https://www.elazigharputgazetesi.com/files/uploads/user/044a0fc97b76a6b678b493bdeb181289-010c03902d2710bb9b90.png
NAMIK KALKANCI

ALLAHIN'DA BIR HESABI VAR !

13-08-2023 11:59 1375 kez okundu.

Dünya hayatında kendimizi bir şekilde odaklayıp şartlandırdığımız kişisel istek ve arzularımız doğrultusunda yaşıyor, bu istek ve arzularımız gerçekleştiğinde mutlu, aksi halde mutsuz ve umutsuz oluyoruz. Dünyanın şuh hayat akışına kendimizi öylesine kaptırmışız ki, makam, mevki ve varlık içinde yaşama sarhoşu olmuşuz.

Attığımız her adım şeytani, inandığımız din gayri rahmani, yeyip içitiğimiz her şey haramdan ibaret. Gözlerimiz gerçekleri görmekten, kulaklarımız doğruları işitmekten, dillerimiz gerçekleri söylemekten çok uzak, aklen ve fikren ise özgür değiliz.

Beynimize empoze edilen birtakım yalan yanlış şeylerin aslını araştırmadan kabullenip, bir bilinmeze doğru yol alan özgür iradesini kaybetmiş zavallı yolcularız. Böl, parçala ve yönet prensibini kendilerine ilke edinmiş çıkar guruplarına hizmet etmeye adanılmışlığın sonu nereye kadar gider diye düşünmek bir tarafa, bunların hesabını yapmaktan bile aciz ve akıl fukarasıyız.

Yüzyıllardır en büyük sermaye gözüyle bakılıp kullanılan bir "din" anlayışı var ortada.

Başta tarikat ve cemaatler ile bunların ileri gelen gavs ve şeyhleri ile, dini siyasete alet edip kullanan siyasiler Allah'ın hak dinini her türlü ranta dönüştürmekte gayet başarılı olmuşlardır.

Din tamamen tasfiye olmuş, Allah'ın şefaat ve kerâmeti ise birlerine ihale edilmiştir. Kur'an anlaşılıp yaşanılmak üzere okunmak yerine, bu konuda insanların beyinleri yıkanarak o Kur'an güzel bir sesle okunmak suretiyle müzik dinletisi haline getirilmiştir. Ne o Kur'an'ı okuyan ve ne de dinleyenlerin asla anlamadığı büyük bir yanlışın içinde boğulup gidiyoruz.

Din tacirleri ile yobazların kesinlikle istediği de budur. Zira bu insanlar okudukları Kur'an'ın verdiği İlahi mesajları anlamış olsalardı, bu müptezellerin nefes alıp vermeleri bile mümkün değildi.

Edindikleri servetler, makam ve mevkiler hep bu şeytani planların sonucudur.

Bu nedenle farkındalık, sorup sorgulama feraseti ön plana çıkar ki, kişinin ön yargılardan uzak, meselenin özünü benimseyerek, Tevhid inancı bilincine ulaşması ile bir "teslimiyet" içresinde, "özgür kul" olmanın bilinci ile sonsuz huzur ve selamete ermek insanın gerçek amacı olmalıdır.

Aslında insanların Kur'anın özünden, bağlam ve bütünlüğünden, verdiği mesajlardan asla haberi yoktur. Herkesin tek yaptığı şey, eline aldığı o kutsal kitabı okuyup ve ezberlemekten ibarettir. Çok az kimse hariç hepsi kuralcılıkta ve şekilcilikte takılı kalmış, okuduklarının hakikatine ulaşamamışlardır.

Din adamı geçinenler ise, işin ciddiyetinde olmadıklarından dolayı ne kadar bidat, hurafe ve uydurma şeyler varsa bunları din adamlığı kisvesi altına insanlara sunmaktadırlar. Dindeki kurallar insanı dini hakikatlere ulaştırması için vardır. Kurallar amaç değil, sadece öze ulaştırmada kullanılacak araçlardır.

Allah'ın dininde hak, hukuk, adalet ve liyakat hep ön plandadır. Tevhid'den uzak bir inanç asla "İslâm" olamaz.

Çünkü Tevhid  bilinmez ve yaşanmazsa hakikate, kakikat te bilinmezse marifete geçilemez. Tevhid adına dini hakikatler gereği gibi idrak edilip yaşanamaz.

Tevhid inancında bütün elçiler aynı saygınlığa sahiptirler. Allah hiç bir elçisini bir diğerine üstün kılmamıştır.

Hz. İsa'ya, "Allah'ın oğlu" diyecek kadar ileri giden Hristiyanlar Tevhid inancına ihanet etmişlerdir. Bizler ise Allah'ın Hz. Muhammed için,  "Ey Muhammed sen olmasaydın ben bu alemi yaratmazdım" sözünü uydurmak suretiyle hem Allah'a iftirada bulunmuş ve hem de Hristiyanların yaptığı yanlışın içinde olmuşuz.

Oysa ki Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:

"Bilin ki, aranızda Allah'ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslâm'ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir." (Hucurât, 7)

Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi Allah bütün elçilerini bozulan dinleri düzeltmek, insanları inkâr ve fasıklık konusunda ikaz edip uyarmak için göndermiştir.

İnsanlığın gelişme sürecine bağlı olarak, İslam öğretisi belirli bir müfredat içerisinde elçiler vasıtasıyla kademe kademe, sırasıyla açığa çıkarılmak suretiyle gelmiş ve son olarak ta Resulullah ile "DİN" tamamlanmıştır. Bu da Kur'an'da “Bugün Dininizi Tamamladım” (Maide suresi, 3) şeklinde ifade edilmektedir.

Din Allah'ın yasalarıdır ve bu yasalar evrensel sistem içinde kıyamete kadar devam eder. İnsan ise akıllı bir varlık olup bu yasaları yaşamak için vardır.

Allah'ın bu yasalar bütünlüğü olan evrensel dinin adı "İSLÂM, bu dine inanıp yaşayanlara da "MÜSLÜMAN" denir.

Oysa ki günümüzde Müslüman olmanın tevhid adına hiç bir gerçekliği kalmamış, sosyolojik bir kimlik içerisinde kaybolup gitmiştir.

Gerçek anlamda İslâm'ı yaşamak ve Müslüman olabilmek için Allah'ın yasalarını, yasalar bütünlüğü olan Kur'an'ı ihlas ve samimiyetle anlayarak okuyup sırrına vakıf olmak gerekir.

İnsanlar birer fanidir ve hesabını vereceği bir gün vardır. O günün adı ise "HUZUR'U İLAHİ"dir. İnsanlar bu alemde geçici bir süre yaşamak için vardırlar. Bu geçici sürenin adı ise ömürdür.

İnsanlar geçici olan bu ömürlerini yaşarlarken büyük bir gaflet içinde, ince ve şeytani hesaplar yaparlar.

Müslüman gibi görünüp münafık gibi yaşarlar. Başlarına bir musibet geldiğinde Allah'ı hatırlayıp anarlar. Hayatın normal seyrinde ise Allah'ı unutup dünyanın şevk ve azameti içinde sürüklenip giderler.

İnsanlar Kur'an'ı hayatlarından çıkartıp devre dışı bıraktığı gün şeytanla işbirliği içinde olmaya başladılar.

Adalet, hak ve hukuku unuttular. Liyakatı hesaba katmayıp, torpil ve rüşvetle iç içe oldular. Hak ve haram yediler. Gasp ettiler ve orantısız zenginleştiler. Zengileşenler bu gayri meşru fiiliyatın içinde mesai yaparken birilerini de fakirleştirerek kendilerine mahkum ettiler.

Allah'ın yaratmış olduğu güzelim şu dünyayı mahvettiler ve doğanın dengesini bozdular.

Dinler uydurdular, tarikat ve cemaatlar kurdular. Netice itibariyle hep binbir hesap içinde oldular, ama Allah'ın da bir hesabının olduğunu hep unuttular.

 

Evet, herkes çok iyi bilsinki Allah'ın da bir hesabı var !..

Neler Söylendi?
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama smok betvolegiris.co deneme bonusu