https://www.elazigharputgazetesi.com/files/uploads/user/94ddadbbdb616fb525b5072e500c09df-0e70e48b2675d9b444b6.png
Hikmet KIDOĞLU

ŞEVE

15-08-2022 08:58 1241 kez okundu.

(Bu yaşanan olayları dayımız olan rahmetli Bölük emini Hacı Vahap Özişanlattı).

Yer Harput. Cumhuriyet’in ilk kurulduğu günlerdeyiz. Sarahatun Camisinin imamı minbere çıkmış cuma gününün vaazını veriyor.

-Ey cemaat sizi bir konu da uyarıyorum. Hanımlarınıza söyleyin kollarına şeve takmasınlar. Biliyorsunuz şeve denilen bilezik hem dinimizce günah hem de sağlık bakımından tehlikeli: Allah saklasın bu bilezik kırıldığı zaman koldaki damarları keser türlü yaralanmalara, hatta ölüme bile sebep olur.

Cemaatten birisi ayağa kalkar:

-Hocam eyi sölisin ama hem haram hem de tehlikeli şeveyi senin hanım niye takıyor?

Camidekiler hocanın bu soruya ne cevap vereceğini merakla bekliyor.

Hoca:

-Doğru sölisin ama bizim kafir garıya da Allah var yakışi!!!

***

Harput’ta gece yatsı namazı kılındıktan sonra çoğumuz erken yatardık.

Yattık; gece saat 12.30, kapı acı acı çaldı. Hayırdır diyerek kapıyı açtım karşımda Sarahatun camisinin müezzini.

-Kusura galmayın sizleri rahatsız ettik. İmam efendi caminin cemaatine haber ver acele camiye gelsinler dedi, ne için çağırdığını da sölemedi.

Ailecek hepimizi bir telaş aldı. Çünkü o devirde harp veya herhangi bir felaket camilerden duyurulurdu. Alelacele camiye gittim. Bir süre sonra caminin tamamı gelip yerlerini aldılar, herkesin gözü kulağı imam efendide. Hoca efendi minbere çıktı:

-Cemaat sizi bu gece rahatsız edip buraya çağırmamın sebebi sizden akıl almak.

Bizim hanım bir tepsi künefe yapmıştı yarısını yedim yarısı kaldı. Şimdi size soru yorum bu yarım kalan künefeyi ne yapayım?

Cemaat olarak bu şakaya ne tepki vereceğimizi bilemedik. Sevindiğimiz ve şükür ettiğimiz durum ise bir felaket ve harp olayı olmaması idi.

***

Ankara’dan valiliğe emir geliyor: “Elazığ’ı temsil edecek milletvekilinizi seçip gönderin.”Harput’tan ileri gelenler Saray Hatun camisinin imamını milletvekili olarak öneriyorlar. Ancak imam efendi “Ben bu görevi laikiyle yapamam, size arkadaşım komşun olan birisi var onu benim yerine gönderin” diyor.İmam efendinin aday gösterdiğini Ankara’ya milletvekili olarak gönderiyorlar. Zamanla caminin imamı camii ile ilgili bir sorunu halletmek için Ankara’ya gidiyor.Vardığında vakit öğle, namazını kılıp bir lokantaya girip yemek yemeye giriyor.Bakıyor lokantada komşusu ve kendisinin önerdiği milletvekili tek başına yemek yiyor. Sohbet edip hem de camii sorununu iletmek için yanına gidiyor ve selam veriyor. Milletvekili imamın ne selamına cevap veriyor ve ne de yüzüne de bakıyor. İmam efendi tabii ki bozuluyor ve milletvekiline dönüp “Tabii milletvekili oldun burnun büyüdü, konunu komşunu bile tanımıyorsun selamını almıyorsun,diyerek başka bir masaya geçip yemeğini ısmarlayıp yiyor. Yemeğin parasını ödemek için vezneye gittiğinde veznedeki “Beğ sizin yemek paranız ödendi” diyor.“Kim ödedi” deyince masasında oturup selamını almayan milletvekilini gösteriyorlar.Milletvekilinin yanına gidince hocayı ayağa kalkarak ve boynuna sarılarak hoş geldin sözleriyle karşılıyor. Hoca şaşkın “Komşum, milletvekilim selam verdim selamımı almadığın gibi yüzüme bile bakmadın, şimdi de kalkmış benim yemek paramı ödemişsin bu ne iş?”

Milletvekili kahkahayı patlatıyor.

“Ben senin selamını niye almadım biliyor musun? Sen benim masama oturduğunda yediğin yemeklerin parasını ben ödeyeceğim için lokantanın bütün yemeklerini silip süpürecektin. Masana oturduğun zaman kendi kesene göre yemek yedin böylelikle büyük bir masraftan kurtuldum.”

Not: Bu hoca oturduğunda bir kuzuyu tek başına yer bitirirmiş.

EY HAYAT: İyilik yapar gibi görünmeyin, iyilik yapın görünmeyin.

Neler Söylendi?
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama smok betvolegiris.co deneme bonusu