜR? 01-01-1970 03:00 SEÇMEN EĞİLİMLERİNİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Demokrasi ne ile var olur? 01-01-1970 03:00 YORUMA AÇIK OLMAYAN NAS BUDUR! 01-01-1970 03:00 BİZDEN Mİ OLSUN, ONDAN MI OLSUN? 01-01-1970 03:00 Bu kafayla terör bitmez! 01-01-1970 03:00 Sığınmacı sorunu, biz ve ABD 01-01-1970 03:00 SİYASİ NEZAKET VE CHP 01-01-1970 03:00 AHLAK KRİZİ 01-01-1970 03:00 Anketler ne diyor? 01-01-1970 03:00 İttifak ve nezaket 01-01-1970 03:00 Selçuklunun Osmanlının torunu, cumhuriyetin çocuklarıyız... 01-01-1970 03:00 Adaylık tartışmaları 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI? 01-01-1970 03:00 YA HUKUK DEVLETİ YA YOLSUZLUK DEVLETİ 01-01-1970 03:00 KAFALAR DEĞİŞMEDİKÇE 01-01-1970 03:00 TARİH ÜZERİNDEN KUTUPLAŞTIRMA 01-01-1970 03:00 İMAM HATİPLER VE ŞARKICI GÜLŞEN 01-01-1970 03:00 EKONOMİK SORUNLARI ÇÖZECEK KADRO 01-01-1970 03:00 Doğru aday, kazanacak adaydır 01-01-1970 03:00 Keskin dil barış getirmez 01-01-1970 03:00 PARTİLER, İHTİMALLER 01-01-1970 03:00