Bir kitap ‘Popülizmin küresel yükselişi’

Av. İrfan SÖNMEZ

22-06-2023 14:50

Popülizm, siyasi bir söylem biçimidir. Onu bir ideoloji,siyasi sendrom veya siyasi hareket olarak tarif edenler olmuşsa da genel eğilim onun -kalbi boş- bir siyasi söylem olduğudur.

Kalbinin boş olması, sorunlara çözüm getirmekten çok, -sorunları köpürten- onlar üzerinden iktidar devşirme özelliği yüzündendir. Sorun kışkırtıcılığı en bariz vasfıdır. Onun için popülist söylem, daha çok şikayet eden, yanlışları gösteren ama doğrular hakkında somut öneriler ortaya koyamayan bir mahiyet taşır.

Son yıllarda birçok ülkede popülist liderlerin iş başına gelmesi kavrama yönelik akademik ilgiyi de artırdı. Benjamin Moffıtt'in "Popülizmin Küresel Yükselişi" isimli kitabı bu çalışmalardan biri.  

Moffıtt kitabında, önce popülizmle ilgili çalışma ve tanımlardan örnekler sunuyor. Mesela Shils'e göre popülizm, uzun süredir iktidarda bulunan yönetici sınıfa karşı halkın bir hınç ideolojisidir. Yönetici sınıfın dayatmaları ve ayrıştırıcı politikaları halkın damarlarına hınç zerk ederek onu karşıt bir ideoloji haline getirmiştir.

Weyland ise popülizmi, "lider bir kişiliğin hükümetin gücünü,doğrudan,aracısız,kurumsallaşmamış biçimde aldığı destekle, örgütsüz yığınlar üzerinde  kullandığı  siyasi  bir strateji olarak görür.Bu tanım popülizm için lider bir kişilik, kuralsız güç kullanımını esas alır. Popülist liderlerin bir çoğunun karakteristik özelliklerinden biri kuralsızlıktır.

Kavramı, kısaca siyasi bir mantık olarak gören yazarlar da vardır. Ancak kabul etmek gerekir ki bu tanımların her biri popülizmin başka bir yönüne dikkat çekmiş, onun kullanılış biçimlerinden hareketle teorik bir çerçeve oluşturmaya çalışmıştır.

Bütün popülizm tariflerinin ortak noktası, "onlar ve biz" zihniyetiyle yola çıkmalarıdır. Onlar yoksa biz de yoktur. Onun içi popülistler önce bir onlar inşa eder, ardından onlara karşı bizin savunusunu yapan bir dil oluştururlar. Biz kimdir? Biz her zaman halktır."Halk popülistlerin esas izleyicisi ve popülistlerin performanslarıyla -hazır kıta- haline sokmaya çalıştığı öznedir. Popülistler,  belirli Ötekileri, (bunlar bazen sığınmacılar, bazen muhalefet, bazen iktidardakiler bazen de diğer farklı gruplardır) halk düşmanları olarak hedef tahtasına oturturlar." Kendileri hep halk ve onun adına konuşanlar, ötekiler ise tuzu kuru elitlerdir.

Moffıtt popülizmin, lider, halk, medya ve kriz ayakları üzerinden yükseldiğini "çağdaş popülizmin "elit" karşısında " halka" başvurma,"kaba tavırlar", kriz, çöküş ve tehdit performansları gibi  özelliklerden oluştuğunu " söyler.Ona göre popülizmde -liderler- merkezi bir role sahiptirler. Çünkü onlar popülizmin icracısı oldukları kadar,halkı hazır kıta kılanlardır.Rakiplerden nefret edilmesini, onlarla alay edilmesini liderler sağlar. Onun için bu tip liderlerin marka değeri genellikle partilerinin önündedir.

Popülist liderlerin ikilemi, hem halktan biri gibi olmak hem de özel ve yetenekli olduklarını göstermektir.Moffıtt bu gibi durumlarda sıradan görünmenin önemine dikkat çeker. Peki bu nasıl olacaktır? Moffıtt'a göre" kaba tavır ve davranışlarla." Sokak dili kullanımı,kılık kıyafet tercihi,  "saygın" siyasetin genel geçer pratiklerini aşağılama -kaba davranışın- görünümleridir. Bu tür ifadeler lideri halktan biri yaparken,kurallara meydan okuyan tavrı da onu yiğit, cesur, farklı, üstün bir mevkie oturtur.  Popülist liderlerin sıkça başvurdukları kaba dil ve davranış böyle bir sonuç yaratmayı amaçlar. Ancak tek amaç bu değildir, sıra dışı, kaba bir dil kullanmak onların medyada yer bulabilmesine de hizmet eder.

Medya, çağdaş popülizmin icra edildiği sahnedir. Onsuz bir popülizm düşünülemez.Popülist liderler ancak medya sayesinde tiyatrolarını sahneleyebilirler. Çünkü ancak bu sayede mesajlarını kitlelere ulaştırabilir, hedef kitleyi hazır kıta haline getirebilirler. Basitleştirme, kutuplaştırma, duygusallaştırma, kurulu düzene tavır ancak medya sayesinde sağlanır.

Popülist liderler hem medyayı etkiler hem de medya mantığı tarafından etkilenirler.Medyasız popülizm kanatsız kuş gibidir.  "Popülizmin en başarılı örneklerinin, kitle medyasına sahip olma yahut belli bir kısmını kontrol etme kapasitesine sahip liderlerden çıkması" boşuna değildir. Venezuela'da Chavez'in,Tayland'a Thaksin'in, İtalya'da Berlusconi'nin kendilerine ait TV programları veya medyalarının olması bu gerçekle ilgilidir. Zira birçok araştırma, televizyon izleme alışkanlıklarıyla oy verme davranışları arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymuştur. Arditi'nin günümüz demokrasilerini "izleyici demokrasisi" olarak adlandırması bundandır.

Popülist liderlerin başarısında, krizlerin büyük önemi vardır. Krizler olmadan popülizm var olamaz. Krizler, popülistlere etkili olabilecekleri sahneyi sunarken, "sahnenin kurulum aşamasında da" popülist liderler önemli roller üstlenirler. Esas olan krizin "gerçekten" olup olmadığı değil, popülist aktörlerin kriz algısı yaratma yetenekleridir.Öyle bir felaket algısı oluşturulur ki, toplum, sanki bir adım daha ileri giderse dönüşü olmayan bir yola gireceğini düşünmeye başlar."Uçurumun kenarındayız, kıyamet günlerinden geçiyoruz,felaketin eşiğindeyiz, beka sorunu ile karşı karşıyayız" gibi sözler  popülist söylemin tipik örnekleridir. Bu tip çerçeveleme ifadeleri ortak tehdit karşısında güvenlik endişesi taşıyan kurbanları bir araya toplar,onları popülist liderlerin askeri haline getirir.

Popülist söylemin vazgeçilmezlerinden biri de  daha önce ifade edildiği gibi kutuplaştırmadır. Biz, "onlar" üzerinden var edilir. Biz olmak için önce "onlar" inşa edilir.Popülistlerin kim olmadıklarını kim olduklarından daha iyi bilmeleri,  popülist söylemin nefret edilecek bir düşman sunmayı "biz"den öne almalarıyla ilgilidir.Popülist kendinden çok onları tanır. Onlar elitlerdir, onlar ülkenin kaymağını yiyenlerdir, onlar hainlerdir, muhaliflerdir,dış güçlerle iş birliği edenlerdir. Onlarla asla bir araya gelinemez. Chavez'in ifadesiyle; " hem şeytanın hem Tanrı'nın yanında olmak diye bir şey yoktur." Popülistler, belli kimlikleri gayrimeşrulaştırarak ve topluluğun bir parçası olmadıklarını ilan ederek halkın dışına atarlar. Çünkü ona muhalif olan bir öteki olmadan popülist söylemin hiç bir karşılığı olmayacaktır.

Benjamin Moffıtt, esas sözünü kitabın sonunda söyler: "Popülizm, halkın arzularının,sesinin, umutlarının cisimleştiği tek lider figürüne yaslanma eğiliminde olduğu için siyasal alanın dikotomikleşmesine ve bir liderde tekelleşen tehlikeli bir iktidara yol açar."

Kitap -popülist aktörleri tanımak için daha birçok çarpıcı örnekle dolu. Günümüz siyasetini anlamak isteyenler için okunması gereken bir kitap

DİĞER YAZILARI Sinan Ateş iddianamesinin söyleyemedikleri 01-01-1970 03:00 Erdoğan, Özgür Özel görüşmesi 01-01-1970 03:00 İYİ Parti kongresi, Akşener’in vedası 01-01-1970 03:00 Hak'ka batılı karıştırmak 01-01-1970 03:00 Şimdi milliyetçilik yapma zamanı 01-01-1970 03:00 Dil üzerinden bölücülük 01-01-1970 03:00 Balkon konuşmasının satır araları 01-01-1970 03:00 Milliyetçiliğin özlü bir tarihi 01-01-1970 03:00 Ahlaksız siyaset kaybetti 01-01-1970 03:00 Kazanan demokrasidir 01-01-1970 03:00 Tony Blair'in yolculuğu 01-01-1970 03:00 Kazanan milliyetçilik olmalı 01-01-1970 03:00 Bir terör saldırısının düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 Asıl tehdit bu siyaset tarzıdır 01-01-1970 03:00 Ülkücülük yağmalanırken 01-01-1970 03:00 Yerlikaya ve mafya operasyonları 01-01-1970 03:00 Bülbülü öldürmek 01-01-1970 03:00 DEM üzerinden milliyetçilik 01-01-1970 03:00 Biz seyrederken yahut siyasi münafıklık 01-01-1970 03:00 Mülakatlar ve iktidar 01-01-1970 03:00 Korkuları yönetmek 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve İslam 01-01-1970 03:00 Sisi ile barış 01-01-1970 03:00 Montaigne haksız mı? 01-01-1970 03:00 Zana ve Ahmet Türk’ün çağrısı 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesi ve ikbal 01-01-1970 03:00 Enkazdan oy çıkarmak! 01-01-1970 03:00 Aynı kaba tükürmek 01-01-1970 03:00 Düşün artık yargının yakasından 01-01-1970 03:00 Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail kararı 01-01-1970 03:00 Şeyhefendi'nin rüyasındaki Türkiye 01-01-1970 03:00 Sinan Ateş dosyası neyi bekliyor? 01-01-1970 03:00 Terörle mücadelede söz birliği ve kararlılık 01-01-1970 03:00 Deizm ve Kuran 01-01-1970 03:00 SULTAN DİNİN İKİZ KARDEŞİ OLUNCA 01-01-1970 03:00 Şehitlerimize dokunmayın! 01-01-1970 03:00 Dağın sözünü meclise taşımak 01-01-1970 03:00 Kabuk bağlamış yaraları deşmek 01-01-1970 03:00 ŞEHY SAİD 01-01-1970 03:00 ARAP'I SEVMEK YAHUT SEVMEMEK 01-01-1970 03:00 Kuyu ve külhan 01-01-1970 03:00 YUNANİSTAN ZİYARETİ 01-01-1970 03:00 İYİ Parti’nin kararı 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK VE MODERNİZM 01-01-1970 03:00 Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 01-01-1970 03:00 Türkiye'de din anlayışında değişim süreci 01-01-1970 03:00 Yargı bağımsızlığı 01-01-1970 03:00 ABD/İsrail yapımı soykırım 01-01-1970 03:00 CHP’de yeni dönem 01-01-1970 03:00 Meclisin imkanlarını milletin aleyhine kullanmak! 01-01-1970 03:00 Kurtuluş paradoksu 01-01-1970 03:00 NİCE YÜZ YILLARA 01-01-1970 03:00 İslam düşüncesinin siyasal ufku 01-01-1970 03:00 Irak, Suriye, Libya ve Filistin, ya sonra?  01-01-1970 03:00 Para ve Faiz 01-01-1970 03:00 FİLİSTİN,İSRAİL,BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ 01-01-1970 03:00 Hamas'ın saldırısı ve Filistin sorunu 01-01-1970 03:00 Öz vatanda sığınmacı olmak 01-01-1970 03:00 AİHM kararları ve çifte standart 01-01-1970 03:00 Mafya ile mücadele 01-01-1970 03:00 Tek dil, bütünleştirir 01-01-1970 03:00 Edepsizliğin dini yoktur!  01-01-1970 03:00 Cabiri; yeniden yapılanma -2 01-01-1970 03:00 Bölünme Anayasası 01-01-1970 03:00 DAĞINIK MUHALEFET 01-01-1970 03:00 BİN DOKUZYÜZ YETMİŞ SEKİZ 01-01-1970 03:00 Tarihi parçalamak 01-01-1970 03:00 İtaat ve itaatsizlik üzerine 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler nasıl birleşir? 01-01-1970 03:00 Milliyetçilerin birliği 01-01-1970 03:00 Cabiri ve yeniden yapılanma 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ’NİN İTTİFAK ÇAĞRISI 01-01-1970 03:00 Çürüme 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere doğru, ittifak mı, tek başına mı? 01-01-1970 03:00 İSLAM VE SİYASET 01-01-1970 03:00 Hukuk olmadan ekonomi düzelmez! 01-01-1970 03:00 VATANDAŞ NEREDE, MUHALEFET NEREDE? 01-01-1970 03:00 ZAM YAĞMURU VE ALDATMA USTALARI 01-01-1970 03:00 İslam, demokrasi ve Türkiye 01-01-1970 03:00 Bu kafayla mı? 01-01-1970 03:00 KAYBETME PSİKOLOJİSİ İLE SEÇİM KAZANILMAZ 01-01-1970 03:00 Fransa’dan ders almak 01-01-1970 03:00 MERDAN YANARDAĞ, ÖCALAN 01-01-1970 03:00 İYİ PARTİ KONGRESİ VE YENİ SİYASETİN İPUÇLARI 01-01-1970 03:00 Dini cehalet ve fanatizm 01-01-1970 03:00 Sorunumuz din ve milliyetçilik satanlardır 01-01-1970 03:00 14 MAYIS SEÇİMLERİ VE BATI 01-01-1970 03:00 BİZ PKK'YA BAKARKEN... 01-01-1970 03:00 Yeni hükümet ve beklentiler 01-01-1970 03:00 Suçlu sadece muhalefet mi? 01-01-1970 03:00 Gyges'in yüzüğü yahut bağımlı yargı 01-01-1970 03:00 BİR HATIRA:GÜN SAZAK'IN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 Geleceğini başkalarının ellerine bırakan toplum 01-01-1970 03:00 Anketler ve sonuçlar 01-01-1970 03:00 TARAFIMIZ BELLİ! 01-01-1970 03:00 Ayrıştırma siyaseti yerine birleştirme siyaseti 01-01-1970 03:00 Türkiye değişim istiyor 01-01-1970 03:00 AKP giderse... 01-01-1970 03:00 Milliyetçiler birleşiniz! 01-01-1970 03:00 Zamansız söz kime yarar 01-01-1970 03:00 EKONOMİK KRİZ,MİLLİYETÇİLİK VE AYRIŞMA 01-01-1970 03:00 Enfokrasi 01-01-1970 03:00 Testi kırıldı 01-01-1970 03:00 Akşener ve Altılı masa 01-01-1970 03:00 DAHA SORGULAMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? 01-01-1970 03:00 Zaman daralıyor 01-01-1970 03:00 AFET BÖLGESİ, KADER-TEDBİR 01-01-1970 03:00 Deprem, Hatay ve Sığınmacılar 01-01-1970 03:00 Acımız büyük 01-01-1970 03:00 Büyük felaket 01-01-1970 03:00 Akşener ne diyor? 01-01-1970 03:00 Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması 01-01-1970 03:00 Her seçim İmralı 01-01-1970 03:00 KARNE HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 Bu sese kulak verilmeli 01-01-1970 03:00 FAY HATLARI ÜZERİNDE SİYASET 01-01-1970 03:00 Tutukluluk ve siyaset 01-01-1970 03:00 SİNAN ATEŞ'İN YAKTIĞI ATEŞ 01-01-1970 03:00 Yeni bir milliyetçi sıçrama 01-01-1970 03:00 ŞİDDET KÜLTÜRÜ 01-01-1970 03:00 Robotların duyguları yoktur! 01-01-1970 03:00 Tepkileri toplumsallaştırmak 01-01-1970 03:00 Seçilmiş travma 01-01-1970 03:00 Akşener’in suçu! 01-01-1970 03:00 Sosyal medya ve seçimler 01-01-1970 03:00 HERKES İÇİN ADALET 01-01-1970 03:00 Mahkeme kararı ile Kılıçdaroğlu’nun önü açıldı 01-01-1970 03:00 Yargı’nın intiharı 01-01-1970 03:00 ÇOCUK İSTİSMARI, STRATEJİSİZLİK 01-01-1970 03:00 ASKERİMİZ FAKİRDENDİR 01-01-1970 03:00 POST KAVGASI DEĞİL,VATAN KAVGASI 01-01-1970 03:00 Seçmenle duygusal ilişki kurmak 01-01-1970 03:00 YALANLA AVUNMAK 01-01-1970 03:00 Telafisi olmayan bir seçim 01-01-1970 03:00 Parti kapatma: Hukuk ve siyaset 01-01-1970 03:00 Sisi, Esat, muhalefet 01-01-1970 03:00 Parti kapatmak 01-01-1970 03:00 HDP, HANGİ MASANIN ALTINDA? 01-01-1970 03:00 HDP ile görüşme 01-01-1970 03:00 YERLİ VE MİLLİ OTOMOBİLDE SORULAR 01-01-1970 03:00 Suçlu bulundu: Türklük 01-01-1970 03:00 SİYASÎ İSTİKRAR VE GÜNDEM 01-01-1970 03:00 Kapanmış yarayı deşmek 01-01-1970 03:00 Fakıbaba, erdemli siyaset 01-01-1970 03:00 SİYASETÇİNİN BAŞARISI NE İLE ÖLÇÜLÜR? 01-01-1970 03:00 SEÇMEN EĞİLİMLERİNİ ANLAMAK 01-01-1970 03:00 Demokrasi ne ile var olur? 01-01-1970 03:00 YORUMA AÇIK OLMAYAN NAS BUDUR! 01-01-1970 03:00 BİZDEN Mİ OLSUN, ONDAN MI OLSUN? 01-01-1970 03:00 Bu kafayla terör bitmez! 01-01-1970 03:00 Sığınmacı sorunu, biz ve ABD 01-01-1970 03:00 SİYASİ NEZAKET VE CHP 01-01-1970 03:00 AHLAK KRİZİ 01-01-1970 03:00 Anketler ne diyor? 01-01-1970 03:00 İttifak ve nezaket 01-01-1970 03:00 Selçuklunun Osmanlının torunu, cumhuriyetin çocuklarıyız... 01-01-1970 03:00 Adaylık tartışmaları 01-01-1970 03:00 CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI? 01-01-1970 03:00 YA HUKUK DEVLETİ YA YOLSUZLUK DEVLETİ 01-01-1970 03:00 KAFALAR DEĞİŞMEDİKÇE 01-01-1970 03:00 TARİH ÜZERİNDEN KUTUPLAŞTIRMA 01-01-1970 03:00 İMAM HATİPLER VE ŞARKICI GÜLŞEN 01-01-1970 03:00 EKONOMİK SORUNLARI ÇÖZECEK KADRO 01-01-1970 03:00 Doğru aday, kazanacak adaydır 01-01-1970 03:00 Keskin dil barış getirmez 01-01-1970 03:00 PARTİLER, İHTİMALLER 01-01-1970 03:00