Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından geliştirilen, Türkiye'nin ilk milli jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET’in İspanya’ya satışının önünü açan ve bu uçağın ortak altyapı üretiminin bu ülkede yapılmasını öngören mutabakat anlaşması, İspanya'nın başkenti Madrid'de imzalandı.
TUSAŞ, Airbus ve İspanya Savunma Bakanlığı arasında yapılan mutabakat anlaşmasının imza törenine; Savunma Bakan Yardımcıları Musa Heybet ve Şuay Alpay, Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Nüket Küçükel Ezberci, TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, İspanya Savunma Sanayii Stratejisi ve İnovasyon Genel Müdürü, Hava ve Uzay Kuvvetleri Korgeneral Miguel Ivorra, AIRBUS Askeri Uçak Bölümü Direktörü Jean-Brice Dumont ve Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Francisco Braco Carbo'nun da aralarında bulunduğu üst düzey isimler katıldı.
Madrid'de düzenlenen ve Türkiye'nin 32 firma ile İspanya'nın ardından en yüksek katılım sağladığı Uluslararası Savunma ve Güvenlik Fuarı (FEINDEF) alanında yapılan imza töreni sonrasında AA muhabirine konuşan Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alpay, "Bugünü çok önemli bir gün olarak değerlendiriyorum. Bugün Türkiye, savunma havacılığında gücünü bir kez daha bütün dünyaya göstermiştir." dedi.
"HÜRJET gibi çok kıymetli bir ürün üzerinden somut bir adım atıldı."
Alpay, "Bugün burada bir mutabakat anlaşması imzalandı ve tüm dünya buna şahit oldu. Bu, bir başlangıç. Özen ve hassasiyeti koruyarak yola devam etmek zorundayız." diye konuştu.
Aynı zamanda TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili de olan Alpay, "Türkiye, gözü kapalı uçak ve helikopter yapan bir ülkedir. Bunu slogan olsun diye söylemiyorum. İnsansız savaş uçağı üreten ilk 5-6 ülkeden biridir. Kendi özgün ürünlerini envanterine katmış ve aynı zamanda bütün dünyanın dikkatle takip ettiği, savunma, havacılık ve güvenlik açısından yüksek potansiyele sahip bir ülkedir." değerlendirmesinde bulundu.
HÜRJET’in öz kaynak projesi olduğunu ve kendisinin de projede imzası bulunduğunu dile getiren Alpay, "Türkiye, İspanya ve Avrupa açısından da gerçekten özel ve kıymetli bir gün. Dünya genelindeki gelişmelere bakıldığında, Avrupa’nın Türkiyesiz olamayacağını zaten herkes görüyordu. Bugünkü anlaşma aslında bunun somut bir işaretidir. Bunu işaret fişeği olarak görmek gerekir." ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alpay, "Türkiye olmaksızın Avrupa’nın güvenliği risk ve tehlike altındadır. Bunu herkes çok iyi biliyor." diyerek şöyle devam etti:
"Artan tehditler açısından bakıldığında, bugün Türkiye hem tarihsel potansiyeli hem sorumluluğu hem de manevi sorumluluğu ile, imparatorluk bakiyesi, muazzam bir devlet geleneğine sahip bir ülke olarak kendi potansiyelinin farkında. Doğru bir liderlikle yoluna devam ediyor. Geleceğe umut ve güvenle bakıyoruz."
İspanya’nın hem NATO hem de AB üyesi olmasının, HÜRJET için yapılan anlaşmayı çok daha kritik bir noktaya taşıdığını vurgulayan Alpay, "Dünyada gelişen konjonktür ve şartlar, Türkiye’nin potansiyel itibarıyla ne kadar önemli ve güçlü bir yerde durduğunu bir kez daha tüm dünyaya deklare etmiş oldu." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin savunma sanayisinde mevcut durumda geldiği noktanın, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2004 yılında attığı adımların neticesinde, büyük liderliği ve diplomasi ustalığı sayesinde" olduğunu aktaran Alpay, şöyle devam etti:
"Bilgi ve teknolojinin doğru üretilmesi çok önemli. Türkiye bu yönüyle de tarihin doğru noktasında olduğunu gösterdi. Ne yaptığını bilen, somut, kendinden emin bir şekilde, topyekûn bir ekosistem içerisinde, doğru, planlı ve hedeflere uygun şekilde yürüyen bir Türkiye var ve bu, herkesin dikkatini çekiyor."
"HÜRJET'in İspanya'da da var olması çığır açıcı gelişmeleri beraberinde getirecek"
Diğer yandan Büyükelçi Nüket Küçükel Ezberci de, "Tarihe tanıklık ettiğimiz önemli bir anlaşmaya imza atıldı. Dünya bir geçiş aşamasında ve güvenlik en önemli gündem maddesi. HÜRJET gibi bir eğitim uçağının hem Türk hem İspanyol Hava Kuvvetlerine hizmet edecek olması, birlikte üretilecek olması çok önemli." dedi.
"HÜRJET gibi milli ve yerli lisanslara sahip bir uçağın, hem NATO hem de AB üyesi olan İspanya’da da var olması, çığır açıcı gelişmeleri beraberinde getirecektir." diyen Küçükel Ezberci, bu anlaşmayla birlikte HÜRJET’in üçüncü ve bölge ülkelere ihracatının da önünün açılacağını kaydetti.
Türkiye’nin FEINDEF’e iki yıl önce yalnızca bir şirketle katıldığını, bu yıl ise 32 şirketle iştirak ettiğini vurgulayan Küçükel Ezberci, bunun İspanya basınında da geniş yer bulduğunu ve Türkiye’nin savunma sanayisi alanında son yıllarda attığı adımların meyvelerini toplamaya başladığı yönünde yorumlar yapıldığını söyledi.