HÜDAPAR Cumhur ittifakına katıldı.Oysa şimdiye kadar Erdoğan'ın Millet İttifakına karşı en önemli kozu HDP'yi masanın altında göstermek, terörle ilişkilendirmekti.
Bu ittifakla birlikte Cumhur İttifakı bu kozunu kaybetti. Artık Millet İttifakı terör örgütleriyle beraber diyemeyecek. Çünkü HDP Millet ittifakının içinde değil, Kııçdaroğlu ile anlaşabilirlerse dışarıdan destek verecekler. İYİ Parti lideri Akşener birçok konuşmasında "HDP ile aynı masada olamayacaklarını" söyledi. Bugüne kadar da bu sözünden hiç geri adım atmadı. Dolayısıyla Millet İttifakını her türlü bölücülüğe karşı sigortası Akşener ve İYİ Partidir.
Aslında Akşener'in altılı masanın son toplantısında gösterdiği tepki de aynı hassasiyetten kaynaklanıyordu.Akşener, hem seçimi garantiye almak, hem de HDP ile tehlikeli bir yakınlaşmanın ileride neden olabileceği sorunların önüne geçmek istedi. Bu davranışı takdir edileceğine İYİ Partiye baskı uygulamak isteyen bazı çevreler tarafından -masadan ayrılmak ve AKP'ye destek olmak-olarak takdim edildi.Oysa Akşener o sert açıklamasının büyük kısmını bile başkanlık sistemi eleştirisine ayırmış, bu çizgiyi devam ettireceğini söylemişti.
Daha önce de yazdım başkanlık sistemi asla siyasi veya sosyal bir ihtiyaçtan kaynaklanmadı. Sistem tamamen bütün kurumlar Erdoğan'a bağlanarak yargılanmasın diye çıkarıldı. Bu sistemin ne kadar yanlış devletin kurumlarını ne kadar tahrip ettiği son depremde bir defa daha anlaşıldı. Deprem olmuş, ilgili kurumlara hazır olun emri verilmiş ama harekete geçmeleri için CB Erdoğan'ın emir ve talimatları beklenmiş, büyük vakit kaybedilmişti. Hiç bir kurumun resen, kendiliğinden hareket etme cesareti yok. Her şeye tek adam karara verecek, onun duruma vaziyet etmesi beklenecek o talimat verdikten sonra harekete geçilecek. Bu gecikmenin insan maliyetini düşünen var mı? Sonra çıkacaksınız vatandaştan ihmalimiz var diyerek helallik isteyeceksiniz. hukuk devletinde helallik isteyerek kimse sorumluluktan kurtulmaz.
Şimdi başka bir yanlışa imza atılıyor. HÜDAPAR, Hizbullah'tan doğmuş bir parti. Yüzlerce insanın hunharca ölümüne neden olmuş bu yapıyı terör örgütü olarak görmüyor.Bu örgütün eylemlerinin çoğu farklı düşünen Müslümanlara yönelik saldırılardan oluşuyor. Mesela Gonca Kuriş. Bu kadıncağızı alçakça işkencelerle öldürürken bir de videoya çekmişler. 2000 yılında yapılan operasyonlarda bu kaset ele geçti. İzleyen emniyet mensupları, eğer bu kaseti medyaya verip vatandaşa izletseydik binlercesi dinden çıkardı, dediler. Kuriş'e hayvanca, merhametsizce işkence etmişler.Yalvarışları, yakarışları hiç birinin vicdanında en küçük bir tesir bırakmamış. Gonca Kuriş gibi daha böyle nice insan var. HÜDAPAR işte bu örgüte terör örgütü demiyor. Bunu dememek, diyememek bu eylemleri onaylamak demektir. Programında ise HDP'den daha radikal hedefler taşıyor, açıkça ülkenin eyaletlere bölünmesini istiyor. Ülkenin bir kısmını Kürdistan diye adlandırıyor. Kürtçenin resmi dil olmasını istiyor.Bu parti AKP/MHP ortaklığı tarafından meclise taşınıyor.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olsun diye Hizbullah'ın partisi ile PKK'nın partisi sistemin kilidi haline getirildi.Bir ihtiras uğruna devlet hercümerc edildi.MHP şemsiyesi altındaki milliyetçilik hadımlaştırıldı. Meclis terör örgütlerine, terör örgütü demeyen tiplere açıldı.Siyaset ve siyasetçi itibarsızlaştırıldı. Bunların hepsi bir kişiyi korumak ve ihtiraslarını tatmin etmek için yapıldı. Bir sistem ki meclisi bu tiplere açıyor, o sisteme artık ülkenin çıkarlarına hizmet ediyor demek mümkün mü?