YEREL
Giriş Tarihi : 28-03-2024 11:25

“İstatistik bölümleri üniversitelerde her türlü akademik hizmeti verme imkânına sahip bölümlerdir”

“İstatistik bölümleri üniversitelerde her türlü akademik hizmeti verme imkânına sahip bölümlerdir”

Fırat Üniversitesi İstatistik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gürcan ile istatistik bölümlerini ve bağlı bulundukları üniversitelere sağladıkları akademik hizmetleri konuştuk. Bu konuda önemli bilgiler veren GÜRCAN, İstatistik bölümlerinin bağlı bulundukları üniversitelere her türlü akademik hizmeti sağlama imkânına ve kabiliyetine sahip yapılandırılmış bölümler olduğunu söyledi.

Üniversitelerde istatistik alt yapısının güçlü olması üniversitelerin sahip olduğu dinamikleri harekete geçirebilmesi ve verimli şekilde kullanabilmesi için oldukça önemlidir.

İstatistik Biliminin önemi hakkında gazetemize (Harput Gazetesi) konuşan GÜRCAN ile yaptığımız röportajın ayrıntıları şu şekildedir;

İsterseniz önce kısaca üniversitenin istatistik alt yapısı denildiğinde neyi kastediyoruz? Biraz bundan bahsedelim.

İstatistik bölümlerinin bağlı bulundukları temel yükümlülükleri genel olarak 3 kategoride toplanabilir. Bunlardan birincisi, her türlü bilimsel araştırmaya sunulan istatistik desteğidir. Örneğin, temel tıp bilimleri içerisinde biyoistatistik anabilim dalının sunduğu imkân gibi. İkincisi ise yönetim ve organizasyona sağladığı imkânlardır. Bir organizasyonun planlanmasından başlayarak beklenen amacına ulaşıncaya kadar geçen sürede sağlanan destektir. Üçüncü ise her eğitim kurumunda olduğu gibi öğrenci odaklı bir hizmet olup öğrenci ile eğitimcilerin işlevsellik bakımından birbirlerini tamamlamalarına yöneliktir. Burada zikrettiğimiz bu üç kategoride hizmet vermesine olanak sağlayan bir istatistik birimi fiili olarak istatistik altyapısını üniversiteye sunmaya muktedirdir. İstatistikçiler genelde uzun süre gözlem yapmayı seven kişilerdir. Hatta bu konuda istatistikçiler için anlatılan bir fıkra bile mevcuttur: “Zamanın birinde çıkan bir yangını söndürmek için oranın tüm sakinleri itfaiye ekibiyle birlikte canla başla uğraşmaktadır. Bu arada dikkatlerini çeken önemli bir detayı görürler. Mahalle sakinlerinden biri yangını söndürmek yerine tabiri caizse ateşi körüklemek çabasındadır. Tüm mahalleli durup bu adama ne yapmak istediğini sorar. Adamın cevabı çok ilginçtir. Yangından sonra alınan sonuçları daha net görebilmek için biz istatistikçiler örnek çapını yani veriyi artırmak zorundayız”. İstatistikçilere atfedilen bu anekdotbizi güldürse de temelde gerçeklik payı fazladır. İyi bir istatistikçinin elinde sonuca varabilmek için yeterli ve doğru veri olmalıdır. Doğal olarak bu da iyi bir gözleme dayanır. Kısacası herhangi bir soruyu karşı tarafa yönelttiğiniz zaman onun verdiği cevaptan daha önemli olan şey kişiyi bu cevaba iten faktörlerin neler olduğunu anlayabilmektir.

Örneğin, öğrenci bilgi sisteminde (OBS) yer alan anketlerde de aslında bu durum açıklıkla karşımıza çıkar. Öğrencinin sınav notu eğitim sistemi için nihai bir cevaptır. Ancak bu öğrencinin notu almasına neden olan faktörleri belirleyebilmek için öğrenciye sistemle ilgili bir dizi soru yöneltmek zorundayız. Yönelttiğimiz soruların bir kısmı sistemle ilgili olsa da diğer kısmı öğrencinin kişisel gelişimiyle ilgili olmalıdır. Nitekim geçenlerde üniversitemizin Uluslararasılaştırma Komisyonu’nun isteğiyle öğrenciye yönelik bir çeşit umut ölçeği şeklinde bir anket İstatistik Bölümü tarafından uygulanmıştır. Bu sayede öğrencinin eğitimine etki eden, umuda yönelik bir dizi faktörü görme imkânımız oldu. Öğrencinin kişisel başarısına etki eden bu faktörleri belirlemek bir nevi eğitimde başarısızlık problemini çözmeye de yardımcı olmaktadır. Yoksa sadece sistemin işleyişini değerlendirmekle yetinmek zorunda kalacaktık.

Üniversitelerde İstatistik alt yapısı dediğimizde neyi kastediyoruz?Şimdi biraz daha net anlaşılabilir. Benzer durum üniversitenin organizasyonu içinde geçerlidir. Nitekim çeşitli nedenlerden dolayı Elazığ Organize Sanayi Bölgesine yaptığımız ziyaretlerde şahsen benim daha önce haberim olmayan tekstil firmalarıyla bir araya gelme imkânımız oldu. Gerçekten son yıllarda tekstil alanında Elazığ önemli gelişme kaydetmiş ve neredeyse adı tekstille anılacak hale gelmiş desek yalan olmaz. Tabii bu Elazığ için sevindirici bir durum. Her neyse bizi ilgilendiren kısmı tabi ki bu değil. Tekstil firmalarıyla yaptığımız sohbetlerde onlara yönelttiğimiz sorulardan edindiğimiz en önemli bilgi Fırat Üniversitesi’nin acilen Makine Mühendisliği çatısı altında tekstil makinelerine ait bir birimin kurulmasına öncülük etmesidir. Ha! Bu birimin ne olacağı, nasıl olacağı, hangi statüye sahip olacağı üniversite organizasyonunun bileceği bir şey. Tabi ki sorarlarsa nasıl olabileceğini ve alternatiflerini sunarız. Ee! Sormazlarsa gözleme dayalı bir bilgi olarak hatıralarımızda kalır. Kısaca burada vurgulamak istediğimiz şey, istatistiğin hizmet alanının çok geniş bir yelpazeye yayılabileceğini gözler önüne serebilmektir.

Birazda Fen Bilimleri çatısı altında, bir fen bilimi olarak İstatistiği nasıl değerlendirirsiniz? Bundan bahsedelim.

Bu tip sorular biraz felsefi cevapları hak ediyor. Bilimin, özellikle de fen bilimlerinin her dalı güzeldir. Hani bir laf vardır, derler ya altının kıymetini sarraf bilir. Gerçekten bu da böyle bir şey. Her bir dalın içine girdiğinizde deb-i derya. Tabi burada önceliğimiz bir fen bilimi olarak istatistiği değerlendirmek. İstatistiğin ne olduğu, kaynağı, dayanağı yıllardan beri yazıp çizilen şeyler. Bu ayrıntılara girmek istemiyorum. Türkiye’deki istatistik bilimi yıllar boyunca gerçekten önemli araştırmacıları yetiştirdi. İstatistik Bilim’inde Türkiye’de ilklerden diyebileceğimiz dünyaca kabul görmüş bir bilim insanı kıymetli hocam Prof. Dr. Fikri Akdeniz, 2013 ve 2015 yıllarında neşrettiği “İstatistikte Yeni Eğilimler ve Yöntemler” başlıklı bir çalışmada istatistiğin ne olduğu, istatistikçinin kim olduğu ve sahip olması gereken vasıfların neler olduğu, bu bilim dalında özel ve genel becerilerin neler olduğu gibi sorulara gayet net cevaplar vermiştir. Bu vesileyle de buradan kendisini hürmetle selamlıyorum. Tüm bunlara rağmen Türkiye’de halen bugün İstatistiğin; Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik gibi bir fen bilimi olup olmadığını tartışan çevreler var. Bunlara anlam vermek mümkün değil. Bugün aklıma geldiğinde bile çok üzüldüğüm bir anımdır. Üniversitemizde hizmet veren İstatistik Bölümünün kurulma aşamasında söylenmiş bir söz “Matematik Bölümü varken Fen Fakültesi içerisinde İstatistik Bölümüne gerek var mıydı?” Bu sözü ben kulaklarımla duydum. Bunun gerekliliğini anlamayan bir kişiye ne demek lazım, bilemiyorum… Şükür olsun ki bugün üniversitemiz bünyesinde İstatistik Bölümü kurulmuş ve yıllardan beri üniversiteye hizmet etmeye devam ediyor. Yine yeri gelmişken bölümümüzün kurulmasında fikir sahibi olan Prof. Dr. Mahmut Ergüt hocamıza da buradan selamlarımızı gönderelim. Bu tip tartışmaların Türkiye’deki Matematik bilimini ileriye götürmeye bir katkısı olmaz. Matematik olmasaydı pazarda bir kilo elma bile satamazdınız diyen hangi kişi, bir kilo elmanın kaç adet elma ettiğini söyleyebilir? Biraz düşünceye davet ediyorum. Einstein ünlü bir fizikçiydi ama matematik bilimine kattığı değerler tartışılamaz.

Bu bağlamda İstatistiğin, Matematik Bilimine kattığı bazı değerlerden söz edebilir miyiz?

Tabi ki bahsedebiliriz. Ama önce 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk yarısında matematik biliminin nelerle uğraştığına bakmak lazım. Sözünü ettiğimiz bu periyotta matematiğin üç silahşörü; fonksiyon, fonksiyonel ve operatör. Bu kavramlar bilimin önemli gelişmelerine öncülük etmiştir. 20. yüzyılın sonu ve zamanımızda ortaya çıkan birçok gelişmenin öncüsüdür. Şimdi aynı periyotta istatistik olarak biz bu kavramlara ne ilave ettik onlara bakalım; tesadüfi değişken, tesadüfi operatör ve stokastik süreç.

Gerçekten İstatistik biliminin matematiğe kattığı en önemli şey bence tesadüfilik kavramıdır. Deterministik olay, tesadüfi olay ve stokastik olay kavramlarını birbirine karıştırmadan iyi anlamamız gerekir.

Bugün bile hala araştırmacılarımıza tesadüfi operatör kavramını layıkıyla anlatamıyoruz. Bu kavram Anatoliy Skorokhod tarafından yapılandırılan soyut bir kavramdır. Maalesef modern bilim bunun üstüne yeterince eğilmiyor. Halen bugün kıymeti anlaşılmış değildir. Evet söylenecek bir sürü şey var ancak bu kadar teknik detay yeter.

Son olarak İstatistiğin soyut kavramlara bakışı hakkında ne söyleyebiliriz?

İstatistik, bilim dalı olarak birçok kavrama el uzatmış, yeni birçok kavramı literatüre kazandırmış zengin bir alandır. İstatistiğin soyut kavramlara bakışı hakkında biraz yorum yapabilmek için önemli olan bizim bakış açımızın durduğu noktadır. Bence soyut kavram ile anlamlandırılan veya anlamlandırılamayan, ölçülebilen veya ölçülemeyen ifadelerini karıştırmamak gerekir. İstatistik, soyut bir kavramı açıklama çabasından ziyade anlaşılabilir ve anlamlı bir örneği ortaya koyma çabasındadır.

Kısacası “İSTATİSTİK” hayattır. Bu matematiğin içine girdiğinde de Matematik hayat bulur.

mehmet karakılıçmehmet karakılıç